Türkiye-Almanya Maçı
Soyunma odasında gerekli konuşmalar yapılmış ve seromoniye çıkmak için girişte bekliyorduk. Mirza da ilk 11 başlıyordu ve neredeyse hemen yanımda duruyordu ama asla temas kurmamıştı. İlkay abi ile Hakan abi selamlaşmış sonrasında bizde göz göze gelmiştik ama bana selam vermeyi tercih etmemişti. Kendi bilirdi.Seromoniye çıkmış ve marşları okuduktan sonra diğer oyuncular ile el selamlaşması yapıyorduk ki hiç biri bana elini uzatmamıştı kendi kardeşim bile elini geriye çekmişti.
Yanlarından öylece geçip gitmiş ve takımla fotoğraf çektirdikten sonra ve yazı turadan sonra maç başlamıştı.
İlk yarı bittiğinde her iki takımdan da gol sesi çıkmamış ve beraberlikle soyunma odalarına geçilmişti.
İkinci yarı başladığında ise Türkiye daha agresif oynamaya da başlamıştı. Her atağımızda sertçe müdahale ile kesintiye uğruyorduk. Maçın son dakikalarına yaklaştığımızda ise rakip takımın ceza sahasındaydım ve benimle birlikte Kai de ceza sahasındaydı.
Ona topu göndereceğim sırada daha önce sakatlandığım bacağıma doğru arkamdan bir darbe almıştım ve bunu kimin yaptığını bile göremeden yere kapaklanmıştım.
Yerde acı içerisinde kıvranırken hakemin ne karar verdiğini bile göremiyordum.
Bacağımdaki dayanılmayan acının sonunda sahaya sağlık ekibi girmiş ve acilen değişiklik yapılması gerektiğini ve hastaneye gidilmesinin gerektiğini bildirmişlerdi. Sedye ile dışarıya çıkmadan önce takım arkadaşlarım destek vermiş ve hakeminde penaltı verdiğini öğrenmiştim.
Sonrasında ise maça dair herhangi bir bilgim olmamıştı çünkü apar topar hastaneye kaldırılmış ve yapılan tetkiklerle sakatlığın nüksettiği ameliyatlık bir durum olduğu öğrenilmişti. Ancak koçtan gelecek söze göre hareket edileceğinden şu anda öylece bekliyordum.
Telefondan maça baktığımda ise 1-0 önde olduğumuz penaltının da kullanıldığını Kainin golü attığını görmüştüm ve karşı takımda da benim oyundan çıktığım sürede alınmış olan kırmızı kartı görmüştüm. Sakatlanmama sebep olan kardeşimdi ve oyundan oda atılmıştı.
Cidden buna sebep olacak kadar gözü dönmüş müydü? Sakatlık yaşamam problem değildi bu herhangi biri tarafından da başıma gelebilirdi ancak izlediğim pozisyonda o kadar sert giriyordu ki sakatlığı olmayan birinin bile tendonlarını kopartacak cinstendi.
Maçın bitmesiyle de takımdan 4-5 kişi ve koç yanıma gelmiş gelemeyenlerle de görüntülü konuşmuştum.
Koç doktorla durumumu görüşüp benimde kararımı almak üzere yanıma gelmişti. Eğer ameliyat olursam turnuvanın geri kalanında olamayacaktım bende koçumun ve doktorunda izniyle iğnelerle idare edebileceğime turnuvanın sonunda da direkt olarak ameliyat olacağıma karar vermiştim.
Kaldı ki ne kadar iğnelerle idare etmeye çalışacak olsam da herhangi bir maçta oynayamayacaktım. Hastanede gerekli müdahaleler yapıldıktan sonra takımın yanına geri dönmüştüm hepsi durumun farkındaydı ve hiçbir şey söyleyemiyorlardı. Söylenecek bişey de yoktu zaten.
Bir özür konuşması bekliyordum gelmeyeceğini bile bile ve tek merak ettiğim bu denli herkesin benden nefret etmesini sağlayan şey ne bu sadece milli takımdan dolayı olamazdı. Eğer öyleyse bu saçmalıktan başka bişey değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURANOĞLU
Short StoryAlmanya da büyümüş 2 kardeş ikisinin de hayali iyi birer futbolcu olabilmek ve bu hayali de gerçekleştiriyorlar ancak konu milli takıma geldiğinde birbirlerinden farklı tercihler yapıyorlar ve bu durum aralarını bozmaya yetiyor.