Üç Tane Mi?

170 20 21
                                    

Ufak bir aradan sonra yeni kitap buradaaa💕 umarım konu sararr💝

Siyah saçlı genç, yerdeki arkadaşının baygın bedeninin yanına çömelmişti. Kafasını nazikçe dizleri üzerine yerleştirip, soğuk kanlı kalmaya çalışarak nabzını yokluyordu. Herkes şok olmuş bakışlarla birbirini süzerken, bütün gözler beton tabanı parçalayarak yere gömülmüş küpteydi. Kırmızı rengi ve üzerinde bulunan mavi gözleri parlaktı. "Hassiktir..." Kenjaku'nun fazla sessiz tren istasyonundaki fısıltılı küfrü ile hepsi sertçe yutkundu. Kimse böyle bir şey yaşanmasını beklemiyordu. Ortamdaki gerici sessizliği bozan Nanami'nin sorusu olmuştu. "Böyle bir şey mümkün mü?" Bütün gözler planın sahibi Kenjaku'yu bulduğunda sahirin omuz silkmesiyle tekrar yerdeki küpe döndü. Yaşanan büyük patlama istasyona fazlasıyla zarar vermişti.

- BİR KAÇ DAKİKA ÖNCE -

Kenjaku sırıtarak elindeki hapishane diyarı küpünü karşısındaki beyaz saçlı gence fırlattı. Planının en önemli aşaması en güçlüyü, Gojo Satoru'yu mühürlemekti. Ancak asla tahmin edemeyeceği bir şey oldu. Tam küpü fırlattığı sırada, Yuji'nin bedeninin kontrolünü ele geçiren Sukuna, Gojo'ya sert bir yumruk geçirmek için aniden ortaya çıktı. Yumruk yaptığı eli ile Gojo'nun yüzü arasında bir milim kalmıştı ki sonsuzluk tarafından engellendi. Tam bu sırada hapishane diyarı açıldı ve ufak bir hatayla hem en güçlü büyücü Gojo Satoru'yu, hem de lanetler kralı Ryōmen Sukuna'yı aynı anda mühürledi. Küp normalde tek bir kişiyi hapsetmeye programlıyken iki bedeni birden yanlışlıkla mühürlediğinde yerden tavana yükseldi. Kör edici bembeyaz bir ışık patlaması Kenjaku ve yanındaki lanetler dahil, jujutsu büyücülerini de geriye savurdu. Flaş patlamasını yada güçlü bir yıldırımı andıran beyaz parlak ışık söndüğünde küp yere çakılarak betonu parçaladı ve zemine yapıştı. Yere düşmesiyle istasyonda ufak çaplı bir deprem yaşanması da bir olmuştu. Küpün hemen önünde, yerde yatan beden ise hareketsizdi. Megumi korku ve telaşla yanına koştuğunda lanetler de dahil bütün büyücüler hiç bir şeyi anlayamamış ve şok içindeydi.

En önemli soru şimdi ne olacaktı? Kenjaku'nun planı boşa çıkmıştı. Asıl amacı Gojo Satoru'yu mühürleyip, Sukuna'yı kendi tarafına çekmekti. Ancak şimdi iki en güçlü de yok olmuştu. Büyücülerin ve lanetlerin bir kaç saniye süren bakışmalarının ardından, siyah saçlı sahir bir adım öne çıktı. "Kısa süreli bir ateşkes yapalım büyücüler. Siz Gojo Satoru olmadan bir işe yaramazsınız. Eğer şimdi savaşmaya devam edersek bu ancak daha çok lanetin, insanın ve büyücünün ölmesinden başka bir işe yaramaz." Büyücüler kendi aralarında kaş göz yaparak bir şeyler konuşup anlaştılar. Ardından Nanami bir adım öne çıktı. "Şimdilik gidin. Hapishane diyarı bizde kalacak."

Kenjaku küpü şuan hareket ettiremeyeceğinin farkındaydı. Bu yüzden ufak bir sırıtmayla kafasını salladı. Ardından ellerini çırparak yanındaki lanetlerle birlikte yok oldu. Büyücüler bir kaç saniyelik duraksamanın ardından birbirlerine bakmaya başladılar. Bu sırada Yuji ufak bir kıpırdanma ile gözlerini araladı. Megumi başta bunun Sukuna olduğunu düşünüp, gerilse de Yuji olsuğunu fark ettiğinde rahatlamıştı. "Nasıl hissediyorsun İtadori?" Yuji yutkunarak ensesini kaşıdı. "Ne oldu? Ve Sukuna nerede?" Sorulan soru ile büyücülerin hepsi donup kalırken Megumi hafifçe kaşlarını çattı. "Ne demek Sukuna nerede?" Toz pembe saçlı genç bir Nanami'ye bir Megumi'ye bakarak yutkundu. "Yok....bedenimde değil. Lanetli enerjisini hissedemiyorum. O gitmiş." Büyücüler ikinci kez donup kalırken, Todo kalın sesiyle araya girdi. "Yoksa....Gojo Satoru mühürlenirken yanlışlıkla Sukuna da mı mühürlendi. O güçlü patlama bu yüzden miydi?" Büyücüler suskun kalıyorken Yuji telaşla ayaklandı.

"Sukuna şuan on sokuz parmağın gücüne sahip! Ya Gojo Sensei ile birlikte mühürlülerken işler ters giderse?!" Kimse tek kelime etmiyorken Megumi yavaşça ayaklanıp, Nanami'ye döndü. "Nanami Sensei! Mührü bir an önce kırmalıyız!" Jujutsu büyücüleri ufak onaylamalarla kafalarını sallıyorlarken, Nanami bir kaç adım atıp, hapishane diyarının yanına yaklaştı. Sessiz tren istasyonunda yankılanan gür sesi herkesin dikkatini ona vermesini sağladı. "Bunu biz açamayız. En azından bu küpü kullanarak açamayız. Satoru'yu mühürleyen o sahir....Kenjaku, hapishane diyarının önünü ancak o açabilir." Megumi, üzerini sirkeliyorken bakışlarını Nanami'ye dikti. "Peki ne yapacağız Nanami Sensei? Gojo Sensei'nin mührünü nasıl kıracağız? Kenjaku piçi bize asla yardım etmez. Etmezse de mührü bozamayız." Nanami boğazını temizleyerek, gözlüklerini düzeltti. "Hapishane diyarını açamayız demedim, hapishane diyarının önünü biz açamayız dedim. Tengen-sama'nın yanına gitmeliyiz ve ondan hapishane diyarının arkasını almalıyız. Bu bir çeşit arka kapı olarak düşünülebilir. Onu aldıktan sonra geriye sadece mührü kırmak kalıyor. Bunun içinde bize ya Cennetin Ters Çevrilmiş Mızrağı  yada Siyah İp gerek." Onun susması ile Yuji konuştu. "İyi ama Gojo Sensei Cennetin Ters Çevrilmiş Mızrağı neredeyse bin yıl önce mühürledi yada yok etti?" Yuji'nin ardından Megumi de araya girdi. "Ve geçen sene Gojo Satoru tüm siyah ip lerden de kurtuldu. Lanet olsun! O herif bunu niye yaptı ki?!" Büyücüler bir çıkış yolu bulamadıkları için suskun kalıyorken istasyonun girişinden bir el çırpma sesi yükseldi.
"Vay vay vay, sanırım pek de iyi bir zamanda gelmedim. Ancak madem kaos var, bende size daha fazlası için ufak bir haber vereyim dedim." Herkesin bakışları istasyonun girişine döndüğünde içeriye giren beden ile Megumi önce duraksayarak kaşlarını çattı. Hemen ardından tükürürcesine adını sarfetti.

"Naritoshi Kamo! Ne işin burada?!" Naritoshi Megumi'nin tepkisine sırıtarak alayla karşılık verdi. "Neden olacak Fushiguro? Size harika bir haber vermeye geldim. İtlaf Oyunları resmen başlıyor." Megumi anında buz keserken, büyücüler anlayamadık için sessiz kalmışlardı. Naritoshi ise sırıtıp hepsine 'iyi şanslar' dileyerek tekrar geldiği yöne ilerledi ve gözden kayboldu. Büyücüler tek kelime etmeden birbirlerine bakıyorlarken, Nanami'nin ciddi ses tonu istasyonda yankılandı. "Bir an önce Tengen-sama'nın yanına gitmeliyiz."

Satoru yavaşça gözlerini araladığında açık mavi gökyüzü ile karşılaştı. Bir kaç saniye sonra son yaşanılanlar zihninde belirdiği anda hızlıca doğruldu. Eşsiz mavi gözleri etrafı tarıyorken, mühürlenip mühürlenmediğini anlamaya çalışıyordu.

Elleri altında ki gerçek olamayacak kadar yeşil ve diri çimenler geniş ovalara yayılmıştı. Açık yeşil yüksek dağlar, neredeyse uçsuz bucaksız masmavi gökyüzüne uzanıyordu. Her şey nefes kesiciydi, gerçek olamayacak kadar mükemmeldi. Bu da mühürlenmiş olduğunun bir kanıtıydı. Doğa harikası bu görüntü ve saçlarını dağıtan hafif ılık meltem karşısında kesik bir nefes kurtuldu dudakları arasından. Yavaşça ayaklanıp, bir kaç adım attı. Burası gerçekten çok güzledi, ancak bir kandırmacadan ibaretti. Bu dağlar, gökyüzü, parıldayan güneş, hafif meltemle karışık çiçek kokuları....hepsi sahteydi. Gerçeklikten uzakta olan bu dünya ne kadar harika görünse de aslında hiç var olmamıştı.

Ciğerlerine gerçek gibi gelen, ama aslından sahte olan temiz oksijeni seslice soludu. Bu sırada altı gözü sayesinde tam arkasında hissettiği güçlü lanetli enerjiyle duraksadı. Ardından yavaşça arkasına döndü. Başta ne kadar soğuk kanlılığını koruyor olsa da gördüğü görüntü karşısında dudakları aralandı. Tek kelime edemiyorken, istemsizce fısıldadı. "Ne?" Karşısında kendisine bakan tanıdık sima(lar) ile olduğu yere çakılmıştı.

Gojo Satoru bu hayatta her anormal şeyin yaşanmasını bekleyebilirdi. Hiç evlenmemiş olmasına rağmen bir anda bir çocuk -Megumi- sahibi olmayı bekleyebilirdi. En yakın arkadaşını kendi elleriyle öldürüp bedeni yavaş yavaş soğuyorken ona sarılmayı bekleyebilirdi. İnsanların kendisini sadece bir silah olarak görüyor oluşunu bekleyebilirdi. Sevdiklerini kaybetmeyi veya bir anda öğretmen olup öğrenciler eğitiyor olmayı bekleyebilirdi. Ancak hapishane diyarına mühürlendiğinde üç farklı Sukuna ile karşılaşmayı kesinlikle beklemiyordu.

Yepyeni bir konu ile geri geldimmm💞 umarım hoşunuza gitmiştirrr💖 yazım yanlışları varsa kusura bakmayın lütfenn🖤🌈

Hapishane Diyarı'nda MühürlüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin