27. Bölüm

214 26 0
                                    

Evet biz geldik yine uzatmadan bölüme geçelim iyi okumalar🫂

"Güzel Gözlüm artık otursak mı?"diye sitem eden doğana bakmadı bile Helin.
Şuan pistin ortasında çiftetelli oynuyordu.

"Kocacığım oyna oyna!"diyerek devam etti. Gerçekten Helinin bu enerjisine ağzı açık bakıyordu Doğan.

Ve sonunda müzik sesi kapandı ve sona gelindi kalan son şey yani takı merasimi.

"Güzelim ver bana dicleyi biraz da ben alayım yoruldun "diyerek dilanin kucağından dicleyi kendi kucağına alarak yanağına kocaman öpücük bıraktı.

Normalde dicle sakallarından dolayı öptüğü vakit huylanirdi ama Berşan onun için sakallarını kesmişti.

"Valla ben kendimi bu ailenin yabancısı gibi hissediyorum bazen! Hiç sevgi gösterilmiyor bana "diyerek kollarını göğsünde birleştirdi Dilan.

Berşan onun bu haline gülerken dicle de gülmüştü. Zaten ortamda biri güler ise dicle de anlamamış olsa da gülmeye başlıyordu. Ardilin dediğine göre kendisine çekmişti.

"Güzelim şimdi burda hakkımı yedirmem ilgi, sevgi göstermiyor muyum sana?"diyerek hakkını savunmaya başladı Berşan.
Yiğide öldü hakkını yeme demişler...

"Gösteriyorsun da! Şu cadıyı benden daha çok sevdiğini söyle rahatlım bari sana koltukta yatak hazırliyayim"diyerek yerinde daha da dikleşti.

Berşan ağzı açık kaldı "Sen çocuğumuzu mu kıskanıyorsun?"demesi ile ortama bomba gibi düşen o meşhur dörtlü.
"DİLAN YARDIM ET!"diye bağıran Ahmet ve arkasından elinde konfeti ile peşinden koşan daha doğrusu kovalayan bi adet zahat bulunuyordu.

"Başladık"diyen Dilan bıkkınlık içeren bir şekilde dile getirmişti.
Dicleyi bağrına basıp korumak amaçlı saklayan Berşan ise "Yawrum böyle salak amcan ve dayın olduğu için kusura bakma malzeme bu kadar"diyerek diclenin cimcimeli saçlarından öptü.

"BU KONFETİ SENİN GÖTÜNDE PATLATACAM AHMET! LAN ŞEREFSİZ Bİ DE BACIMA SARILIYOR!"diyerek masanın etrafında bilmem kaçıncı koşuşturmalariydi.

"Abi yeter dur!"diye çırpınan jinda ise artık delirmek üzereydi.

"Yetmez ben bunu gebertmeden huzura kavuşmam!"diyerek elindeki konfeti Ahmet'e fırlattı. Ahmet ani bi refleks ile kendini çekti ve ona gelmedi.

Dilan artık illallah etmiş durumdaydi.
"Artık buna bi son verme vakti geldi sanırım!"diyerek ayaklandı.

"Zahat Abi eğer ki Ahmetle anlaşıp barışmaz isen Bahar ile evlenmeyi unut!"dedi.

Berşan ise zafer gülüşü attı.
Zahat olduğu yerde kaldı şuan en hassas ikinci noktasından vurulmuştu sevdiği...

"Yenge..."dedi yalvarır gibi.
Dilan eliyle susturdu.
"Ahmet sende zahat abiyle barışmaz artık saçma sapan kavgalarınızi bitirmez iseniz jindayi unut! Haa diyorsanız devam her ikinizde sevdiğiniz kadınları unutun "diyerek Berşanin dibine tünedi.

Berşan otuz iki diş sırıttı.

Kızlar ise kahkaha atmaya başlamıştılar. Şayet şuan zahat ve ahmet birbirine hem öldürücü bakış hemde sarılıyorlardi.

..

Êzman, Merve'nin dediği yere doğru ilermeye başladı.

Az ilerde gıcırtı sesleri geliyordu. Biraz daha ilerledi ki Eda salıncakta hem sallanıyor hem ağlıyor hemde çikolata yemek ile meşguldü.

Her ne kadar bu duruma içi acısa da gulumsemeden edemedi.
"Bitter çikolata mı o?" diyerek yanına yaklaştı.

Eda kafasını çevirip gördüğü yüz ile öylece kaldı ama önüne geri döndü. Belki önceden olsaydı eli ayağı birbirine girer utanirdi ama artık bişey yoktu. Çünkü yorulmuştu.

Gêwram'în (KUMRALIM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin