🔹AZRA🔹
Bugün yine Selinle alışveriş günü ilan ettik. Parti için elbise bakarken Selin yine bizi arkasından bi mağazaya sürükledi. Defne'nin arızalığı tuttu ve her alışverişimizde yaptığı gibi mızmızlanmaya başladı. Selin reyondan bir elbise alıp Defne'nin giymesi için onu zorladı bunu gören ben Selin'e yardım etmek için yanına koştum. Bizim zorumuzla kabine giren Defne üzerinde yaza uygun olan diz kapağının üzerinde biten mavinin hoş bir tonundaydı elbisesi. O sırada kabinden çıkan Defne "Böyle elbise mi olur?"diye gözünü devirdi ve bize tip tip baktı, oradan ben ıslık çalarak "Bu akşam bunu giyeceksin nokta" diyerek Defne'ye bakışımı attım. Bizde elbiselerimizi seçtikten sonra kasaya yönelerek hesabı ödedik. Mağazadan çıkar çıkmaz kızları çekiştirerek cafeye yönlendirdim. Cafeye girdiğimizde şiparişlerimizi vermiştik.🔹DEFNE🔹
Bu kızlar bana fena halde takıntılıydı. Oysa ben pantolon istiyordum. Bir gömlek bir pantolon neyime yetmiyordu ki? Selin'in bir derdi vardı belliydi. Aslında Azra ablaya anlatsa rahatlardı. En azından bizimde haberimiz olurdu. Oradan sanki Azra abla beynimi okumuş gibi hemen Selin'e yöneldi.
"Bir derdinmi var kuzucuğum? Durgun duruyorsun."
"Yoo, iyiyim ben devam edin siz." der demez siparişlerimiz geldi ve hepimiz partiyi konuşur olduk.
"Herkes saat 8'de kapıda olsun. Bekleyemem kimseyi." dedim ve kalkıp eve doğru yol aldım.🔹SELİN🔹
Annemi çok özlemiştim. Son kez sarılabilseydim keşke.Deniz 1 yaşındayken hastane de olduğunun haberini aldık ve babamla ben hastaneye gittiğimizde ölüm haberiyle karşılandık. Ben onu çok özlüyorum.Bunun üzerine annemin mezarına gidip yine ona şiirler okuyacağım.
"Anne ben geldim. Yine geldim. Yine sana şiir okuyacağım. Eskiden olduğu gibi sen bana okurdun, şimdi ben sana okuyacağım 3 yıldır olduğu gibi. Bu günde kalemimiz Cahit ZARİFOĞLU'dan anne;
'Bu dünya soğuk,
Rüzgar genelde ters yöne eser.
Limon ağaçları kurur:
Bahaneler hep hazır.
Güzel günler çabuk geçer...'
Güzel günler olduğu için mi bitti anne? O zaman kötü günleri istiyorum en azından uzun sürüyor ve mutluydum anne senle. Hoşçakal sonra görüşmek üzere. Bunun üzerine 18 yıl önce annemle babamın buluşmak için her zamanki gittikleri uçuruma gittim. Tüm gökyüzünü izlemek için yere uzanacaktım ki uçurumdan düşmeye bir adım kala birini gördüm, koşarak yanına gittim.
"Ne yapıyorsun sen deli misin? Düşeceksin."
"Amacımda o ya. Bu dünya beni sevmiyor. Bende bu dünya'yı." Dedi ve oturdu. Bunun üzerine bende yanına gidip oturdum.
"Neden böyle düşünüyorsun? Seni seven insanlar vardır? Annen, baban seni seviyordur ne biliyorsun?"
"Annem yok, babam terketti beni, akrabalarıma gelince hepsi beni reddetti. Annemin mirasıyla yaşıyorum ve bu dünyayı bırakmak için çok nedenim var anlayacağın." bunu dediği an ona sarılmak hissi geldi içimden ama yapamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki bir gün
ChickLitBir insanı sevmek mi daha zor yoksa herşeyi boşverip onu unutmak mı? Sevsen; hiç gelmiycek birine verdiğin sözleri bırakıp ona ihanet etme hissi bi yanda, unutsan; yine ona ihanet duygusu. Peki ya en doğrusu hangisi?