İşte böylece bu kendine özgü adam Şubat ayının yirmi dokuzunda, karların erimeye başladığı gün sonsuzluğun içinden Iping Village'e çıkıp gelmişti. Ertesi gün eriyen karların arasından eşyaları da çıkıp geldiler. Doğrusu epey bir eşya da vardı. Gerçekten de aklı başında bir adamın ihtiyaç duyacağı türden birkaç büyük bavul göze çarpıyordu, ama bunların yanında kitaplarla dolu bir kutu -bazıları sadece anlaşılmaz elyazmalarından oluşan, büyük, kalın kitaplardı bunlar- ve bir düzine kadar da, içlerinde kırılmamaları için çevrelerine saman doldurularak paketlenmiş birtakım nesnelerin -öylesine bir merakla samanları eşeleyen Hall'ün gördüğü kadarıyla cam şişelerdi bunlarbulunduğu sandıklar, kutular, kasalar da vardı. Şapkası, paltosu, eldivenleri ve sargı bezleri ile sarılıp sarmalanmış olan yabancı, Fearenside'ın arabasını karşılamak için sabırsızlıkla dışarı fırladığında, Hall eşyaları içeri taşımaya yardım etmeden önce bir iki kelime dedikodu etmeye çalışıyordu. Yabancı dışarı geldi, biraz dilettante 7 bir tavırla Hall'ün bacaklarını koklamakta olan Fearenside'ın köpeğini fark etmemişti. "Şu kutuları alın da, gelin," dedi. "Kâfi derecede bekledim."
Merdivenin basamaklarından inerken, ellerini daha küçük olan sandığı tutmak istiyormuş gibi uzatarak arabanın arka tarafına doğru yöneldi.
Ancak Fearenside'ın köpeği onu görür görmez kıllarını kabartarak vahşice hırlamaya başladı ve yabancı hızla basamaklardan aşağı indiği anda, biraz tereddüt ederek de olsa sıçrayarak, yabancının eline doğru atıldı. "Aman!" diye bağırdı Hall geriye sıçrayarak, köpeklerden korkmadığı söylenemezdi ve Fearenside köpeğe "Yere yat!" diye bağırarak, kamçısını kaptı.
Köpeğin dişlerinin yabancının elini sıyırıp geçtiğini gördüler. bunu bir tekme sesi izledi, sonra köpeğin yana doğru sıçrayarak saldırıya geçtiğini ve tam yabancının bacaklarının üstüne indiğini gördükleri anda yabancının pantolonunun yırtıldığı duyuldu. Sonra Fearenside'ın kamçısının sivri ucu sahibi olduğu hayvana ulaşmaya başardı ve köpek, dehşet içinde kesik kesik havlayarak yük arabasının tekerleklerinin altına saklandı. Bütün bunlar yarım dakika içinde olup bitmişti. Kimse konuşmuyor, herkes bağırıp çağırıyordu. Yabancı hızla yırtılan eldivenlerine ve pantolonuna bir göz attı, bacağına doğru eğilecek gibi oldu, ama sonra döndü ve basamaklardan hana doğru koşturdu. Onun koridordan paldır küldür geçtiğini ve çıplak merdivenlerden odasına çıktığını duydular.
"Seni canavar, seni!" dedi Fearenside elinde kamçı ile yük arabasından inerken, bu sırada köpek de tekerleklerin arasından onu izliyordu. "Gel buraya!" dedi Fearenside. "Gelsen iyi olur."
Hall ağzı açık kalakalmıştı. "Isırdı herifi," dedi. "Gidip şuna bi' baksam iyi ol'cak." Yabancının ardından seğirtti. Koridorda Bayan Hallle karşı karşıya geldi. "Arabacının iti," dedi, "herifi ısırdı."
Dosdoğru yukarı çıktı ve yabancının kapısını yarı aralık bulunca kapıyı açtı ve doğal olarak yabancının çektiği acıyı düşünen bir ruh hali içinde bulunduğundan teklifsizce içeri daldı.
Pencerenin storu indirilmişti ve odanın içi loştu. Bir an için aşırı derecede tuhaf bir şey görür gibi oldu; ona doğru savrulan. elsiz bir kola benzeyen bir şey ve tam da hercai menekşe yapraklarındaki noktalara benzeyen sınırları belirsiz üç kocaman nokradan oluşan bir yüz. Sonra göğsüne şiddetli bir darbe yedi, hızla arka tarafa doğru savruldu, kapı şiddetle çarparak yüzüne kapandı ve kilitlendi, bütün bunlar o kadar çabuk olmuştu ki, bir şeyler görmeye fırsat bile bulamamıştı. Ortalıkta salınan anlaşılmaz birtakım şekiller, bir darbe, sonra da çarpan bir kapı. Orada, o küçük karanlık merdiven sahanlığında, gördüklerinin ne olabileceğini düşünerek kalakalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görünmez adam
Ciencia FicciónBaşarılı bir bilim adamı olan Sebastian Caine tam görünmezlik sağlayan bir serum yaratır. Bulduğu formulü kullanan Caine görünmez olur ancak ondaki bu değişim beraberinde önceden tahmin edilmeyen bir güç getirir. Bu güç Caine'e ahlaki değerlerini un...