20. Bölüm

2K 258 80
                                    

Of of daha uzun yazmak vardı planda da öyle olmadı 🤧🤧

İyi okumalar

∆~∆~∆~∆~∆

∆~∆~∆~∆~∆

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ayaz abinin odasına kapı tıklatmadan girmiştim. Tahmin ettiğim gibi hala uyuyordu. Adayı yatağa götürdüğümde gözlerim çantamı aramıştı. Bu odada yoktu. Hala bardak kırdığım odada olabilir diye Adayı yatağa yatırıp düşmesin diye bir tarafina yastık koymuştum. Kapıya gidip tam kapıyı açacakken, kapı bir anda açılmıştı.

İlk korkudan hafif sıçramıştım ama kapıdan uzaklaşmıştım sonradan "iyi misin? Özür dilerim yavrum. Çanta odada kalmıştı, onu getirdim" diyerek içeri girmeden, kapının arkasından çantayı vermişti ilkay abi, teşekkür edip elinden almıştım. "Teşekkürler, onun için çıkıyordum şimdi" gülüp burnumu iki parmağı arasında sıkıştırıp gitmişti hemen, sırıtıp kapıyı kapatmıştım. Uyanmış olarak gördüğüm Ayaz abiyle duraksamıştım. "Oo uyanmışsin çoktan" diyerek o da doğrulmuştu yatakta, "düne göre iyisin güzelim" diyip yanına yatırdığım Adanın göbeğini okşayıp, sevmişti. "Bizim paşamızda uyanmış" dediğinde yanlarına gittim " hiç uyutmamış ki diğerlerini" demiştim üzgünce "olsun birileri hakketi bunu" diyip gülmüştü. İçim buruk olsada bende gülmüştüm. "Az önce ağlıyordu, şimdi sakinleşti" demiştim. "Çok iyi o zaman, hadi gel kahvaltıya" diyip yataktan kalkmıştı. Kafa sallayıp "gelirim birazdan, sen git" dediğimde beni onaylayıp, odadaki lavaboya girmişti.

Bende bebeğime döndüğümde bana sessiz sessiz baktığını görmüştüm. Gülümseyip parmak uçlarımı hafifçe yüzünde gezdirip "Bebeğim... Ne güzel bakıyorsun sen öyle bana" diyip eğilerek hafifçe burun ucunu öpmüştüm. Küçüçüktü.

O sıra Ayaz abi lavabodan çıkıp, bana göz kırparak oda'dan çıkmıştı. Ben tekrar Adaya döndüğümde tahminimce altına yapmamıştı. Hem Koraylar yeni değiştirdiklerini söylemişti. Üstü de değişmişti. Bir şey gerekmiyordu sanırım. Bende ayağa kalkıp "bekle beni burda tamam mı bebeğim?" Diyip lavaboya girmiştim. İşimi halledip, elimi, yüzümü, dişimi firçalayıp çıkmıştım.

Üstüme baktığımda yine benden düşen kıyafetler vardı üstümde, çok rahatsız ediciydi. Burda dolap falan da yoktu. Kıyafet değiştiremezdim. Eğilip düşen eşofmanın paçalarını kıvırdım tekrardan, kalkıp Adayı da kucağıma alıp odadan çıkmıştım. Merdivenlerden yavaşça inip, büyük mutfağa doğru gittim. Bu sofraya gelmek ne kadar bana dünü hatırlatıyor olsa da acıkmıştım. Yanlarına doğru gidip, boş olan Koray abinin yanına gitmiştim, bu şekilde Kutay abi de çaprazımda olmuş oldu. Sessizce oturduğumda " yavrum istersen Adayı bana ver, sen rahatça yemeğini ye" diyen Koray abiye bakmıştım. "Sağol abi ama-" lafım bitmeden çatalın hızla tabağa vurulma sesi gelmişti. Hafifçe irkilip diğer tarafa bakmıştım. Kutaydı. " Yekta şuna bir karar getirelim artık, hiç birimize abi demene gerek yok! İsmimizle hitap etmen yeterli" dediğinde şaşırmıştım. Odada da bana abi dediğim için bir şeyler demişti. İyi de neden istemiyorlar ki? Yaşlı mi hissediyorlardı acaba abi diyince. Sormak istemiştim fakat uzatmak istemediğim için kafamı sallamıştım sadece. Yanımdaki Koray abi- yani Korayın elini saçımda hissetmiştim. "Böylesi daha iyi yavrum" saçımdaki eli olduğu yeri okşamıştı hafifçe " ver Adayı hadi, sende yemeğini yersin" dediğinde " sende yiyeceksin ama" demiştim. "Sen gelene kadar yedim ben, hem Ada yememe engel değil" diyip elini uzattığında bende Adayı vermiştim ona, haklıydı o tek koluyla çok rahat Adayı kucaklayabiliyordu ama ben iki kolumu kullanmak zorunda kalıyordum.

Önüme döndüğümde tabağıma bir kaç şey almıştım. Onları yerken Kutayın tabağıma elimin ulaşmadığı her şeyi koyduğunu görmüştüm. Affetme çabaları mıydı bu? Göz devirip tabağıma döndüm. Doldurdukça dolduruyordu. Bir dur artık ya

"Tabağındaki her şey bitecek" diyip kendi tabağına dönmüştü. Oldu canım başka? Ben nasıl bitireyim? masanın yarısını tabağıma koymuştu resmen. Tamam abartmış olabilirim ama yiyemezdim " ben nasıl bitireyim hepsini? Neden bu kadar koydun?" Dedim somurtkanca "ben bilmem bitecek dediysem bitecek o tabak" yine emir yine emir yeter ya , ister biter ister bitmez umrumda değildi. Laf dalışına girip ağzımı yormak istemediğim için tabağımdakileri yavaş yavaş yemeye başladım.

