Evettt ilk kitabım ve çok heyecanlıyım!
Ben daha öncesinde bir kitap yazmıştım ve şifremi unuttum. Ama iyi ki de unutmuşum yani. Şimdi gidip okudum o ne öyle😨 kitabı sanki 8 yaşında velet yazmış gibi...
Neyse kendimi iyi gömdüm. Ama sıkıntı yok Kitap karakterlerine aşık olan deliler hastanesinden kaçmış olan aşklarım
Şimdi güzle bir berdel kitabı yazmak istiyorum ama güzel olmazsa diye korkuyorum ve ağamız biraz gosterişli olsun..
Bu arada mehir olarak ne vereceğini kafamda kurdum.
Yok aşkım ben asla paraya önem vermem!
At yalanı sikeyim inananı.
Ey edep sen ne güzel şeysin 😌
Neyse kitabı ilerletemezsem silerim ama silemezsem bu sefer Wattpad camiasında kendimi yok ederim...
BAŞLAMA TARİHLERİ AŞKLARIM(22/10/2024 19:14)
Bismillahirrahmanirrahim. Amin.
"Kızım tamam üzmesene şu çocuk için kendini" dedim elimi Sıla'nın omzuna koymuş ovarken.
"Ya ben ona 3 yılımı verdim Ahu. Aşıktım ben ona. İlişkimiz de çok iyi gidiyordu." Dedi hıçkırarak ağlarken en yakın arkadaşım.
Ağlaması benim de içimi burkuyordu. Şeref yoksunu sevgilisi Mert, arkadaşımın ne emekler vererek inşa ettiği sevgililik dönemini tek bir hareketi ile yıkmıştı. Ve görüyordum ki o enkazın altında arkadaşım kalmıştı.
Sıla, Mert'i ilk kez okulda görmüştü ve sürekli görmesinden midir bilinmez aşık olmuştu. Gel zaman git zaman Mert'e olan aşkı daha da büyümüştü ve en sonunda içinde saklayamamış ve gidip Mert'e açılmıştı.
Mert pek tekin biri değildi. Sürekli kızlarla takılırdı. Üniversitede ki kızların %70'i ile seviştiklerine kalıbımı basardım.
Yakışıklı biride değildi sadece babası zengindi ve motor kullanıyordu. Tabi ki buna tüm kızlar düşüyordu. Buna arkadaşım Sıla da dahil.
Mert'in iyi biri olmadığını, cinsel ilişki peşinde olduğunu söylediğimde bunu bildiğini fakat kalbine söz geçiremediğini söylemişti. Ve bana 'Ahu şimdi öyle ama sevgili olduktan sonra bu işleri bırakır.' demişti. Bende birşey dememiştim çünkü Sıla'nın inadı da en az benim ki kadar fazlaydı.
Şimdi ise Sıla'yı aldatmaştı o iğrenç mahluk.
Sıla'ya sıkıca sarıldım. "Aşkım üzme onun için kendini... Hem sana erkek mi yok? Elini sallasan ellisi. Senin ona baktığın için şükretmesi lazım" diyerek yatıştırmaya çalıştım.
O sırada telefonum çaldı. Elime aldığımda Sıla'nın annesi olduğunu gördüm. Derin bir nefes alarak Sıla'ya baktım. "Annen arıyor.. açayım mı?" Diye sorduğumda onayladı.
"Alo Aynur teyze?" Dedim sesimin kötü çıkmamasına dikkat ederek.
"Sıla yanında mı kuzum?" Diye sorduğunda "Evet yanımda" diye cevap verdim.
"Sıla'ya söyler misin eve gelsin babası gelecek yarım saate." Dediğinde o görmese bile kafa salladım.
"Tamam Aynur teyze. Görüşürüz" kapattığımda Sıla'ya döndüm.
"Baban gelecekmiş Sıla'm eve geçmen gerekiyormuş" dedim sıkıntılı bir sesle.
Bu halde gitmesini istemiyordum fakat Sıla'nın babasını da biliyordum. Çok katı bir adamdı. Göz yaşlarını sildi ve ayağa kalktı. Ağlamaktan kısılmış sesi ile konuştu. "Tamam ben gideyim" dediğinde ayağa kalktım bende ve sarıldım sıkıca.
"Eve gittiğin gibi yemeğini ye ve uyu. Hiç düşünme onu tamam mı?" Dediğimde onaylar anlamda sesler çıkardı.
Bir kaç uyarıdan sonra o evine gitti. Evde tek kaldım çünkü teyzemin bugün nöbeti vardı. Kendisi hemşireydi.
Bende yapacak birşey olmadığı için duş alma kararı aldım. Odama geçip bir gecelik takımı ayarladım ve üzerimdekileri çıkarıp duşa girdim.
1 saat boyunca duşta kaldım ve en sonunda çıktım. Bornozu giydim ve başıma da bir havlu sardım. Lavabodan çıktım. Tam o sırada telefonumun çaldığını fark ettim. Elime aldığımda babamın aradığını gördüm.
Cevapladım ve kulağıma koydum. "Efendim babacım?" Diye sordum. Enerjim Sıla'nın yaşadığı olay üzerine yerle bir olmuştu.
Babamın sesini duyunca kaşlarımı çattım. "Kızım Mardin'e gelmen gerekiyor" dedi perişan sesi ile.
"Baba Sesin neden böyle çıkıyor? Ayrıca neden Mardin'e geliyorum?" Diye sordum ard arda.
"Kızım sorgulama ve gel" dedi sert sesi ile.
"Tamam" dedim çünkü babam bana hiç böyle konuşmazdı. Bir şey olmuştu. Telefonu kapattı ve bende hemen üzerime bir şeyler giyerek ve küçük bir bavul hazırlayarak çıktım. Orada ki işimin kaç günlük olacağını bilmiyordum sonuçta. Çıkmadan önce bir uçak bileti almıştım. Evden telefonumu ve cüzdanımı alarak çıktım. Arabaya bindim ve havalimanına doğru sürdüm.
Bugün gitmem imkansızdı. Zaten İstanbul'dan Mardin'e 21 saat gibi uzun bir sürede gidiliyordu. Havalimanına yaklaşık bir 20 dakika içinde geldim
Uçağın kalkmasına 15 dakika vardı. Şükür ki yakın saatte uçak vardı.
Koltuğumu bulup oturdum ve kafamı stres ile arkaya yasladım. Ve bir süre sonra uykuya daldım.
(...)
Uçaktan inmiş babamın araba göndermesini bekliyordum. Önümde siyah bir araba durunca ve içinden bir erkek bir kız kuzenim çıktı. Dilşan direkt koştu ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Ömer abime de sarıldım ve geri çekildim. "Ne oluyor?" Diye sordum artık cevap almak isteyerek.
"Bizim birşey dememiz doğru olmaz" dedi. Sinirle bir nefes verdim. Arabaya bindik ve doğruca konağa sürdü. Dilşan benim moralimi yerine getirmeye çalışıyordu fakat kötü birşeyler olduğunun farkındaydım. Bu yüzden Dilşan'ın çabaları boşaydı.
Konağa girdiğimizde arabadan hemen indim ve konakta ki bir ablaya babamın nerde olduğunu sordu. Kadın beni görünce halime acır gibi baktı. Kaşlarım çatıldı. Dedemin odasında olduğunu söyledi kadın. Hızla dedemin odasına çıktım ve kapıyı tıklatarak içeri girdim 'gir' demesini beklemeden.
Dedem ve babamın önüne gelince aceleyle sordum. "Baba ne oluyor? Neden beni alelacele Mardin'e çağırdın." Diye sordum.
İkiside bir süre sustu. Daha doğrusu babam sustu dedemde babamın konuşmasını bekledi. En sonunda babamın konuşmayacağını anlayınca sözü dedem devraldı.
"Kızım haftaya Miran Ağayla düğünün var..."
Beğenmediyseniz lütfen dile getirin..
Yazım hatası varsa da affedin ilk denemem.
Umarım beğenmişsinizdir bebeklerim 😽💋