Utangaç

78 8 1
                                    

Yorum bekliyorum..

Ellie

İki gün, tam tamına iki gün boyunca burdan kurtulamadım, denedim fakat sessiz sakin bi şekilde o buna engel oldu.
Gerçekten sakince, çünkü benimle konuşmuyor, kaçma teşebbüslerimde sinirlenmiyor, sakin tavırları ile, ilgili ama bi o kadar da mesafeli davranmaya devam ediyordu.

Korkmalı mıyım? Diye düşünüyorum. Bu kadar geçen süre içerisinde hiç bir şey olmamasına, bana bir şey yapmaya kalkışmamasına.
Çünkü planları var ise ben anlayamıyorum, hiç bir şey yapmamasına anlam veremiyorum.. Çok daha kötü bir şey olacağı için mi şu anda beni rahat bırakıyor?

Derin bir nefes verdim.
Aklımdan geçenleri dağıtıp kucağımda duran kahvaltı tepsisine baktım.

Zeytin, peynir, dilim ekmek, reçel, biraz pastırma ve sucuk.
Doluydu aslında ama bir de market poşeti vardı bıraktıklarının yanında, içine bakıp paketleri çıkardım.
Hazır sandviç, hazır meyve suyu, hazır süt ve gevrek.

Neydi bu? Kahvaltı tepsisiyle doymayacağım mı düşündü?
Derken kapının olduğu taraftan gelen sesle kafamı kaldırdım. Uzun zaman sonra konuştu.

M/ Verdiğim hiç bir yemeği yemiyor olduğunu bilmiyor muyum sanıyordun..? Lanet bahçe balkondan attığın yemeklerle doldu, temizlemesi zor oluyor anlarsın ya

Dedikleri kabaymış gibi olsa da sesi gayet normal bi tonda çıkıyordu.

M/ Her neyse, yani anlayacağın..

Elimdeki paketleri gösterdi gözleri ile.

M: Bırak açılmayı hiç poşetten bile çıkarmadığım yiyeceklerde, ne hayal ediyorsun bilmiyorum ama zehir veya uyuşturucu yok, tamam mı?

Yüzüme baktı, dudaklarına ufak bi gülümseme görür gibi oldum emin değilim. Nihayetinde anladığımı belirterek kafamı salladığımda odadan çıkmasını bekledim, son kez etrafa ve bana bir göz gezdirdikten sonra kapıyı aralık bırakarak çekti, adım sesleriyle birlikte uzaklaştı..

Tepsiyi kenara bıraktım, sandviçin paketini biraz sıkıp sızan hava var mı diye kontrol ettikten sonra acele ile açtım. Aç kalmaya alışık olmam acıkmadığım anlamına gelmediği gibi gergin ruh halimi de körüklüyordu şu zamana dek.

Bir yarım saat sonra yatağa tekrar uzandığımda içimden geçirdim, sanırım bi şeyler yemek daha iyi düşünebilmemi de sağlamıştı.
Gerçekten de neden yardımcı olmaya çalışıyor gibiydi?

~
Ellie bunları düşünürken Cara mutfakta oturuyor şakaklarını ovuyordu. Düşünceliydi, rahat görünmüyordu, belliydi. Önündeki tabakta ekmekten bir parça dışında eksilen bir şey yoktu.
Ne yapmalıydı? Ne olacaktı bundan sonrasında? Sonsuza kadar meleğinin gözünde tehlikeli bir yabancı, özgürlüğünü kısıtlamış kafeslere koymuş biri mi olacaktı Mary?
Fısıldadı hüzünlü bir ses ile, "sadece lanet olası şu eve ve bana alışamaz mı? veya en azından.. artık benimle doğru düzgün konuşmaya başlayamaz mı tanrım.. olduğumuz duruma bak delireceğim."
"Benden sonsuza dek nefret mi edeceksin..."
Kızgın ve dert dolu. Bir fark yoktu olaylardan öncesindeki hali ile. Fazla mı aceleciydi o fısıldadığı düşünceleri ve kafasındaki dolu fikirleri acaba
Aniden gelen ahşap gıcırdaması ile kafasını kaldırdı hızla.

gözleri parıldadı kapının kenarında duran minik bedenin gözleri ile buluştuğunda. Üstüne dün sabah alıp getirdiği geceliklerden en uzun ve bol bulabildiğini, dizlerine geleni giymişti. Omuz askılı, bembeyaz saten kumaşı ve dantelli dekoltesi ile şimdi gerçekten gökten yeni inmişe benziyordu

Yüzündeki gülümsemeye hakim olamadığında sessizce mırıldandı Mary
M/ Ah.. melek diye boşuna mı diyorum ben..

Kız bunu duymuş olacak ki kapının ardına daha da sokuldu ve kendini gözler önünden gizledi, Cara bunu gördüğünde şefkatli ses tonu ile konuştu.

M/ Utangaç meleğim uzaklaşma, bir şeye mi ihtiyacın oldu..? Gel bakayım bi karşıma

Yavaşça kapıdan içeriye yürüdü ve durdu

M/ Oturabilirsin

Dedi ve sandalyeyi gösterdi, Ellie bir anlığına odaya geri mi kaçmalıyım diye düşündükten sonra yeterince yakın olduğundandır ki önündeki sandalyeyi çekti ve gergince oturdu. Dizlerindeydi gözleri şimdi, sarı saçlarından bi kaç tutam önüne düşmüş, sessizlik içindeydi

M/ Bir şey mi oldu?

Ellie ağzını açmayınca Mary onun hala kendisiyle konuşmadığını düşünecekti ki, iki gün boyunca duymadığı o ince ses kulaklarına doldu

E/ Hayır, sadece...
M/ Hm.?

Cümleyi toparlamakta zorlandığını görünce yardım etmeye çalıştı

M/ Hmm, odada kalmaktan mı bunaldın acaba
E/ Sanırım..
M/ Beni bırakmaya çalışmaların azaldığında, kapını kilitlemeyi bıraktım şu an zaten açık tutuyorum istediğin zaman çıkabileceğini biliyorsun değil mi?

Birden ayağa kalktı ve elini Ellie'ye uzattı Cara

M/ Gel, evi gezelim hadi

Bir ele bir Mary'e baktı melek, uzatılan eli tutmazsa ve sinirlenirse ne yapardı? Yavaşça kaldırdı kolunu, parmaklarını onunkilere geçirdiğinde bir his yayıldı vücuduna. Temasın onu rahatlattığını küçüklüğünden beridir hissediyordu, her ne kadar bu temas bir yabancı ile de olsa.

Sıkıca kavradı tuttuğu minik eli Cara, ve yürümeye başladılar büyük evde..

M/ Ellie?
E/ Hm...?
M/ Kaç yaşındasın sen miniğim?
E/ Ben.. neden sordunuz?
M/ Merak ediyorum, neyse ben kendimi biraz tanıtayım o zaman. Adım Mary, Cara da diyebilirsin ama bundan sonra bana "siz" hitapları ile konuşmazsın öğrendiğine göre ha?
E/ ...
M/Sıra sende, yaşın?
E/ Ben, 19 yaşındayım..
M/ Öyle mi? Hmm ben kaç yaşındayım biliyor musun? 23.
E/ 23 mü?

Mary hafifçe güldü
M/ sana kaç gösteriyordum?

Ellie ne diyeceğini bilemedi, hareketleri ve tavırları yani kısaca kişiliği 23 yaşından daha büyük gösteriyordu fakat görüntüsü zayıf, uzun, yüz hatları genç gibiydi.
Nasıl duyduğu yaş hem büyük hemde küçük bi sayı gibi gelmişti aynı anda?

E/ bilmem.. normal.

 normal

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Little Angel İs Mine // GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin