Sözde Cuma günü bölüm atacaktım ama yazamadım... şu bir haftada resmen canım çıktı. Bir anda oluşan okul temposu ve verdiğim bazı kararlar hayatımın değişmesine ve neredeyse hiç tatil günümün olmamasına neden oldu...
Şuanlık verdiğim kararlardan pişmanlık duymuyorum, inşallahda duymam. Buraya iki sene sonra sevinçle gelmek istiyorum, inşallah herkes öyle gelir.
Ben yazmaya geçiyorum, sizede keyifli okumalar. 💖
🌬
Nefesim birbirine karıştığı sıra yağmur şiddetini iyice arttırmıştı. Adeta insanların üstüne biriken tüm günahları silmek ister gibi gökyüzü nehir olup üzerimize akıyordu.
Ayaklarımda derman kalmamıştı. Peşimdeki adamlar hiç durmaksızın beni kovalıyorlardı ama ellerindeki silaha asla yönelmiyorlardı. Beni vurmamalarının nedenlerinden birisi polisleri başlarına toplamak istememeleri olabilirdi. Ama bu adamların polisten korkacağını düşünecek kadar da aptal değildim.
Bunlar hiç tekin değildi ve o çocuk beni bu tehlikenin içine sürüklemişti.
Hiçbirini tanımıyordum ama gördüğüm şeyler bile beni bırakmamaları için bir nedendi. Beni öldürmek için kovaladıklarını bilmek, urgan ipinin hayali baskısını boynumda hissettiriyordu.
Deminden beri tıklım tıklım olan sokaklar, bardaktan boşalırcasına yağan yağmur nedeniyle kapalı alanlara gizlenmişti. Keşke yolun ortasında duran taşı kenara koysaydım, uğursuzlukları böyle üstüme çekeceğimi bilmem gerekirdi.
Garip takıntılarım ya da diğer insanların deyimiyle inandığım hurafeler, bugünümün neden kötü geçtiğiyle ilgili bana onlarca sebep veriyordu.
Arkamı dönüp tekrar adamları kontrol ettiğimde sayılarının üçe düştüğünü gördüm. Lanet olsun! Bu bir stratejiydi ve ben bunu yeni fark ediyorum. Ah benim aptal kafam, ah!
Diğerleri ya kestirme bir yola sapıp ilerde önüme çıkacaklardı ya da geri dönüp arabalarıyla tekrar takibe başlayacaklardı. İçlerinden birisini uygularlarsa yüzde elli- yüzde elli kaçabilme şansım vardı ancak iksinide plana dahil ederlerse kaçabilme ihtimalim olasılık dahilinde bile görünmüyordu.
Olabildiğince büyük ve rahat kaçabileceğim yollardan ilerlemeye çalışıyordum. Ama bilmediğim bir ilçede yakalanma ihtimalim biraz yüksek olabilir. Çünkü kaçayım derken yanlışlıkla tekrar eski yerime bile dönebilirdim.
Ayaklarım hem koşmanın hemde ıslaklığın verdiği etkiyle tüm gücünü yitiriyordu. Kılımı kıpırdatacak halim kalmamıştı artık. Bacaklarımdaki güç kademe kademe azalmıştı ve şimdi yok denecek kadardı. Ellerimi kalbime attım, yoğun adrenalin nedeniyle hem kalbime hemde başıma yoğun bir acı nüfuz etmişti.
Göz ucuyla arkama baktım ama kimse yoktu. Yakalanacaktım, beni her halükarda bulacaklardı. Koşmayı bıraktım, nefes almak bile bedenime güç geliyordu. Gün içinde mıymıntı bir insan olmanın zararlarını şu halde görmek, gururumu incitiyordu.
Öldürülme düşüncem tekrar kendini belli edince gözlerimi kapattım. Yaşamayı zorluklarına rağmen seviyordum ve tatlı bir canım vardı. Benim için ölümü arzulamak, ihtimal dahilinde bile olmamıştı.
Midemin bulanmasıyla ve ani bir kasılmayla ellerimi karnıma bastırıp olabildiğince eğildim. Kasılma, her ay kendini belli dönemlerde hissettiren bir kasılmaydı ve tam zamanını bulmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARDIM
RomanceGenç bir çocuğa yardım eden Eslem Aydın, bu yardımı yüzünden başına büyük bir bela alacağından habersizdi. Bu bela; Gediz Karademir, dünyaca ünlü mafya örgütü olan "Svetlana" nın kurucusudur. Hikayemin çalınması durumunda gerekli işlemler yapılacakt...