Gün Batımı

17 2 0
                                    



"Defo kalksana lan!"
Birden sallanmaya başladım.
"Deprem oluyo."
Kuzey gülmeye başladı. Bu benim odama nasıl girdi. Bir dakika, neden sallanma durdu. Bu kadar kısa bir deprem olamaz. Yaktım çıranı Kuzey.
"Gel lan buraya."dedim ve doğruca üstüne atladım. Atladığım gibi de kendimi Kuzey'in üstünde buldum. Ben bu halimize kahkahalar atarken onun yüzü önce biraz tebessüm etti, ama saniyesinde hemen sinirli yüzüne büründü. Bu çocuğu anlayamıyorum harbiden.
"Kalk üstümden. Ayı gibisin zaten."dedi ve beni üstünden itti. Kafamı komidinin köşesine çarparken istemsizce inledim. Acımıştı ama. Yüzümü buruşturup elimi başıma götürdüm. Götürdüğüm gibi de geri çektim. Elimi değdirmem daha çok yakmıştı canımı.
"Biraz abilik yap be. Kafamı yardın. Geri!"
"Kusura bakma. Abilik yapamıyorum ben. Bu halimle idare edin artık prensesimiz." Abi kelimesini vurgulamıştı. Abi dediğimde neden kızıyor ki. Sonra yanıma geldi ve başıma bakmak için eğdi. Eliyle hafifçe okşamaya başladı.

"Özür dilerim, ama bana abi deme. Neden bilmiyorum ama istemiyorum. Bunu sana daha önce de söylemiştim. Şey... Başın çok mu acıdı?"
Hep böyle yapıyor. Önce bağırıp çağırıyo. Sonra gelip özür diliyor.

"Önemli değil. Nasıl olsa alışığım kanka. Bu arada artık çıkarsan üstümü değişip inerim ben de. Herkes geldi mi?" Bugün ortak yazlığımıza gideceğiz. Ben, Kumsal, Kuzey, Çağrı ve Berk ile ailelerimizden aldığımız paraları birleştirip almıştık. Oraya sadece biz gidiyoruz. Ailelerimiz gelmiyor.
"Çağrı ve Kumsal daha gelmedi. Diğerleri annenle koyu bir sohbetteler. Aslında dinliycektim de seni bir uyandırayım dedim."dedi ayağa kalkarken.
"Ne konuşuyorlar ki? Koyu sohbet dediğine göre dikkat çekici bir konu olmalı." Güldü ve
"Senin anaokul maceralarını anlatıyor. Bir de neydi adı, Mete mi ne varmış heralde. Ondan bahsetti. Ne demişti bir de..." Hayır olamaz. Mete benim anaokul aşkımdı. Bunu nasıl söyleyebilir herkese.
"Ya hayııır. Lütfen şaka yaptığını söyle. Başka bir şey demedi dimi onunla ilgili." Ve korktuğum başıma geldi.
"Onunla çıktığını, yanağından öptüğünü, sonraa onun sana evlenme teklif edip parmağına oyuncak yüzük taktığını, daha sonra onun seni sınıfın sümüklüsü ile aldattığını saymazsak başka bir şey demedi."
"Yaaaa."dedim ağlamsayarak." Rezilim. O değil de benden sonra gidip sümüklüyle çıkmasa tamam diycem de kız bir de şişkoydu." Bu lafıma iyice gülünce sinir oldum. Elime geçirdiğim ilk şeyi üstüne attım. Allahtan iç çamaşırlarımı ortalık yerlere koymam. Elindeki tişörtü burnuna götürdü ve geri vermeden gitti.
"Lan dursana onu giycem ben. "
"Atmasaydın."dedi ve tişörtümü çantasına atıp aşağı indi. Ben de mecbur başka bir şey giyecektim. Dolabımı açtım, beyaz sporcu atletimi üstüme geçirdim, daha sonra gömleğimi düğmelerini iliklemeden giydim ve kollarını kıvırdım. Altıma da bir şort giydim. Telefonumu cebime attım, tabi kılıfın arasına paramı tıkmayı unutmadım. Çapraz çantamın içine bir kitabımı ve kulaklığımı koydum. Elime bavulumu alıp aşağı indim. Bavulu kapının kenarına koyup salona geçtim. Babam işte olduğu için onunla akşamdan vedalaşmıştık. Anneme sıkıca sarılıp yanağına sulu bir öpücük kondurdum.
"Kuzey evladım, sen en büyüklerisin. Hepsi sana emanet. Kızım sen de kendine dikkat et, komuta Kuzey'de. Ne derse onu yap. Tamam mı? "
"Anne velayetimi de verseydin, naptın ya? Zaten anaokul olayını sonra konuşcaz senle."dedim ve kollarının arasından çıktım. Bu sırada Çağrı ve Kumsal da gelmişti.

Bir tek Kuzey ve Çağrı'nın arabası olduğu için ayrılacaktık. Biraz düşündükten sonra Çağrı'nın yanına, öne bindim. Kimse beni arkaya oturtamaz valla kusura bakmayın.
"Ya ama öne ben bincektim."diye mızmızlandı Kumsal.
"Ben karışmam. Önü kimseye kaptırmam valla. Hızlı davransaydın."dedim ona. Gitsin Kuzey'in yanına otursun. Aslında onun derdini ben biliyorum da neyse.
"Ya Defo, sen Kuzey'in yanına bin." Bak bir de bin diyor ya, biner misin de değil.
"Off iyibe tamam. Uğraşamıcam senle." Sonra kulağına eğilip
"Sanki hiçbirimiz senin derdini bilmiyoruz. Bu kadar belli etme bari."diye fısıldadım. Kapıyı açıp yanına oturdum.
"Çağrı ile gitmeyecek miydin?"dedi. Emin olamasam da sesindeki alayı anlamıştım. Yine de aldırmadan
"Kumsal işte. Yapcak bir şey yok. " dedim. Arkada
Berk vardı. Futbol konuşmaya başlayınca her ne kadar anlamasam da dinlemek istedim. Ama anlayabildiğim tek şey puanlar, son maçta adını söyleyemediğim bir futbolcunun kırmızı kart yediği falan oldu. Futbol hakkında bir şey biliyorum. O da kesinlikle Fenerbahçeli olduğum. Daha fazla onları dinleyemeyeceğim için kulaklıklarımı taktım. Telefonumdan Cem Adrian'ın şarkılarını bulup karışık çalmaya başladım. Bu adamın sesi gerçekten güzel. Herkes gider mi çalmaya başlayınca gülümsemeden edemedim ve şarkıyı mırıldanmaya başladım.

Görevimiz: AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin