- Ağustos böceği ve karınca-
Taehyung: 19
Jungkook: 18
🐜
Akşam saatlerinde, güne sıcak ve cıvıl cıvıl başlayan şehre inat yağan yağmur, eski tip arabaların sürülmesini zor kılıyor ve bir an önce evine dönmeye çalışan, tüm gün işlerinde yorulan insanları ıslatıyordu. Saat o kadar da geç olduğunu göstermese de hava iç karartan bir renge bürünmüştü. Yağmur gittikçe hızlanıyor, şemsiyesi olan bazı insanların aksine sokak hayvanları sığınacak delik arıyordu.
Bu kargaşanın biraz uzağında iki genç, yağan yağmuru umursamadan ara sokaklarda geziyor, yalnız kalacak bir zaman kollamaya çalışıyorlardı. Üzerlerindeki kasabadan şehre indiklerini belli eden eski ve bazı yerleri yırtık kıyafetler yanlarından geçen insanların onlara kibirli, iğrenircesine bakmasına neden oluyordu. Fakat bu iki gencin insanları pek ciddiye aldığı söylenemezdi. Doğdukları günden beri bu bakışlara maruz kalıyorlardı zaten. İkisinin de bu şehre pek aşina olmadığı bir süre sonra dolanmayı bırakıp artık tanıdık gelmeyen binalara endişeli bir şekilde bakmalarından belli oluyordu.
"Sanırım kaybolduk."
Sadece birkaç gün önce reşit olmuş, esmer gencin sözüyle yanındaki küçük sinirli bakışlarını ona atmıştı. Esmer olan bunun sebebini pek iyi biliyordu çünkü ikili yalnız kalmak için küçük, fakir kasabalarından ayrılmıştı. Yoldayken yağmur bir anda basmış ve hem yağmurda daha fazla kalmamak hem de günlerdir birbirini görememenin özlemini gidermek için uygun bir yer arıyorlardı.
"Sana fazla uzaklaşmayalım demiştim Taehyung!"
"Sakin ol güzelim."
Taehyung çocuğun soğuktan kızarmış burnunu öpmeye yeltenmişti ki beyaz tenlinin kafasını uzaklaştırmasıyla bu girişimi başarısız olmuştu. Sevgilisinin bu hareketiyle suratı düşmüştü. Karşı taraf durumu fark etmiş ve esmere yaklaşmış, kulağına fısıldamıştı.
"Birileri görebilir aşkım."
Son kelimeyle yumuşayan Taehyung küçüğe samimi bir gülümseme vermişti. Jungkook büyük gözleriyle sevgilisinin gülüşüne takılırken, Taehyung yağmurda ıslanmış çocuğun bu halde bile nasıl bu kadar güzel olduğunu düşünüyordu. Çocuğun üstünde bazı yerleri yırtık ve eski olduğu her yerinden belli olan kıyafetler olmasına rağmen pahalı ve modern giyinen insanlardan daha güzel, çekici görünüyordu. Sevgilisi mükemmeldi ve Taehyung onu hak edecek nasıl bir iyilik yaptığını bilmiyordu.
Jungkook'la daha çok küçükken tanışmıştı, fakat yakınlaşmaları pek hızlı olmamıştı. Çünkü Jungkook küçükken pek sessiz ve çekingen bir çocuktu. Taehyung'un ondan büyük olması da daha çok çekinmesini sağlamıştı. Buna rağmen Taehyung, bu kocaman gözleri olan çocuğa kendini sevdirmişti. İlk zamanlar çok yakın arkadaş olmuşlar, Taehyung Jungkook'un sessiz ve çekingen tarafını yitirmesine sebep olmuştu. Jungkook Taehyung'la büyüdükçe onun gibi sosyal birine dönüşmüştü.
Aradan yıllar geçmiş ve ikilinin arkadaşlığı aşka dönüşmüştü. Bunu ilk fark eden taraf Jungkook olmuş, utancından Taehyung'dan kaçmıştı. Taehyung bunun iyi anlamda bi uzaklaşma olduğunu çok geçmeden fark etmişti. Güzeller güzeline bir Noel gecesi aşkını itiraf etmiş, birkaç kızarmış yanak ve minik öpücüklerle yeni yıla aşkla girmişlerdi. Ufak kıskançlık atışmalarını saymazsak ilişkileri iki yıldır sorunsuz gidiyordu.
Aşk dolu bakışmaları ne kadar sürdü bilinmez, hızlanan yağmurdan dolayı sesiyle şehri inleten gök gürültüsü bakışmalarını sonlandırmaları gerektiğini gösteriyordu. Jungkook sese irkilmiş ve Taehyung'a biraz daha yaklaşmıştı fark etmeden. Taehyung çocuğun sırtına kolunu dolamış ve göğsüne çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hasret. tk
Historical FictionKarınca, Ağustos böceğini her gün bekledi. Ama Ağustos böceği hiç gelmedi.