Kaçış

28 12 31
                                    












9. Bölüm; " Üzgünüm Wooyoung yapamam."










" Yeter bırak çocuğu San! Hemen odama gel. Derhal!" Babasının sesi kulaklarına doldururken altında yatan bedene baktı. Üstünden kalkıp yataktan çıkınca kol kısımları kan olan beyaz gömleği bir çırpıda çıkardı üstünden. Dolaya hırsla adımlayıp kapağı açınca rastgele bir tişört alıp üstüne geçirdi. Yatakta cenin pozisyonunu almış yarı baygın bedene baktı.





" Geri döndüğüm de uyumuş ol." Tabi acıdan uykusu gelirse. Odadan çıkınca kapıyı kapatıp derin bir nefes alıp verdi. Bir alt kata inince koridorun sonunda ki kapıya adımladı. Anne ve babasının sesini duyuyordu. Çok fazla bekletmeye gerek yok diyip kapıyı açıp içeri girince kapıyı kapadı.





" Oğlum sen ne yapıyorsun? Onuda bebeği de öldürmek mi derdin! Masada göklere çıkarıp sonra nasıl kendin ona bunu yaparsın he?" Annesinin ona döner dönmez sıraladığı soruları ile daha doğrusu sitem ve azarıyla kollarını göğsünde birleştirip sırtını duvara yasladı.




" Ona istediğimi yaparım. O da bunları çekmek zorunda. Masada istemediğini belli eden sen şimdi koruyor musun anne?"




" Elbette! Damadım sonuçta bir Choi olacak ayrıca hamile. Sen babasıyım dediğin bebeği böyle mi koruyorsun böyle mi baba olacaksın."





San kahkah atınca başını iki yana salladı. Onları pür dikkat izleyip dinleyen babasına bakıp tek kaşını havaya kaldırdı.




" Babam gibi olmak çok isterdim. Ama üzgünüm anne. Wooyoung'u aldatamam. Bir başkasından çocuk da yapamam. Gökyüzüme ve yıldızıma sahibim."





" Seni it herif! Madem sahipsin insan gibi davran. Üç gün sonra doğumu var. Basın karşısına çıkacaksın. Sen daha hapisten çıktığın gibi kaçırdılar. En büyük tehlike dışarda iken sen daha da tehlikesin. Kalkmış birde beni mi sorguluyorsun sen!"





San babası tarafından yüzüne yediği tokatla yutkundu. Sırtını duvardan çekince ciddiyete büründü. İlk babasına sonra ise annesine baktı. Kollarını çözüp ellerini ceplerine sokunca hafifçe ikisine doğru eğildi.





" Bana rol kesmeyin. Babam camiayı düşünürken, anne sende evdekileri ve doğacak çocuğu düşünüyorsun. Madem derdiniz Wooyoung değil o zaman onu koruyarak ona umut vermeyin. Sizi ve beni tanısın. Bakın ezin demiyorum! Ama bizi tanımalı. İki gün sonra bulduğu yuz ile kaçmaya kalkar ise ilk size hesabı sorarım."










~~~






" Aslında abim iyi falan demeyeceğim. O her zaman kibirli, sinirli, akıllı ve kötü bir adamdı. Ama bir abi olarak benimle oldukça ilgili. Anne ve babama da kin ve öfke dolu sebebini çözmüş değilim. Ama sana karşı olan bu tavrı daha da çözülmesi zor gibi. Kim bir insanı ensesinden tuttuğu gibi kafasını masaya vurur ki? Çok korkunçtu gerçekten."





Wooyoung duyduğu şeyleri yavaşça salladığı başıyla onaylıyordu ki sonda duyduğu şeyle alt dudağını utançla dişledi. İnsanları rahatsız ettiğini hissediyordu. Herkes bunu konuşuyor gibisine geliyordu. Kendisi de bundan rahatsızdı. Hatta San ile ilgili herşeyden.





" Merhaba. Sanırım Sohbet biraz koyuydu. Ancak bende geldim bölmedim sizi dimi?"




" Hayır Sunghoon gel sende. Hem tanışmış olursunuz." Wooyoung yanına gelip oturan çocuğun elini uzatmasıyla tutup sıktı. Morarık olan elinin üstünü okşayan parmakla hemen elini çekti.
Birde bu eksikti. Başına neler geliyordu bilmiyorlar mıydı? Birde sapık gibi neden elini okşardı?





Gökyüzündeki Yıldızım / WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin