♤ Bölüm 1

144 7 3
                                    

Bakışlarımı listede ismimi aramak için panoda asılı duran kağıda yönlendirip parmağımı isimleri eleyerek aşağı kaydırıyordum . Yeni gelen müdür yüzünden okulda her şey değişmişti.

Lise üçüncü sınıfta olmama rağmen hâlâ arkadaşlarımdan ayrı iki sene geçireceğimi hazmedemiyordum. Belki hâlâ aynı sınıfta olma gibi şansımız vardı ve ben kesinlikle bunu istiyordum.

Parmaklarım hâlâ istediğim ismi bulamamıştı ve ben git gide sinirlenirken omzuma atılan el ile irkildim. Tam sevinçle "Can!" diye bağıracakken elin sahibine baktığımda bir çift yabancı göz ile karşılaştım.

Bunu gerçekten beklediğim söylenemezdi. Şaşkınlıkla bu zamana kadar okulda hiç görmediğim çocuğa bakarken "Sanırım aynı sınıftayız güzelim. " dedi.

Yüzsüzlüğün bu kadarı da görülmüş değil.

Elini tutup omzumdan koparırcasına çekerken "Ne hakla bana dokunursun sen!" diye bağırdım. Tabi bir de tokat atmayı unutmamıştım.

Elini, tokadımdan nasibini alan yanağına götürüp sırıtınca kaşlarım daha da çatılmıştı. Bunun derdi neydi böyle?

Bileğimden tutup belimi duvarla buluşturdu ve gözlerimin içine bakıp "Bunun hesabını çok kötü vereceksin!" dedi soğukkanlılıkla. "Çok korktum." deyip alaycı bir kahkaha attım.

Ağzını açmıştı ki etraftan yükselen "Deren!" sesi ile adımlarını harekete geçirdi ve yanımdan uzaklaştı. Sesin geldiği yöne baktığımda bu sefer gördüğüm kişinin Can olduğuna emin olarak onun yanına koştum ve sarıldım. Arkasında Helin ve Saraç'ı görünce Can'dan ayrılıp onlara da sarıldım.

Üç aydır göremediğim arkadaşlarımı gerçekten çok özlemiştim. Hepsi çok yakın arkadaşımdılar ama Can ile daha samimiydik. Çocukluk arkadaşımdı aynı zamanda. O benim her şeyimi, ben de onun her şeyini bilirdim.

"Az önceki çocuk kimdi de sana o kadar yakındı? " diyerek bir kere daha korumacılığını kanıtlamış oldu Can.

"H-hangi çocuk? " dedim biraz çekinerek.

"Yalancı. Kimdi o ?"
"Bilmiyorum ki. Sanırım okulda yeni ve aynı sınıftayız." deyince Helin gözlerini büyüttü. Can ve Saraç ise öksürmeye başlamışlardı.

Beni bu kadar çok seven arkadaşlarım varken kim ne yapsın sevgiliyi?

"Öyle olsun bakalım ama hissediyorum bir iş var bunda." diyen Can'a iç sesim de hak vermişti.

Normalde görsem yakışıklı bile derdim ama o davranışı yüzünden iç sesim bana ondan uzak durmamı söylüyordu.

Aynı sınıfta olduğumuzu söylediğini hatırlayınca Helin'i de çekiştirip tekrar panonun yanına döndüm. Tekrar parmaklarımı listenin üzerinde gezdirmeye başladıktan birkaç saniye sonra parmağım ismimde takılı kaldı. Deren DEMİR.

Tekrar Can ve Saraç'ın yanına döndüğümüzde onlar için berbat bizim için muhteşem bir haber olan Helin ve benim aynı, Saraç ve Can'ın ise aynı ama bizden farklı bir sınıfta olduğunu söyledik.

İkisi sinirle ellerini saçlarından geçirdiklerinde biz içimizden sevinç çığlıkları atıyorduk.

Yaşasın Saraç ve Can'sız bir sene !

Okula ilk girdiğimde her ne kadar hepimizin de aynı sınıfta olması umuduyla içimi doldurduysam da şuanda onlarla farklı sınıfta olduğumuz için seviniyordum.

Çünkü iki sene boyunca her şeyimize karıştıkları için Helin'e de bana da gına gelmişti. Bu sene çok güzel olabilirdi.

Aklımdan türlü türlü şeyler geçerken zilin çalması ile kendime geldim. Diğerleriyle bir süre bakıştıktan sonra sınıfa gitmek için merdivenleri çıkmaya başladık.

Sınıfların önüne geldiğimizde hâlâ gerginlik sürüyordu ki bu ortamın daha da korkunç bir hâl almasını sağlıyordu.

Sonunda kimseden de ses çıkmayınca "Görüşürüz! " diyerek gülümsedim ve Helin'i kolundan tutarak çekiştirmeye başladım.

Hafifçe arkamı dönüp baktığımda ikisi de gerçekten sinirli gözüküyordu. Daha fazla üzerlerine gitmemek için sınıfa doğru yürümeye devam ettik.

Aslında onlarla sınıflarımız karşı karşıya olduğundan kapının karşısındaki ön sıralar birbirlerine bakıyordu. Sınıfa girdiğimizde içime kötü bir şey olacağı hissi dolmuştu.

Arka sıraya doğru giderken gözüm karşı sınıfın kapısına takıldı. Can en öndeki sırayı işaret ediyordu. Oflayarak en öne geçtiğimizde yüzlerinde tebessüm oluşuvermişti birden.

Cidden fazla korumacıydılar.

Öğretmen içeri girdiğinde herkes ayaklandı ve bir komutla tekrar yerine oturdu. Konuşmaya başladığında herkes bunun uzun bir konuşma olacağını tahmin etmişti ki yanındakiyle bir şeyler fısıldaşmaya başlamıştı.

"...Evet çocuklar dediğim gibi bu projeden dönem sonuna kadar sorumlusunuz. Projeyi iki kişilik gruplar halinde hazırlayacaksınız. Eğer düzenli çalışırsanız zamanında bitirirsiniz. Ayrıca proje eşleriniz hakkında itiraz istemiyorum. Bir kız bir erkek olacaksınız. " dediğinde Helin ile birbirimize baktık. Onunla eş olma ihtimali artık sıfıra inmişti.

"Şimdi proje eşlerinizi sayıyorum.
Mert ve Elif
Alp ve Eda
Furkan ve Helin ..." diyerek devam ettiğinde Helin'e baktım. Şanslıydı ki sınıfın en inek çocuğu ile eşleşmişti. Geçen seneden tanıdığım kadarıyla çocuk gerçekten çok çalışkandı.

Öğretmen hâlâ birkaç isim sayarken ben kendi ismime odaklanmıştım.

"Son olarak Kağan ve Deren." dediğinde bakışlarımı sınıfta gezdirdim. En köşede, sıraya yayılmış bir şekilde oturan ve sırıtan o çocuğu gördüm.

Olamaz!

BENİM KADERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin