Seyran sıkıca Feritin elinden tutmuş usul adımlarla merdivenlerden iniyordu. Yalının bu kadar büyük olduğunu düşünmüyordu Seyran. Ne kadar lüks bir yalı olsa da evin eski bir havası vardı. Seyran ise en çok evin bu eski havasını sevmişti. Duvarda olan büyük tablolar, büyük ahşap kapılar, zevkle seçilmiş mobilyalar ve diğer şeylere Seyran hayranlıkla bakıyordu.
Bu yalının iç mimarıyla tanışmayı çok isterdi doğrusu. Merdivenlerden indikten sonra sağa dönerek salona geçtiler. Halis ağa dışında herkes salondaydı. Genelde Halis ağa gelmeden hemen önce sofra başına geçerlerdi.
"İyi akşamlar" diyerek içeri girdiler. Bir anda tüm aile üyeleri Ferit ve Seyrana bakmaya başladı. Özellikle de Seyrana karşı rahatsız edici bir bakış sergiliyorlardı.
"İyi akşamlar oğlum." dedi Gülgün Seyrana göz süzerek.
"Ee napıyorsunuz bakalım?" dedi Ferit. Seyran koltuğa oturduktan sonra yanına oturdu. Elini hala bırakmamıştı.
"Sizin hakkınızda konuşuyorduk daha demin." dedi Nükhet. Ara karıştırmada bir numaraydı. Bu yüzden evde İfakat'le sürekli yarışırdı ama evin kızı olmanın verdiği ayrıcalıkla kendini hep üstün sanardı.
"Allah Allah. Ne konuşuyordunuz?" Kaşlarını çattı Ferit.
"Gizemli evliliğin hakkında konuşuyorduk Feritciğim. Sabahtan beri konuşuyoruz ama bir türlü bir cevap bulamıyoruz." dedi İfakat.
"Arazında konuşmak yerine bize sormayı deneseydiniz keşke. Bu kadar kafa yormanıza da gerek kalmazdı." dedi Ferit. Küçüklüğünden beri anlayamadığı bir şekilde yengesini sevmezdi. Bazen çocuğunu kaybetmenin verdiği acıyla bu kadar ruhsuz olduğunu düşünürdü.
"Bir daha ki sefere konuşmak için senden izin isteyelim o zaman Ferit. Ne dersin?" dedi Orhan. Siniri geçmemişti. Oğlunun bu ani evliliğini anlayamıyordu. Karşısına geçip baba oğul gibi konuşmak yerine bağırmayı tercih ediyordu.
"Çocuklar daha bu gün geldi. Şimdiden geldikleri için pişman ettiniz. Azıcık rahat verin." dedi Emin Ferite göz kırparak.
"Senlik bir durum yok abi. Lütfen sen karışma." Orhan her ne kadar çekinse de Eminden yinede susmamıştı. Halis yoktu ne de olsa.
"Senlik bir durum da yok Orhan." diye cevap verdi Emin.
"Gerginliğe gerek yok bence dimi. Ferit ve Sibelde geldiğine göre onlara soralım o zaman." dedi Nükhet. Seyranın ismini bildiği halde arayı karıştırmak için yanlış söylemişti. Ayrıca evde gerginliğin ve huzursuzluğun olmasını en çok o istiyordu. Halisin Feriti Kayadan daha çok sevdiğini belli etmese de iyi biliyordu. Feritin gelmesi onun için hiç iyi olmamıştı. Bir an önce Feriti de Seyranı da İtalyaya geri göndermeliydi.
"Sibel değil. Seyran" dedi Seyran. Şimdiden işler karışmaya başlamıştı.
"Nerede tanıştınız, nasıl tanıştınız, evlenmeye nasıl karar verdiniz anlatın bakalım." diye sordu Nükhet. Herkes ise pür dikkat Ferite bakıyordu.
"2. Sınıftayken üniversite de tanıştık. Seyranın ismini öğrenene kadar yabancı sanıyordum hatta İtalyanca konuşuyorduk." dedi Ferit. Gerçekten ailesinin bu detaylarla ilgilendiğini sanıyordu ama onların tek amacı bir açıklarını bulmaktı.
"Türk olduğunuzu öğrenince daha da mutlu olmuşsunuzdur." dedi Asuman.
"Evet. Oradayken kendimi çok yalnız hissediyordum ama Feritle tanıştıktan sonra orası artık evim gibi gelmeye başladı." diye cevap verdi Seyran.
"İşte biz o günden sonra sürekli birlikte olduk-" dedi Ferit. Tüm gözler bir anda Ferite dönmeye başladı. "Yani birlikte olduk derken sürekli beraber vakit geçirdik. İşte sohbet ettik, gezdik, bir birimizi tanıdık." diye tekrardan düzeltdi Ferit. Seyran ise gülmemek için adeta bir yaşam savaşı veriyordu. Ne de olsa gerçekten defalarca birlikte olmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zemheri / SeyFer
Romanceİtalya'da tanışıp evlenen Seyran ve Ferit, evliliklerinden kısa bir süre sonra ailevi sebeplerden dolayı İtanbula, Feritin ailesinin yanına geri dönmek zorunda kalır. Her şeyin güzel olacağını düşünen Seyran başına geleceklerden habersizdir.