Yüksek sesli ve bol ışıklı ortama girdiğimizde bi an geri gitmek istedim. Her yerden gelen karışık parfüm kokuları,yüksek sesli müzik, çılgınlar gibi içen ve dans eden insanlar ve bolca renkli ışık olan bu ortam midemi bulandırmıştı. Gözlerimin önünde renkli şekiller çıkmaya başlarken Bertuğ kolumdan tutup Merih abilerin yanına getirmişti.
Kısa bir hâl hatır sorma faslından sonra içecek bir şeyler sipariş etmişlerdi. Elimi shot bardağına atacağım sırada Kenan bileğimden tutup kulağıma eğildi. 'Bünyenin hassas olduğunu biliyorsun,zaten hastasın fazla içmemeye çalış.' Demesiyle başımı sallamış ve uzandığım bardağı tepeme dikmiştim.
Genzimi yakıp geçen acı tat yüzümü ekşitmeme sebep olsa da, tadı güzeldi. Altay abi çoktan sarhoş olmuştu, Kerem abi onun koluna sırnaşmıştı. Arda ise Altay abinin dediklerini kayda alıyordu. Bu hallerine gülerken gözlerim Barış'ı buldu. Gülüşerek telefonu ile oynuyordu.
O gece kendimi unutacak kadar çok içmek istiyordum.
⭐⭐⭐
Baş ağrım artarken ve buna mide bulantım da eklenirken sarhoşluğun dibine vurmuştum. Başımda ki lanet ağrı en başında kenanı dinlemen gerekliydi derken iyice bulanan midem ile başımı Bertuğ'un omzuna yasladım. Gözlerimi Barış'a çevirince o an anlayamadığım bir duyguyla bana baktığını gördüm.
Umrumda değildi. En azından bu gece. Bertuğ değişen şarkı ile dans edenlere karışırken yanında Altay abiyi de götürmüştü. Arda, Kenan'ın omzunda uyuyordu. Kenan'da dalmış bir biçimde elindeki içki dolu bardağı izliyordu. Kerem abi ise telefon oynayarak etraftakilere tip tip bakıyordu. Merih abi ortalıkta yoktu nerede olduğunu bilmiyordum.
'Ben bi lavaboya gideceğim' diyerek kalktım. Baş sallama ve onaylayan sözcüklerle birlikte lavaboya adımladım. Başım felaket dönüyordu ve ağrısı da kafamı patlatmak istememe neden oluyordu. Elimi yüzümü yıkayıp dışarı çıktım. Bizimkiler kendi halindeyken içki almak için bar kısmına yürüdüm ve bir sandalyeye oturdum.
Ne içmek istediğime karar vermek çok zorluydu, ofladım sesli bir şekilde. Barmen olduğunu düşündüğüm çocuk önüme bir içecek bıraktı, anlamaz gözlerimi görünce ise, 'Şarap. Beyaz şarap en iyisinden. Daha önce tatmadıysan biraz acı gelecektir ama şarap içtikçe güzelleşir,' Dedi. Daha önce hiç şarap içmemiştim aslında denemek istiyordum ama garip kötü bir histe göğsümü sıkıştırıyordu.
Barmen olan çocuk rahatlatmak adına gülümsedi, 'Dene bakalım, beğeneceğine şüphem yok.' Güven verici ses tonu ile önümdeki bardaktan uzun bir yudum aldım. Gerçekten haklıydı,genzimi yakması ve acı tadı başta hoşuma gitmemişti ama sürekli içme istediği uyandırıyordu.
'Emir' dedi elini uzatarak,elini sıktım ve 'Semih' diyerek yanıtladım. 'Semih' dedi adımı tekrarlayarak, 'güzel isimmiş.' Gülümsedim,içten bir gülüştü bu, 'sağ ol,senin adında güzelmiş.'
Nedenini bilmiyordum ama inanılmaz bir güven hissi yaratmıştı. Gelen diğer müşteriler yüzünden son kez gözlerimizi buluşturdu. 'Şimdi gitmem gerek ama gecenin ilerleyen saatlerinde burada olursan bul beni.' demişti. Kafamı salladım.
Başka bir barmen içkimi tazeliğinde onu da içtim. Şu an tamamen sarhoştum. Öyle ki alışık olmayan midem bulanıyor, gözlerimin önü kararıyordu.
'Selam,' diye bir ses duyduğumda başımı oraya çevirdim. Gözlerim çok bulanık görüyordu bir kaç defa kırparak netleşmesini sağladım.