Hyunjin hırkasına sıkıca sarılıp şapkasını kafasına geçirmiş, bıkkınlık dolu adımlarla aile evine gitmeye başlamıştı. Bir yandan içindeki heyecanı bastıramıyordu çünkü biricik sevgilisi onun evinde oturmuş onu bekliyordu. Annesinin arkadaşının oğlu Chan hayatına girdiği gibi her şey değişmiş, Hyunjin yöneliminin farkına varmıştı.
Çok geçmeden evinin zilini çaldığında kapıyı sevgilisinin açacağını bilerek gülümsedi. Birkaç saniye sonra karşısındaki yüzle kocaman sırıtırken yalandan birkaç şey mırıldandı. "Hoş geldin Chan Hyung." Chan'ın kaşları 'öyle mi' dercesine havalanmış, Hyunjin'in içeri geçmesini beklemişti. O salona geçmeden yanağından makas almayı ise her zamanki gibi ihmal etmemişti.
Karşısında ona her şeyi veren, bir süre sonra tüm hayatı olan sevgilisi dururken en küçük temas bile heyecanlanmasına sebepti Chan için.
Hoş geldin fasılları bitmiş, Hyunjin hemen sevgilisinin karşısında olan koltukta oturuyordu. Gözleri sürekli sevgilisinde gezinirken arada yayılmış bacaklarına takılıyor, istemsizce yutkunuyordu. O kucak şu an en çok olmak istediği yerlerden birisiydi, sevgilisinin dokunuşlarına ihtiyaç duyuyordu.
Hyunjin hayallere dalıp gitmişken Chan amacına varmanın keyfiyle sırıtıyordu. Sevgilisini çok iyi tanıyordu ve şu an kendisine ne kadar ihtiyaç duyduğunun da farkındaydı. Telefonunu eline aldı ve güzel sevgilisini minik bir oyunun içine çekmek adına ona bir mesaj gönderdi.
'Eğer sessiz olabileceğini düşünüyorsan tuvalette seni bekliyor olacağım sevgilim.'
Gördüğü mesajla gerginlikle dilini dudaklarında gezdirdi Hyunjin. Hemen ardından Chan tuvalet için kalktığında peşinden Hyunjin de kalkmış, odada oturacaklarını söyleyerek yaşlı kadınların yanından ayrılmıştı. Sakin adımları tuvalete yönelirken bir anda kolunu bir el tutmuş ve sertçe tuvalete çekilmişti. Sırtı kapıya çarparken hızla dudaklarında hissettiği baskıyla minik bir inilti kaçmıştı dudaklarından.
O sevgilisini çok özlemiş olabilirdi ama en iyi bildiği şey Chan'ın her zaman bu konuda ondan fazlası olduğuydu. Chan, Hyunjin'e asla doyamıyordu.
Hyunjin anın şokuyla derin bir nefes alırken Chan dolgun hafif kırmızı dudakları kendi dudakları arasında sertçe ezmekle meşguldü. O kapı açıldığından beri beklediği tek şey bu andı, sevgilisine istediği kadar dokunabileceği o anı beklemişti. Hyunjin hâlâ öpücüklerine karşılık vermediğinde dişlerini sertçe geçirmiş, en sevdiği müziğin kulaklarına sessizce tekrar dolanmasıyla gülümsemişti. Hemen ardından sevgilisi ona karşılık verdiğinde dilini kırmızılıklar arasından ittirdi ve cennetin kapılarının kendi için aralanmasıyla sevgilisini sıkıca belinden tutarak kendisine bastırdı.
Banyoda duyulan öpüşme sesini bastıracak hiçbir şey olmaması Hyunjin'i ne kadar korkutuyorsa Chan'a da bir o kadar zevk veriyordu. Yakalanma korkusu ikisinin de hoşuna gidiyordu bir yandan. Hyunjin aklına dolan bu düşüncelerle dudaklarını ayırıp kafasını kapıya yaslamış, kendini sevgilisine sürtmüştü. İkisi de bununla derince inlerken Chan kafasını bebeğinin beyaz boynuna gömmüş, bulduğu her noktayı kendine ait yapana kadar dudaklarını ayırmıyordu. Eli ise rahat durmuyor, çocuğun kalçasının üstünde yaramazca dolanıyordu.
Hyunjin'in onu bu kadar çok arzuladığını görmek Chan'ın yaşaması için bir sebepti. Hyunjin'in varlığı Chan'ın yaşamıydı.
"Her noktan, bedeninin her kısmı bana ait Hyunjin. Sen bana aitsin. Benim ellerime, dudaklarıma ve zihnime aitsin." Elini yavaşça çocuğun eşofmanından içeri gönderdi ve iç çamaşırının içine sızdı sinsice. Sıcak parmakları arasında yumuşak teni sıkıştırmış ve gülmüştü. "Bedeninin benim için ne kadar kasıldığını görüyor musun? Her bir zerren benim için atıyor sevgilim." Zehirli cümlelerini sessiz bir tonda söylerken çocuğun üstündeki hırkayı yere atmış, siyah tişörtü de hırkanın yanına göndermişti. Boştaki elini çocuğun göğüslerine çıkarırken tüy gibi dokunuşlarla okşuyordu sanki onu.
"Benimsin ve öyle kalacaksın Hyunjin, tenine bendem başkası hiçbir zaman dokunmayacak. Göğüs uçların sadece benim için dikleşecek, dudaklarından benim adım dökülecek, deliğin sadece benim adımı duyunca kasılacak. Sadece benimsin, her şeyin benim." Hyunjin duyduğu cümlelerle kendisini sevgilisinin eline ittirirken çaresizce onaylamaya çalışıyordu sevgilisini. Cümle kuramayacak kadar hassastı ve Chan'a ihtiyacı vardı. Çıldırmak üzere olduğunu hissederken bir anda içine giren parmakla kapıya sertçe tutunmuş, dudaklarını birbirine bastırmıştı. Chan'ın öpücükleri göğüslerinde gezerken parmağı onu mahvetmek istercesine mahreminde dolanıyordu.
"Chan..." nefesinin kesilmek üzere olduğunu düşünüyordu. İkisi de yavaştan kontrollerini kaybediyorlardı. Chan parmağının yanına bir ikincisini de eklediğinde aynı zamanda dizleri üzerine çökmüş, sevgilisinin eşofmanını iç çamaşırıyla birlikte indirmişti. Gözleri önüne giren penise sıcak nefesini bırakmıştı yavaşça. Bununla birlikte Hyunjin'in zevkten bedeni daha da kasılmış, içindeki parmakları sıkıca sarmıştı. Penisi üzerinde dolanan sıcak nefesler bile onu delirtmeye yeterken Chan'ın sıcak ağızıyla bayılacağını hissediyordu sanki. Chan yavaşça penisin ucunu öperken dudakları arasına onu misafir etmiş, parmaklarının hızının aksine yavaşça emiyordu. Parmakları sevgilisini acımasızca keşfederken Hyunjin çift taraflı aldığı zevke dayanamayarak ellerini Chan'ın saçlarına atmış, sertçe çekiştiriyordu. Chan ise belirgin damarların üzerine dilini dolandırıyor, arada dişini sürtüyordu patlamak üzere olan penise. Sevgilisinin canının yanmasını seviyordu, bu onun çok hoşuna gidiyordu.
"Chan daha fazlasına ihtiyacım var..." zor aldığı nefesler arasından konuşurken Chan onu umursamıyordu. İki parmağı sertçe sevgilisinin güzel duvarlarını eziyor, dili ise onu güzelce ıslatıyordu. Kafasını her geriye çektiğinde Hyunjin saçlarından baskı yaparak kendisini tekrardan sıcak ağıza itmeye çalışıyordu çaresizce. Her bunu yaptığında deliğindeki parmaklar ona daha da yetersiz geliyor huysuzlukla mırıldanıyordu. Yavaşça sona yaklaştığını hissedebiliyordu, aklı çıkacak gibiydi. Ter tüm bedenini kaplamışken zevkten ayak parmakları bükülüyordu. Dayanamayacağını hissediyordu sanki.
Chan sevgilisinin bu halinden oldukça keyif alırken parmaklarını deliğin içinde hafifçe büktü. Sevgilisinin tatlı noktasını bulduğunu anlaması ise hiç zor olmamıştı. Hyunjin kafasını sertöe kapıya çarpmış, bacakları bükülmüştü. Dudakları arasındaki penisi çıkarırken uzaklaşmadan konuştu;
"Arsız çocuk. Bedenin seni sikmem için bana yalvarıyor Hyunjin." Sıcak nefesi çocuğun tüm penisine dokunurken tekrardan dişlerini sürtmüş ve tamamını dudakları arasından içeri almıştı. Hyunjin, Chan'ın boğazına değdiğini hissettiğinde artık son boktaya geldiğinin farkına bile varamadan kendisini sevgilisinin dudakları arasına titreyerek bırakmaya başlamıştı. Sessiz tutmaya çalıştığı inlemeleri tüm banyoya yayılırken Chan seğiren penisi dudakları arasından çıkarmış, Hyunjin'in geri kalanını göğüslerine bırakmasına izin vermişti. Tişörtü Hyunjin'in sıvılarıyla ıslanıyordu. Bununla gülümsedi ve ağzındakileri yutup ayaklandı.
"Sıra sende, bebeğim." Pantolonunun fermuarını açıp dizlerine kadar baksırıyla birlikte sıyırmış, klozetin üstüne oturduktan sonra kucağını Hyunjin'e göstermişti. Hyunjin ne yapması gerektiğini biliyordu, Chan böyle durumlarda Hyunjin'in içine girmezdi. Hemen sevgilisinin kucağına yerleşti, daha da hassaslaşmış bedeni bununla dudaklarından mırıltı kaçırırken sertleşmiş aleti kalçasına sıkıştırmış, kasılan deliğine sürtünmesini sağlamıştı. Chan'ın kucağında hareketlenirken her inip kalktığında Chan penisinin üstünde kasılan deliği hissediyordu. Derin aldığı nefes sesleri dudakları arasından düzensizce çıkıyor, sevgilisinin tadına doymaya çalışıyordu.
Hyunjin elini kalçasına atıp Chan'ın penisini iyice sıkıştırmış, onu daha fazla hissetmesini sağlamıştı. Chan'ın belirgin damarları kalçasında oldukça net hissediliyordu. Dudağını ısırmaktan kanatacak halde olan Chan'a bakıp gülümsedi ve seğiren, boşalmaya haxır penisi tekte tamamen duvarları içerisine hapsedecek şekilde sertçe oturdu. Chan beklemediği hamleyle kendisini sevgilisinin içine bırakırken elleri sertçe çocuğun kalçasını sıkmış, dudaklarından derin bir inleme dökülmüştü.
Bir süre ikisi de sakinleşmeyi beklerken Chan tamamen boşalmış, Hyunjin'i kucağında çevirip penisini içinden çıkarmıştı. Hyunjin'in kullanılmaktan kızarmış deliği ve içinden akan menisi ile sevgilisinin kalçasına bir öpücük kondurmuştu.
"Ben tarafından kullanılmak sana yakışıyor sevgilim."