Yeşil [BxB]

beş

*smut

Bundan 5 6sene önce wattpad hesabım aşırı smut yazdığım için şikayet edilip kapatılmıştı :((

O günden sonra yedek hesaba geçsem de bxb ficlerinde dikiş tutturamadım gençliğin verdiği azgınlık bambaşkaydı döşüyordum her yere seks meks ve bu o günlerden sonra ilk smut denemem

Eğer olmamışsa belirtirseniz sevinirim

Eski ritmimi bulmaya çalışıyorum

Arzular tüm bedenimi ele geçirirken Demir'in dudaklarına daha da asıldım. Elimdeki şişe hangi ara kayıp düşmüş ve parçalanmıştı hatırlamıyorum ama sandalye ve benim aramda sıkışıp kalan Demir'in yüzünü iki elimle kavrayıp sertçe öperken fark etmiştim.

Dudakları dudaklarımı eziyor, belime sardığı eli beni kendine bastırıyordu. Ateşim çıkmıştı. Vücudum alev alev yanarken dilimi ağzının içine gönderdim. Ne yapacağını bilemiyormuş gibiydi ama bana ayak uyduruyordu. Dilimle dilini yakaldım, ikisi dudaklarımızın arasında dans etti. Ellerim çoktan saçlarına gitmiş çekiştiriyordu. Başını geriye çektim, geriye doğru iyice yaslandığında artık önümde pembeleşmiş bir yüz, ısırılmaktan şişmiş dudaklar ve yaşlı yeşil gözler vardı.

Hayır ağlamıyordu, aramızdaki arzu bizi havasız bıraktı, ikimizinde vücut ısısı aşırı yükseldi, yanakları yanarken bu ısı haliyle gözlerine vurmuştu.

Açık duran dudakları yaladım ve tekrar dilini yakaladım. Saçları ile kafasını olduğu kadar geriye çekerken dudaklarım dilini esir etti. Dilini emmeye başladım. Hiçbir şey yapamıyor, ayrık bacaklarını daha da açarak bana alan yaratıyordu sadece. Sonunda tadını almak yeterli geldiğinde eziyet ettiğim dili ısırarak bıraktım.

İnledi, nefes nefes kalmıştı, göğsü yukarı doğru inip kalkarken çenesini sıktım. Daha çok inledi. "ahh.. Kerem.!" boğuklaşmış sesiyle adımı inlemesine karşılık gözlerimi kapattım. Açık beyaz boynu beni davet eder gibiydi. Eğildim, teni dudaklarımın arasında yerini bulurken belimdeki ellerini sıklaştırdı. İlk hafifçe yaladım sonra yumuşak eti dudaklarım arasına aldım.

Emdim!

Emdim!

Isırdım!

Dudaklarımın altında kasıldı, kafasını çekmeye çalıştı hatta titrediğine şahit oldum. Tekrar emdim, emerken çıkan ses mutfakta yankılanıyordu.

"Dur!" elleriyle beni uzaklaştırmaya çalıştı. Boynunun hassas olduğunu fark ettikten sonra sanki dururdum da!

Olumsuz anlamda başımı salladım, ellerim tüm vücudunda dolaşırken hafif gelen titreme ataklarını hissettim. Ne kadar süre emmiştim bilmiyorum ama en son ensesine doğru geldiğimde kendinde geçti, adımı haykırdı.

"Kerem! Dur.. Yalvarırım!" dediğini yaptım. Yaprak gibi titrerken onun yeşilleri sanki artık koyu siyahtı, o böyleyken ben ne haldeydim bilmiyorum.

Dudaklarımda bir gülümseme varken eserime baktım, yer yer kırmızı lekeler şimdiden kendini gösteriyordu. Sanki bu benim dermiş gibi iz bırakmıştım boynuna.

Tekrar dudaklarına yöneldim, kısacık, sulu bir öpücük sonrası tişörtünün uclarından tutup mutfağın hiç bilmediğim bir köşesine fırlattım. Umrumda değil. Umrumda olan tek şey Demir'in teninin güzelliği.

Işıl ışıl parlayan, pürüzsüz, beyaz bir göğüs çevresi ve bunlara uyumlu pembe, dikleşmiş göğüs uçları.

Her zaman memeleri daha çok severdim ama bu sanki bambaşkaydı. Ne yapacağımı izlerken hafifçe eğildim ve bir tanesini ağzıma aldım. Küçücük ve hassastı. Dilimi çevresinde gezdirdim ve ucunu ısırdım bu sırada diğer elim boşta kalmış meme ucunu sıkıyor ve çekiştiriyordu. Şimdiden ucu koyu pembe olmuştu. Burada çok oyalanmadım çünkü artık bacak aramdaki aletim bana acı veriyordu, Demir'in de farksız olduğunu sanmıyorum, pantolonun altında kocaman bir kabarıklık vardı. "Beni odana götür." dedim fısıltıyla. Hiç tereddüt etmeden ayağa kalktı. Sarsak adımlarla peşine takılmadan önce beni öptü. Kısacık bir öpücük beni bayıltacaktı o an.