3. düşüncelerini saklayabilirsin ama duygularını asla

48 9 134
                                    

3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


3. düşüncelerini saklayabilirsin ama
duygularını asla


Sırtımdaki ağrıdan dolayı ayaklanamıyordum. Fena hâlde tekme yemiştim. Hem de fena hâlde.

Omurgalarımın arası sızlıyordu.

"Ah... Sikeyim!" dedim yere ağzımda biriken kanlı tükürüğü döktüğümde. Yorulmuştum. Bir kişiye on kişi, kavgaya aynı anda girişmişlerdi köpekler! Evet, on kişi çünkü Hyuna bunu zaten önceden planlamış olmalı ben Hyuna'nın burnuna kafa atar atmaz tuvaletin kapısı açılmış ve içeri beş altı kişilik ekip girmişti. Hepsi de Hyuna'nın beni dövmeleri için tuttuğu kuklalarıydı.

Köpekler, her yerimi hayvan gibi dişlemişlerdi.

Yarım saattir burada oturuyordum. Derse gecikmiştim. Belki de hoca çoktan girmişti sınıfa, tanışacağız demişti, çoktandır tamışmış olmalıydı. Belki de sohbet ediyorlardı şimdi, hiçbir fikrim de yoktu ki. Eksikliğim belli olmamıştı, anladığım bi' buydu, kimse sormamıştı beni.

Hyuna ve ekürileri de son on dakikadır yoklardı. İyi bir dayak yemiştim her birinden, evet ama avcumun içindeki sarı saçlar yediğim dayakların karşılığında aldıklarımdı.

Sırıttım. Aptal bir sırıtıştı bu. Hem hâlime hem de Hyuna'nın takma saçlarının elimde kalışına, o anki cırlayışına sırıtışımdı. Sonrası zaten malum. Bütün kızları üstüme salmıştı ve ben onlara birkaç kez belki vurabilmiştim. Yere yığmışlardı bedenimi. Kimisi baldırlarımı, kimisi sırtımı tekmelemişti ders zili çalana dek.

Sonra hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gitmişlerdi. Gidişlerinden bu yana on dakika belki geçmişti. Ben hâlâ ayaklanamamıştım. Pis mermerde uzanıyordum. Gücümü toplayıp ayaklanmam gerekiyordu, biliyorum ama tek bir kuvvet bile yoktu ki vücudumda. Ellerimi kullanıp destek almalıydım yerden, başka türlü nasıl kalkabilirim, bir fikrim yoktu.

Parmaklarımın arasındaki saç tutamlarını doğruca mermere bıraktım. Ellerimi yere doğru uzattığımda parmaklarım titriyordu. Yüzümü ekşittim. Canım yanıyordu. Önce avuç içlerimi ardından bütün parmaklarımı yere kondurdum, sıra üst bedenimi havalandırmaktaydı. Önce bacağımı kendime doğru çekmek ve ardından sırtımı kaldırmak istedim ama ne sırtımı ne de ayaklarımı kaldırabildim, bunun yerine dudaklarımdan acı bir inleme bıraktım.

Ben daha kendi acımı sorgularken tuvaletin kapısı büyük bir şiddetle açıldı.

Kafamı yerden kaldırdığımda burada görmeyi hiç ummadığım kişi kapı eşiğinde bekliyordu. Bir eli kapı kulpunu sıkıca tutmuş nefes nefese bana bakıyordu.

"Bay Jeon..." dedim. Şaşkındım ama bu sesime yansımamıştı. Sesim bir kedi yavrusunun mırlaması gibi çıkmıştı, oradan bakınca nasıl görünüyordum acaba, bilmiyordum ama pek iyi görünmediğimi gözlerinden okuyabiliyordum.

you and meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin