sertap erener-Ateşle barut

311 24 7
                                    

"Ne diyor arda"

Telefonu ters bir şekilde masaya bırakıp ona döndüm

"Her zamanki boş şeyler iste"

"Hm anladım"

Tam o sırada talha abinin kardeşi atlas (talhanın böyle bir kardeşi yoktur sadece hikaye akışı için uydurulmuş bir kızdır) mustafa ile benim arama kafasını soktu

"Ateşle barut ah yan yana durmaz gönül dilinden anka biraz"

"Ne diyorsun Atlas kızım naptın içtin mi"

"Ateşle barut yan yana durmaz diyorum sarı"

Diyip göz kırpıp gitti

Siktir bu kız bir şeyler anlamiştı

Evet Atlas bir şeyler anlamiştı mustafa anlamaz gözlerle semihe bakıyordu

"Sarı mı dedi o"

"Biliyor erhan bir şeyleri fark etmiş"

"Olsun"

"Ne demek olsun erhan hiç mi endişelenmiyorsun ya takimda ki ler öğrenirse"

"Neyi öğrenirlerse sarı"

"E şey"

"Ney sarı"

Mustafa giderek yaklaşıyordu

Atlas duruma el attı öksürerek talha ya döndü

"Abi benim başım çok ağrıdı ben kalksam iyi olucak"

"Tamam güzelim hadi kalkalım"

"Ha yok sen otur biz semihle konuşmuştuk onda kalıcam bu gece"

Semih şaşırmıştı tamam atlasla araları iyiydi ama böyle bir şey konuşmamışlar dı

"Evet abi bende kalıcak hadi Atlas kalkalım"

Atlas ayağı kalkıp mustafayı dürttü

"Hadi musti kalksana gidiyoruz"

Sanki mustafa da durumun bi parçasıymış gibi davarnıyordu Atlas üçü de mekandan çıkıp arabay yöneldiler arabaya bindiklerin de semih arka koltukta ki atlasa döndü

"Atlas ne boklar yiyorsun yine"

"Ne ya tuvalet köşelerinde öpüşmek yerine evde rahat rahat takılın diye uğraşiyorum"

"Sen nasıl"

"Ben her şeyi bilirim sarı"

Sarı kelimesinde ki imayı anlamamak için mal olmak gerekirdi

"Offf bi git Atlas ya"

Semih triple arabayı sürdü

"Sen utandın mi sen masa da cilve yaparken utanmıyordun ama"

"Yok atlacım onun havası kalabalık ta tenha ya düşünce unutuyor"

"Sende az hırlı değilsin musti"

Mustafa nın gülüşü sönmüş şaşkın gözlerle atlasa dönmüştü

"Neyse beni arkadaşıma birakın siz gidin"

Atlas yanlız kalmaları için arkadaşını ayarlamıştı

"Ne alaka Atlas abine bende kalacağını söyledik"

"Of semih gidin eve işinizi halleriniz sabah erkenden gelirim sana"

Semih utanmiş tı mustafa ise sadece sırıtıyordu

"Sabahın köründe dayanma kapıya yarın antrenman yok öğlene doğru gel"

Semih'e kalmadan mustafa konuşmaya dahil olmuştu

"İyi be 12 gibi gelirim"

"Tamam 12 iyi"

"Ya resmen Atlas benim evime ne zaman gelsin diye pazarlık yapıyorsun erhan"

"Ama sarı sabahın köründe uyanmak istemiyorum"

"Mustafa haklı o yorgunlukla uyuyun biraz"

Mustafa gülüp atlasın kendisine uzattiğı eli sıkmış semih se utançtan yerin dibine giriyordu

"Seni hangi arkadaşına birakıcaz Atlas"

"Süeda ya bırak biliyorsun yolu"

"Yolu nerden biliyor"

Mustafanın sesinde mi kıskançlık oldukça belliydi zaten gizlemek için bir çaba sarf etmemişti

"Sakın ol musti süeda benim sevgilim"

"Peki"

Atlası süeda ya bırakıp onlar da eve geçmişti

Mustafa içeriye girdikleri gibi semihi kapının karşısında ki duvara yaslamiş
Ve oldukça yakından konuşmaya başlamıştı

"Evet nerde kalmiştı"

"Hiç bir yerde kalmamiştık"

"Doğru sen yine unutmuştun sana onu hatirlatiyordum"

Ve mustafa semihin dudaklarına yapıştı bu yavaş bi öpüşme değildi oldukça sertti bu da bu gecenın sadece öpüşme ile bitmeyeceğinin kanıtıydı


Sarı? | mustafa erhan x semih Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin