II

306 75 23
                                    

O akşamdan beri bir ay geçmişti. Hande ve ben o zamandan beri pek görüşmemiştik, ikimiz de programlarımızla meşguldük. Sadece ara sıra mesajlaşıyorduk ama bunun dışında hiçbir şey olmamıştı. Onu daha az görmemin onu daha az düşünmeme yardımcı olacağını düşündüm ama tam tersi oldu. Hala her gün onu düşünüyordum.

Bugün onu nihayet tekrar görecektim. Saliha'nın doğum günüydü ve Elif onun için sürpriz bir parti düzenlemişti. Milli takımdan herkes davetliydi. Mekan sohbet ve kahkahalarla, hava taze pişmiş kek ve tuzlu mezelerin kokusuyla doluydu.

Kalabalığın arasından geçerek takımdan tanıdık yüzlerle selamlaştım. Gözlerim odayı taradı, belirli bir yüzü aradı ama Hande ortalıkta yoktu. Bir hayal kırıklığı hissettim ama bunu bir kenara ittim ve kutlamaya odaklandım.

Saliha ile nezaket alışverişinde bulunduktan, ona mutlu yıllar diledikten ve hediyemi verdikten sonra kendimi Elif ve İlkin ile köşede buldum. Üçümüz bir masanın etrafında toplandık, içkilerimizi yudumladık ve son takım dedikodularını konuştuk.

Sohbet durulurken daha fazla kendimi tutamadım. "Hande daha gelmedi mi?" diye sordum.

"Ha o Özgür'le gelecek," dedi Elif. "Yaklaşık 15-20 dakika içinde geleceklerini yazdı bana az önce."

"Özgür?"

"Sevgilisi."

Bu kelime damarlarımdaki kanı dondurdu. Bir an için odanın döndüğünü hissettim, kendimi sabitlemek için bardağımı daha sıkı kavradım. Boğazımda ağır bir şeyin yolu tıkadığı gibi garip bir his vardı ve tek bir kelime bile söyleyemiyordum.

Onlar sohbete dalmışken yanlarından ayrıldım. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Balkona yürüdüm ve öne yaslandım, düşünmek veya ağlamak için fazla uyuşmuştum, gözlerim amaçsızca şehre bakıyordu. Kalbimdeki o sızlayan, zonklayan his beni yalnız bırakmıyordu ve gerçek acıyı mı yoksa içimdeki boşluğu mu hissettiğimden emin değildim.

Demek artık sevgilisi vardı. Hiçbir şeyden haberim yoktu. Sanırım bana onun hakkında hiçbir şey anlatmıyordu çünkü tekrar ağlayacağımdan korkuyordu.

"İyi misin?" Melissa'nın sesi düşüncelerimi yarıp geçti.

Geriye baktığımda benden birkaç santim ötede durduğunu gördüm. Aniden yakınlaşması beni ürküttü. "Allah seni kahretmesin kalp krizi geçirdim senin yüzünden," dedim, kalbimi sakinleştirmek için derin bir nefes alarak.

"Her şey yolunda mı?" diye tekrar sordu.

"Evet, neden olmasın ki," dedim.

"Yalnızız. Yalan söylemek zorunda değilsin. Yine Hande mi söz konusu?"

Derin bir nefes alıp yavaşça verdim, bunu yaparken başımı iki yana salladım. "Başka ne olabilir ki?"

Hiçbir şey söylemedi. Hande hakkında onunla konuştuğum için kendimi kötü hissettim. Melissa bana aşıktı. Bunu saklamıyordu bile. Açıkçası, Hande hakkında ne kadar çok konuştuğumu düşünürsek, hala etrafımda nasıl olabildiğini bile anlayamıyordum. Ben Hande'nin Özgür'le olması düşüncesine bile dayanamıyorken Melissa benim aşkım hakkında durmadan konuşmamı dinlemeye katlanıyordu. Nasıl yapıyordu bunu acaba?

"Sevgilisi var," dedim.

"Öyle mi? Bilmiyordum."

"Ben de az önce öğrendim."

"O zaman o sadece doğru kişi değil. Bir yerlerde... Eminim, seni sonsuza dek koşulsuz sevecek biri vardır."

Bunu ondan duymak ne kadar da ironikti. Şakacı bir gülümsemeyle ona döndüm. "Bunu kendine de söylüyor musun?" diye sordum.

Boş Çerçeve | GxG | HanZehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin