Lanet olası şu İzmir 'e taşındık. Ablamla tek başımıza kolileri taşırken kafama sert bir topun atılmasıyla totomun üstüne düşmem bir oldu.5 AY ÖNCE
Herşey Antalya da çok güzel giderken. Babamın iflas etmesi sonucu bütün holding yıkıldı ve onca işçi işten kovuldu. Bu işçilerin arasında fakir olup ortada kalan birsürü kişi vardı. Babamın bir miktar parası vardı ama bütün işçilere yardım edemezdi. Ve birkaçına yardım etmeye çalıştı. Fakat yardım edemediği birkaç kişi bizim eve dayandılar. Babam tatlı dille uyardı ama nafileydi. Öcünü alamayan işçiler eve mazot dökerek yaktılar oradan sadece ablam ve ben ve kardeşim Emir sağ çıkabilmiştik. Fakat babamın cesedi bulunamadı ama biz ümidi kesmiştik. Annem, Suzan teyze, Bahri amca ve Asya abla ne yazıkki hayatını kaybetmişti. Bize bırakılan yüklü miktarda parayla İzmir'e gitmeye karar verdik. Babam ve annem bizim hep geleceğimizi düşünürdü ve bizim geleceğimiz için bu parayı bırakmışlardı. Antalya 'yı bırakıp gitmek istemiyordum daha doğrusu Antalya'da ki anılarımızı ama yapabileceğimiz hiçbirşey yoktu. Ablam Eylül 21 yaşında hiçbir şekilde içindeki acıyı dışa vurmayan biri hep güçlü profili çizer fakat içindeki feryatları annemle ben çok iyi biliyoruz 2 yıl önce ablam bir kayıp daha yaşadı Bora abiyi kaybetti. Çocukluktan belli birbirlerini seviyorlardı ve gerçekten aşıklardı hep onlara özenirdim bir gün onlar gibi aşkım olsun diye fakat Bora abi motor yarışlarını izlemesini severdi tabi yarışmasında. 17 Haziran günü motor yarışında freninin bozulmasıyla hayatını kaybetti. Ablamın yıkılışı hepimizi çok üzdü. Bora abiyi bütün ailemiz severdi. Ailesi yoktu. Bizi ailesi yerine koymuştu. Ama ablam şuan ikinci yıkılışında. Kardeşim Kaan 16 yaşında en küçüğümüz çapkınlık peşinde olan tatlılık abidesi. Bende Rüya 19 yaşındayım. Doymak bilmeyen ve herzaman etrafındakileri mutlu etmeye çalışan ve onlar mutlu oldukça mutlu olan biriyim. Antalya da birsürü arkadaşım vardı. Ama başka bir yere taşınmak şarttı. Şimdi ise İzmir'e gelmiştik.
Totomun üstüne düşmemle neye uğradığımı şaşırdım kaslı bir kol elini bana uzattı. Ve kahkaha atmaya başladı. Ya nasıl bir insan bu ne insanı ya kas yığını, odun, kütük, kalas, öküz vicdansızın evladı o nasıl bir baklavadır. Uzattığı eli tuttum ve ayağa kalktım. Ne gülüyorsun bakışı attım. O da konuşmaya başladı.
"Biraz yemek ye zayıflıktan ölebilirsin. " dedi ve sinirli bakışımı görünce kahkahasına son verdi.
Ukala, kendini beğenmiş, gıcık diye içimden saydırdım ve cevap verdim." Tahmin edemeyeceğin kadar yemek yiyorum fakat ne yaparsam yapayım bir türlü kilo alamıyorum. Ve zayıf olmamam kafama top atmanı gerektirmez." bunların hepsini ne kadar hızlı söylediğimi farkettim. Sinirlenince hep böyle oluyordu. O da şaşırmış olacak ki ilk başta durdu sonrada gülmeye başladı. Ne var bakışı attım.
" Az önce baklavalarımı nasıl kestiğini görmedim sanma bücürük. "dedi. Egoist pislik işte başka bir şey değil. Kahkaha attım ve
" İşim gücüm yok senin baklavalarını mı kesicem ya ! Bücürük falan da değilim üstelik. "diye cırladım. Tabi benim damarıma bastı.
" Valla ben az kalsın bu testere sesi nerden gelecek diyordum ama peki öyle olsun ama bücürük olduğunu kabul et. Bu kadar kiloya ancak bücürük kelimesi yakışıyor. "dedi ve güldü.
" Öküz, pislik, odun, kalas, kas yığını insan özür diler." dedim sinirli bir şekilde.
"Sen bana kas yığını mı dedin yoksa ben yanlış mı duydum acaba. "dedi. Egoist pislik sen takma Rüya. Yerdeki koliyi aldım gidiyordum ki peşimden koşup bana yetişti.
" Tamam sen kazandın özür dilerim. Ben Eren. "dedi ve elini uzattı. Bu sefer ben gülmüştüm.
" Hah şöyle yola gel bakim ne güzel konuşuyorsun sen. "diyip yanağını sıktım. Oha Rüya kendine gel napiyorsun kızım sen. Hemen kendime geldim ve " Bende Rüya. "dedim utanarak ve elini sıktım.
" Oy oy utanırmışta. "dedi ve yanağımı sıktı. Off Rüya rezil oldun çocuğa. Elimdeki koliyi görünce
" Yardım etmemi ister misin ? "dedi. Bende ilk başta ablama baktım zar zor taşımaya çalışıyordu.
" Olur. "dedim. Kolileri merdivenden çıkartıyorduk ki benim ayağım kaydı ve Bay Ego'nun üstüne düştüm. Ben üstte o altta al işte Rüya yine rezil oldun. Hemen üstünden kalktım ve
" Şey çok özür dilerim. "dedim. Kesin yanaklarım kızarmıştı. Güldü ve
" Önemli değil. "dedi.
" Niye gülüyorsun mal mısın ? "dedim.
" Yoo mal değilim ama sen biraz sakarsın. "dedi. Sonrada yerdeki koliyi aldı ve omzuma çarparak geçti.
***********
Sonunda bütün kolileri taşımıştık ve hepimiz çok yorulmuştuk. Tabi tek Eren yardım etmedi abisi Aras'ta yardımcı oldu. Neden işçi tutmadık anlamıyorum. Ablam durmadan parayı dikkatli kullanmamız gerekli diyip duruyor. Mutfaktan ablam seslendi. "Rüyacım bir bakar mısın ?"
Gözlerimi devirdim ve "Geliyorum abla." dedim. Mutfağın kapısına geldiğim an hemen beni içeri çekti. "Al şu kurabiye tabağını misafirlerimize ikram et." dedi.
" Ya neden ben tepsiye koy getir işte.
" dedim.
"Rüyaaa!" dedi. "Sanki anlamadık Eren 'e karşı birşeyler hissettiğini." dedi.
"Ohaa." dedim bağırarak.
"Neyse al şu tabağı götür hadi." dedi ve elimdeki tabağı hafif sarstı. Arkamı dönüp salona gittim tam yerleşmemiştik ama koltuklar gelmişti ve herkes oturuyordu. Herkese ikram ettim tam Aras abinin yanına oturacaktım ki ablam oraya oturdu. Ablama sinirli bir bakış attıktan sonra boş olan yere yani Eren'in yanına oturacaktım ki kurtarıcım Kaan "Abla gel sen buraya otur burası daha rahat." diyerek yerinden kalktı. Ablama piç gülümsemesi gönderirken o Kaan 'a öldürücü bakışlar atıyordu. Herkes limonatasını ve kurabiyesini yedikten sonra sıra evi yerleştirmedeydi. Ben ve Eren ne kadar ben mutfağı Kaan' la yapıcam dememe rağmen ablamın benle Eren'in mutfağı ve odamı düzenlememizi istedi. Ablam da aras abiyle salonu düzenlicekti birde odasını. Kaan da tuvalet ve odasını düzlicekti tabiki Eren 'den kaçmak için yanına gidecektim. Kolileri Eren' le açmaya başladık. Yavaş yavaş diziyorduk ki benim her zaman ki sakarlığım tutup yerdeki koliye takılıp düştüm ve elimdeki tabakta parçalara ayrılmıştı ve bir parçası elime batmıştı. Eren hemen yanıma koştu ve
" Canın çok yanıyor mu ?" dedi. "Ailemi kaybettiğimde daha çok acımıştı. " dedim. Yerden kalkıp elimi suyun altına koydum. Eren'in arkadan beni izlediğini hissediyordum. O anda ablam ve Aras abi içeriye girdi. Ablam
"İyi misiniz ?" dedi.
"İyiyiz." dedim. Elime yarabandı yapıştırıp parçalanmış tabakları toplayacaktım ki Eren elimin üstüne elini koyarak
"Bırak ben toplarım." dedi. Bende "Teşekkür ederim." dedim ve yerleştirmeye devam ettim. Akşama doğru bütün işler bitmişti. Eren gil evine gitti ve evinin hemen bizim yan taraf olduğunu öğrenmemle yıkıldım. Bay Ego'yu hergün görmeye nasıl katlanacağımı bilmiyordum. Odama çıkıp yatağıma girdim bugün çok yorulmuştum.