••••••

Herkes kahvaltısını bitirmişti, bir benim tabağım kalmıştı. Bende doyduğum için kalkacaktım artık, hepsi bitirmesine rağmen masadan kalkmayıp beni izliyordu. Çekingence sandalyemi geri çekip kalkacakken "nereye yavrum? Bitmedi o tabak" diyen, karşımdaki ilkaya bakmıştım. " Doydum ben, daha fazla yiyemem" demiştim. "Bitsin o tabak sonra gidersin güzelim hadi" bu sefer Ayaza bakmıştım. Hepsi anlaşıp bu tabağı zorla mı yedireceklerdi bana " ya bana çocuk muamelesi yapmayın, doydum. Yiyemiyorum artık" diyip masadan kalkmıştım. Kolumu uzatıp, Korayın Adayı vermesini beklemiştim. O da yapacak bir şey kalmadığı için Adayı vermişti. O da tabağı bitir deseydi cinnet geçirirdim artık.

Adayı alıp masadan uzaklaşacaken kapıdan gelen adamla durmuştum. O da olduğu yerde durup masaya bakarak, elindeki çokça alışveriş kutularını gösterip "istediklerinizi aldım efendim,nereye götürelim?" Demişti. "Tamam buraya koy biz götürürüz Taylan abi sağol" diyerek ayaklanmıştı ilkay, adama baktığımda aslında çok büyük değildi yaşı ama sanırım Ayaz ve ilkay'dan büyüktü. Taylan abi olduğunu öğrendiğim kişi elindeki kutuları kapının kenarına koymuştu. Sessizce mutfaktan çıkıp, gitmişti. Ben de tam mutfaktan çıkacakken gelen sesle durmuştum. "Yekta, güzelim bu kutular senin için" ilkayın sözleriyle kaşlarım çatılmıştı. Ne vardı ki içinde? Benim bakışlarımdan anlmış olacak ki "kıyafet ve bir kaç lazım olabilecek şeyler var, istersen dün ilk gittiğin odaya götürelim?" Demişti.

Bu kesinlikle iyi olmuştu, çünkü her üstüme baktığımda kendimi kötü ve çirkin hissediyordum. Düzgün bir şeyler giymek istemiştim. O an Ada geldi aklıma ona da sadece çantada bir takım koymuştum. Ne kadar kalacağımıza bağlı ona da kıyafet gerekliydi ama bunu söyleyemezdim. Hallederdim bir şekilde, cevabımı bekleyen dörtlüye kafa sallayıp "teşekkür ederim" diyip çıkmıştım mutfaktan.

Bahsettikleri odaya geldiğimde, dün kırdığım bardağın tozu bile yoktu. Temizlenmişti. Ben odaya girdikten sonra ellerindeki kutularla Koray ile İlkay gelmişti. Kutuları kenara koyup "Yekta biz Ada içinde bir şeyler aldırdık, onlarda gelecek, Adayı uyutabilirsen salona gel konuşacağız" diyip odadan çıkmıştı Koray, ardından İlkay yanıma yaklaşıp, saçlarıma hafifçe dokunup okşayarak "üstünü değiştirebilirsin, normalde bizim kıyafet odası ayrı oluyor,bu yüzden odalarda dolap yok ama şimdilik bu kutular burada kalabilir eğer rahatsız olursan dolap getirtebiliriz" dediğinde gülümseyip "gerek yok teşekkür ederim, aylarca burda kalmadığım sürece idare ederim" demiştim. O da bir şey demeden geri çekilmişti. "Bir şeye ihtiyacın var mı ? Adayla ilgilenebiliriz" dediğinde aslında duş almam gerektiği için birisinin ona bakması çok iyi olacaktı, Adayıda yıkamam gerekiyordu. Bu üç haftada sayılı kez yıkamıştım onu.

"İlkay ben duş almak istiyorum aslında bir on beş dakikalığına bakabilir misiniz? Sonra onu da yıkayacağım." Dediğimde hemen kafa sallamıştı. "Tabii ki güzelim ver biz bakalım sen duşunu bitirene kadar" diyerek kolunu uzatmıştı. Bende gülümseyip adayı uzatmıştım hemen, umarım ağlamazdı ben bitirene kadar. "Kutularda havlu da var bornoz da hatta bir kaç bakım ürünleride var bakarsın sen, ben salona gidiyorum. Bir şey lazım olursa seslen tamam mı?" Dediğinde kafa sallayıp "tamam" demiştim. sırıtıp odanın kapısına doğru giderek son kez omuz üstünden bana bakıp gitmişti.

Gitmesiyle bende getirdikleri kutulara yönelmiştim. İçinden lazım olacak şeyleri alıp, odadaki duşa girmiştim.

∆~∆~∆~∆~∆

Bölümü hızlı kontrol ettim ing klavye kullanıyorum şimdilik yazım yanlışlarını görmezden gelin düzelteceğim yarın 🥺

Bölüm geç geldi farkındayım bunun için de çokça özür canlarım 💜💜

Haftaya okul başlıyor ve ben üniye hazır olduğumu hiç düşünmüyorum. Üniye giden varsa bi yazsın beni rahatlarsın çok stres yapıyorumm 🤧🤧🥺

JUST OURS {BxBxBxBxb}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin