2. bölüm

444 91 12
                                    

Burçin yurt için yolladığı paraya rağmen kabul edilmemişti ve sokakta kalmıştı. Kafasını kaşıyarak öylece duruyordu, ilanlara bakmaya karar verdi. Sarı siteden ev arkadaşı ilanları arıyordu, bulunduğu semtte yoktu hiç.

Biraz uzak bir semtte bir ilan gördü, kira oldukça ucuzdu. Kaşları çatıldı, cinsiyet bile umursamadan ev arkadaşı arıyorlardı. Kocaman harflarle acil diye belirtilmişti, hemen aradı.

Kadının biri esneyerek açtı telefonu, boğazını temizleyip lafa girdi.

"Merhaba, ben ev arkadaşı ilanınız için aramıştım da... ne gibi şartlarınız var." Kadının sesi biraz uzaktan geliyordu.

"Kira aylık iki bin, kendi odanı ve haftada bir gün tuvalet banyoyu temizlersin. Sigara içmek yasak, porno izlemek yasak, askıntılık yasak. Yiyeceğini pişirirsin, benimle paylaşırsan bende pişirince seninle paylaşırım. Faturalar ortaklaşa, kullansan da kullanmasan da... kapişşş.." derin bir nefes alıp onayladı.

"Ne zaman gelebilirim peki, oda eşyalı mı? Bir şey almam gerekiyor mu?" Kadın kıkırdadı.

"Kendini getir çocuk, ev eşyalı." Teşekkür edip konum istedi, minibüse binmek için okulun yakınındaki durağa yürüdü.

Evin konumu açıktı ve en yakınından geçen yeri aklına kazımalıydı. Tam sokağın başından geçiyordu ve yokuşu çıkmasına gerek kalmadan ikinci ev kadınındı. Rahat bir nefes aldı, iki valiz ve sırt çantasıyla o yokuşu çıkamazdı.

Kapıda oturan kadını gördü, çekirdek yiyordu. Elinde valizlerle geldiğini görünce gülümseyip ayağa kalktı.

"Aaaa minnoş, ne tatlıymışsın sen beee..." kadın onu süzünce utanmıştı. Ne var yani boyu 160 yoktuysa... herkes uzun olmak zorunda mıydı sanki?

"Gel bak bakalım, her gören geri gidiyor. Belki sen seversin." Burçin kadının peşinden eve girince şaşırdı, her yerde abiye kıyafetler ve süsler vardı.

Hayretle etrafı inceledi, taşlı topuklu ayakkabılar etrafta kutuların üstünde duruyordu. Mağazayı buraya boşaltmış gibiydi iflas eden dükkanlar...

"Bunları alacak kadar dolabım yok maalesef, atamıyorum da... malum herşey çok pahalı. Birkaç ayda bir tekrar giyiyorum, kimse fark etmiyor." Oğlan yutkunup kadına döndü.

"Şarkıcı falan mısınız?" Kahkahalara boğulan kadın gözlerini silerek toparlandı.

"Ayyy, hiç gülesim yoktu beee.. pavyonun Dilberlerinden biriyim güzelim. Sıkıntı olur mu sana?" Göz kırpıp genci dikkatle izledi.

Omuz silken genç ile sırıttı, dipteki boş odaya ilerlemesi için yönlendirdi. Oda gri ve pembeydi, harika....

Kadına dönüp burukça gülümsedi, çok zevksizdi odanın eşyaları ama gariptir ki tertemiz duruyordu. Hatta oda yumuşatıcı kokuyordu hafiften...

"Üç aylık peşin alıyorum, sen temiz birisine benziyorsun kaporaya veya hava parasına gerek yok. Sadece ayın ilk haftası ödeme yap yeter tatlım." Burçin sevindi, yurda yatırdığı para yetecekti.

"Nakit vereyim, anahtarı ne zaman alabilirim? Haftaya okul açılıyor da..." kadın girişteki milyon tane eşyanın arasından eliyle koymuş gibi buldu ayıcıklı anahtarı.

"Al bakalım, modemin altında internetin şifresi yazıyor. Unutma porno yasak." Kızararak omuz silkti, pek sık izlemezdi zaten.

"Pek sevmem zaten." Ağzının içinde mırıldanıp valizlerini odaya çekti, korkuyordu aslında. Hiç tanımadığı birisiyle aynı evde yaşayacaktı sonuçta.

Bomboş dolaba eşyalarını yerleştirdi, ayakkabılarını da kutusuyla çalışma masasının altına koymuştu. Bakım ürünlerini küçük çantasıyla şifonyere koydu, herşeyini yerleştirince odaya bakındı. Biraz onun havasına bürünmüştü sanki...

Büyük siyah poşeti açtı, büyük bir kağıtta TURAN 054********* şeklinde numarası ve ismi yazılıydı muavinin.

Hemen kaydetti, belki tekrar görüşürlerdi, kim bilir belki arkadaş olurlardı...

Poşetten on kadar köpük pakette kahvaltı çıktı, krakerler, ucuz otobüs kekleri, diyet bisküviler, tek içimlik kahveler ve sallama çaylar... gözleri doldu. Eskiden olsa böyle birşeyi aşağılanma olarak görürdü, burnunu eğip bakmazdı bile...

Ama şimdi...

Sevdiği marka olmamasına rağmen kahveleri saklamak istiyordu, belki alacak parası kalmazdı ileride. Yutkunup şifonyere doldurdu kahve ve diğer şeyleri, kahvaltılıkları ise mutfağa götürmüştü.

"Abla, bunları bana otobüste verdiler. Sabah yeriz birlikte." Umutla bakmıştı kadına...

"Yeriz maviş, sarhoş gelmezsem yeriz." Kadın yanağını sıkıp odasına geçmeden ona döndü.

"Adım Lale, sormadın ama..." muzip bir ifadeyle göz kırpıp kapıyı kapattı.

Pavyon GülüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin