24

163 32 35
                                    

"Hayır Yeonjun. Tek kelime daha duymak istemiyorum, onu nerden aldıysan aynı şekilde yerine bırakıyorsun o kadar."

"Ama anne."

"Yeonjun?"

Siyah saçlı oğlan elinde tuttuğu yavruyu eve sokmak için annesini ikna etmeye çalışırken bu durumun onu bu denli zorlayacağını tahmin etmemiş, dakikalardır kapıda bekleyerek kendisini eve sokmamaya yemin etmiş kadının inadını kırmaya uğraşıyordu.

Fakat kapının açıldığı andan itibaren bir defa olsun olumlu yanıt alamamış, annesinin bu tavrı tüm hayalinin suya düşmesine sebep olmuştu. Beomgyu'ya söz vermişti, sahiplenmek için aldığı yavruyu öylece sokağa bırakıp gidemezdi.

"O elindekini bırakmadan eve giremezsin."

Kadın son sözlerini de söyleyerek kapıyı çarptığında siyah saçlı oflayarak gözlerini kapatmış ve sırtındaki çanta omuzlarını ağrıtmaya başladığından kafasını geriye çevirip kapının önündeki bahçe duvarına yaklaşmıştı.

Kolları arasındaki kedi çantasını yavaşça yere bırakarak sırtındakini de omuzlarından aşağı kaldırmış, siyah sırt çantasının yerle buluşmasını sağlamıştı. Duvara isteksizce sırtını dayayıp çantası gibi kendisini de yere attığında kolları kırılan dizlerinin üstüne yerleşmiş, yanıbaşındaki yavruyu izlerken eğdiği kafasına destek yapmıştı.

"Ne yapacağım şimdi ben seni?"

Gözleri hayvanın üstünde gezinirken tekrar evin kapalı olan kapısını bulmuş, keyifsizce bir nefes vererek eli ile yüzünü sıvazlamıştı. Böyle olması hiç iyi olmamıştı, annesinin reddedeceğini düşünmemişti.

Birkaç dakika daha yerde oturarak bir çözüm yolu ararken aklına bir kişinin gelmesi ile yere eğdiği kafasını kaldırmış ve ani heyecan ile eli telefonuna gitmişti.

...

"Sen var ya adamsın adam, dostum benim. Biliyordum beni yarı yolda bırakmayacağını aslanım."

Yeonjun, elindeki yavrunun çantasını arkadaşının kolları arasına bırakırken yüzündeki keyifli gülümseme ile etrafına bakınarak bir eksik kalıp kalmadığını kontrol etti.

"Tamam tamam çok abartma. Hyeri ile yakınız bu aralar diye keyfim yerinde, ondan kabul ettim."

Siyah saçlı hırsız geri adımlayarak yüzüne şaşırdığını belli eden bir ifade eklemiş ve ellerini beline yerleştirerek kafasını eğmişti.

"Cidden mi? Çıkıyor musunuz yoksa?"

Kızıl saçlı oğlan, arkadaşının sorusuna karşı utanarak bakışlarını kaçırmış ve saklayamadığı heyecan dolu gülümsemesini sunmuştu. İstemsizce sesi alçalmıştı.

"Çıkmıyoruz, yani daha değil. Ama içimde çok büyük bir umut var. Oluruz biz değil mi Jun?"

Siyah saçlı, arkadaşının omzuna sertçe vurarak güldü.

"Olursunuz tabii oğlum! Bal gibi olursunuz hem de, yakışıklı çocuksun, şu ana kadar nasıl yakın olmadınız anlamadım zaten."

Minho'nun yüzündeki gülümseme hafif de olsa silindiğinde kuruyan dudaklarını diliyle ıslattı.

"Biliyorsun, aslında özel hayatından bahsedilmesinden pek hoşlanmıyor ama... Zor zamanlar geçirdi. Tam olarak da atlatmış değil."

stole from you, yeongyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin