Bondage and Marriage [BL Novel TR Çeviri +18]

Bölüm 56

Heather'ın limuzinden iner inmez başlayan kötü niyetli davranışları, Ian'ın Noah'a karşı her zamanki sert davranışına alışmış olan çalışanların poker suratlarını kırmaya yetti.

Ian'ın misafirinin geleceğini biliyorlardı ama misafirin Ian'ın sevgilisi olduğundan haberleri yoktu, bu yüzden misafir Heather, ev sahibi olan Noah'dan önce arabadan indiği andan itibaren şaşkına döndüler. Hepsi bu değildi.

"Aman Tanrım, şu toza bak. Noah, bu konuda ne yapacaksın?"

"Ne?"

"Bilmiyormuş gibi davranma. Benim geleceğimi bildiğin için ön bahçeyi bilerek mi tozlu bıraktın? Bunlar ne biçim ayakkabılar!"

Referans olarak, ön bahçe tozlu değildi, sadece düzgünce döşenmiş taş bir yoldu.

Arabalar çok girip çıktığı için çimler büyüyemiyordu ve yol çıplaktı.

Taş yolu ne kadar süpürüp temizleseniz de, biraz kir kaçınılmazdı, ancak Heather bununla uğraşmaya başladı ve sonunda yeni bir çift ayakkabı daha çıkardı.

Çalışanlar en başından itibaren şaşkına dönmüşken, Heather sanki malikane sahibiymiş gibi orada dolaşıp her küçük şeyle uğraşıyor ve Noah'a eziyet ediyordu.

Noah etkilenmişti, Heather tarafından sözlü olarak vurulmuştu.

Vay canına, Emma kadar kötü değildi ama yine de oldukça kötüydü.

Özel bir ortam oyunu gibiydi ve Noah bunu eğlenceli buldu.

Polis ve suçlular, mahkumlar, kaçırma, hapsetme, tecavüz, öğretmen ve öğrenci veya hatta kardeşler gibi her türlü rol yapma oyununu oynamış olmasına rağmen, kocasının metresinin kurbanı olduğu bir ortamda ilk kez bulunuyordu. ...Bu gerçekten olacak mı?

Neyse, Heather'ın konuğu yönlendirmekteki ısrarı nedeniyle Noah, Heather'ın etrafında dolandı ve alenen aşağılandı, bu da o melodramın bir parçası olmanın oldukça keyifli olduğunu hissettirdi.

Ayrıca hakaret edilmek de biraz heyecan vericiydi. Çalışanlar o kadar telaşlıydı ki bunu kaldıramadılar.

Aynı zamanda Noah, Ian'ın Hayden yokken Heather'ı çağırdığını fark etti.

Noah'ın malikanede kalırken hissettiği kadarıyla, Hayden'ın otoritesi sıradan bir hizmetçi değildi.

Ian'ın ebeveynleri hayattayken ve malikaneyi hala yönetirken en zor zamanlarda bile direnen Ian, Hayden'ın sözlerini kolayca görmezden gelemezdi.

Başka bir deyişle, Hayden ve Ian olmasaydı, Heather'ı durduracak kimse olmazdı ve Hayden gitmişken ve Ian onu durdurmak istememişken, işler böyle yürüyordu.

Her neyse, Noah'ı çok lüks bir misafir odası elde edecek kadar işkenceye uğratmış olan Heather, şimdi ev sahibinin rolünün zamanı geldiğini söyleyerek Noah'tan çay saati istedi.

Noah'ın Heather tarafından acınası bir şekilde işkenceye uğramasını izleyen çalışanlar, şimdi onlara bakarken tamamen farklı bir sessiz saygı seviyesi sürdürüyorlardı.

Noah, o çalışanları görünce biraz üzgün ve yorgun hissetti, bu yüzden Heather'a bir işaret verdi.

"Heather, sanırım artık durabilirsin."

"Ah, anladım."

Noah'ı gönlünce işkenceye uğratmış olan Heather, onaylayarak başını salladı.

Sorun, Heather'ın Noah'ın bakışlarını amaçladığından farklı bir şekilde yorumlamasıydı.

Heather, çay fincanıyla birkaç kez oynadıktan sonra, henüz yudumlanmamış olan fincandaki çayı bilerek Noah'a doğru döktü.

Güçlü bir hareketle çay, Noah'ın vücudunun üzerine döküldü.

"Ahh...!"

"Üzgünüm, yanlışlıkla döktüm."

Noah sıcaktan inlerken, Heather bacak bacak üstüne attı ve güldü.

Şaşkına dönen bir çalışan, hemen soğuk suyla dolu bir mendil uzattı, ancak Heather onu kaptı, elindeki çayı sildi ve yere fırlattı.

Şaşkına dönen çalışan, poker suratını bile kırdı ve ağzı açık kaldı.

"Bu ne...! Yanmış olabilirsin."

"Bu yanmaya yetecek kadar değil."