Yujii-
Megumi
eve vardın mı
Megumi-
Yok daha varmadım
İstasyona az kaldı ara sokaktayım
bu sokaktan çıkınca istasyon hemen solda kalacak
Yuuji-
Ara sokakta mısın
arayayım mı seni
karanlıksa falan konuşarak yürürsün
Megumi-
hayır hayır
hiç gerek yok Yuuji
hep geçtiğim sokaklar biliyorum buraları
sıkıntı çıkmaz
/daha önce hiç geçmedim bile/
Yuuji-
Of keşke yanında gelseydim
aptal abim markete diye çıkmasaydı gelecektim de anahtarı da almış
kapıyı kilitlemeden gelmeyeyim dedim o yüzden
ama keşke gelseydim ya
Megumi-
Yuuji gerçekten sorun yok
Sokağı yarıladım bile
ama telefonumun şarjı az dün sizde kaldığım için şarj edemedim
kapatayım şimdi istasyona varınca yazarım
Yuuji-
tamam dikkat et görüşürüz
Megumi-
görüşürüzz
-
Siyah saçlı çocuk kapattığı telefonu cebine yerleştirirken dudaklarında beliren tebessüme engel olamıyordu. Yuuji'nin bu kadar tatlı ve kibar olması bazen fazla geliyordu ona. Fazla tatlı yiyip de şekeri yükselen biri gibi...
Megumi aklındaki düşüncelerle meşgulken ona arkasından yaklaşan uzun boylu adamı çok geç fark etmişti. Uzun boylu adamın, onu kolundan yakalayıp sırtını ara sokağın duvarına dayaması ve elini ağzına bastırarak herhangi bir olası çığlığı engellemesiyle gözleri kocaman açıldı Megumi'nin. Hoş, bu lanet sokakta çığlık atabiliyor olsa da bir halta yarayacağını düşünmüyordu.
"Şimdi beni iyi dinliyorsun ufaklık." Yüzünün yarısını ürkünç bir maskeyle gizlemiş olan adamın, konuşurken maske yüzünden sesi boğuk çıkıyordu. "Lafı dolandırmayı sevmem, direkt sadede geliyorum; İtadori Yuuji ile görüşmeyeceksin."
Megumi duyduklarının saçmalığıyla kaşlarını çatarken maskeli adam konuşmaya devam etti. "Şimdi bana söyleyeceklerini duymak için elimi ağzından çekiyorum ve sen de çığlık falan atarak başımı şişirmiyorsun, anlaştık mı?" Megumi anın getirdiği korkuyla hızlıca başını aşağı yukarı salladı. Nihayet ağzı serbest bırakıldığında ise aklına gelen ilk soruyu yöneltti.
"Kimsin sen?! Benimle ne derdin var?" Karşısındaki adam zaten bu soruyu duyacağını biliyormuş gibi bir bakış takındı.
"Çok beklendik... Dinle, aslına bakarsan olayın seninle alakası bile yok. Sadece İtadori Yuuji'yle eskilere dayanan bir problemimiz var ve onun mutluluğu beni rahatsız ediyor. Şehrin hemen hemen her yerinde gözlerim var, ve son zamanlarda değer verdiği en önemli şeyin sen olduğunun farkındayım. Sen onu mutlu ediyorsun, ben onun mutluluğunu istemiyorum, kapiş?" Megumi duyduklarının şokuyla kısa bir süre boyunca yalnızca adamın gözlerine bakakaldı. Yuuji gibi temiz kalpli bir çocuğun, nasıl olurda şehrin her yerinde gözü olan, mafya kılıklı bir adamla problemi olurdu? İmkansızdı...
"Bu yaptığın çok saçma, ben Yuuji'nin yalnızca öylesine bir arkadaşıyım! Tamam yakın arkadaş olabiliriz ama hayatından çıkartınca eksikliğini hissedeceği bir durum yok aramızda!"
Karşısındaki adam Megumi'nin kolunu bırakıp sokağın ters tarafına, karanlığa doğru geri geri adımlarken yalnızca sırıtmakla yetindi. "Sen öyle san." Adamın gözden kaybolmadan önce, Megumi'nin duyduğu son sözlerdi bunlar.
Orada öylece şok içinde ne kadar durduğunu bilmiyordu. Fakat istasyona vardığında binecek olduğu metronun çoktan gittiğini hatta bir sonrakine de 10 dakika kaldığını öğrendi. Kenara oturmuş elindeki telefonla bakışırken ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Yuuji'ye istasyona varınca yazacağını söylemişti. Eğer yazmazsa kesinlikle meraklanırdı. Ama yazarsa da...
En sonunda sadece meraklanmasını önleyecek bir mesaj yazıp sonraki hiçbir mesaja görüldü atmamaya karar verdi. Hoş, yalnızca mesajlara değil Yuuji'nin okulda da ona karşı dediği ve yaptığı her şeyi görmezden gelmesi gerekiyordu. Resmen ortada hiçbir sebep yokken onunla küsmüş gibi aralarına mesafe koymalı ve Yuuji'nin de bunu kabullenip susmasını umut etmeliydi...
Megumi-
İstasyona vardım.
~~~~~
Araya biraz zaman girdi ama okul açıldığından beri vaktim olmuyordu üzgünüm.... ;(
O değil de bu hafta hızlı geçti bence.
Bu arada kontrol etmeden atıyorum yazım yanlışı vs. varsa affola<3
Kendinize iyi bakın he!!! (okul varken mümkünse tabii)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
telepatia - Itafushi
Fanfiction!texting+düzyazı! Şarkı zevkimiz uyuşuyor değildi, sadece senin dinlediğin şarkıları ezberliyordum.