3. Bölüm- Benle Uğraşmayacaktın

47 7 3
                                    

       

       Rüzgar beni odaya bıraktıktan sonra kendimi içerdeki yatağa attım. Gözlerimi tavana diktim ve derin bir nefes aldım. Sabahki kahvaltı vahşetinden sonra bi de Rüzgar'ın katır şakası tuhaf hissettirmişti. Belki de sadece biraz yorulmuştum. Bilmiyorum. Cidden bir an önce halamın yemek kursuna gitmesi gerekiyordu. Masadaki omletin beyazı yumurta kabuklarından oluşuyordu ve menemen diye önümüze resmen pişmiş salata koymuştu. Eniştemle baya dalga geçmiştik ama o inat edip akşam yemeğini de kendisi yapacağını söylemişti. Umarım Necla teyzeyle birlikte yaparlar. Yoksa bahçede akşam yemeği için 3 ambulans bulundurmamız gerekecek.  Halamın uğraşları gözümün önüne gelince gülümsedim. Başımı sağa doğru yatırına komodinin üstündeki saate baktım. Hiğğk. Anneemm.. Hızla yerimden kalkıp çantamdan telefonu çıkardım. Umarım kızmaz çünkü geldiğimden beri uzun bir süre geçmişti ve annem 'halanlara gidince beni ara ha' diye 417 kere tekrarlamıştı. Çalıyo.. Çalıyoo...

 " Annemm.. Canımm annem.. sen benimm bitanemm.." "Defne! Halanlara giderken yolu kaybedip Hindistan'a mı gittin? Nerdesin sen? Kaç defa aradım haberin var mı!" 

"Hımm şimdilik halamlardayım  ama en kısa zamanda yolumu şaşırıp Hindistan'a giderim." "Hey! sakın ha" ufak bi kahkaha attım. Cidden annem beni bu kadar deli mi sanıyordu. Aslında fena fikir değilmiş ha...

Annemle biraz konuştuktan sonra yeni odamı incelemeye başladım. Imm odam. Fena değilmiş. Rüzgar'ın zevklerine güvenirdim. Her ne kadar bazen berbat ötesi şeyler çıksa da çoğunlukla iyi seçimleri vardır. Büyük ve ferah bir yer.  Birkaç eksiği var ama ben hallederim.                                    

     Tam karşıma bakmamla birlikte kocaman bir çığlık attım. Allah'ım bu duvar.. Hala karşımdaki duvara bakarken odaya antilop gibi Rüzgar girdi. Daha doğrusu resmen daldı.

 "Defne, ne oldu? İyi misin? Bişeyin yok dimi?" dedi soluklarının arasından. Şaşkın şaşkın bana bakarken çığlık atıp boynuna atladım. 

 "Rüzgaarrr! Sen harikasııınnn!!" O kadar şaşırmıştı ki olduğu yerde bi süre bekledi. Sonra hızlıca beni kendinden çekti ve eliyle kafamı yoklamaya başladı. Yüzümü buruşturup elini hızlıca indirdim. "Rüzgar napıyon ya." 


   "Hayır yani ben odaya getirdiğimde gayet normal bi insan gibi davranıyodu. Burda mı bişey oldu acaba" diyerek odanın tavanına bakmaya başladı. 

"Rüzgar napıyon ya salak salak."

 "Aa.. düzeldin mi kız. Dur bakıyım düzelmiş mi. Defne söyle bakalım  bu kaç?" deyip parmaklarıyla iki yaptı. Hızla eline vurdum. 

"Napıyın ya. Hayvan eli gibi mübarek." yüzünü buruşturarak elini ovdu. 


" Rüzgar noluyo salak mısın? Beyninde bi özür mü var? Beynini tuvalette mi unuttun?"

  "Aynı şeyi ben sana soracaktım Defne. Odada nedensiz böğüren ben değilim canım."  Aklıma az önce olanlar gelince kocaman bir kahkaha attım. 

"Kimin beyninde özür olduğu belli" dedi mırıldanarak. "efendim?"

 "Hiç. Sen neye bağırdın ya. Örümcek mi gördün? hı?" dedi sırıta sırıta. Al işte. Gerizekalı salak. Buldu ya zaafımı. Ama canımm yaa. Neleri sevdiğimi de biliyo. Ya resmen poster duvarı hazırlamış bana. canım yaa. Ay ben bu çocuğu yerim.

"Defne? Canım tamam özürlü olduğunu biliyorum ama bana neden yicekmiş gibi bakıp sırıttığını söyler misin?" 

"Valla Rüzgar istediğini yap moralim bozulmaz. Çok mutluyum şuan." dedim kıkırdayarak. Kaşlarını kaldırarak güldü ve yavaşça gözlerini kısarak bana bakmaya başladı. Aha bişey planlıyo yine. Üstüme böcek falan atmaz dimi. Yüzüm Rüzgar'a dönük yavaşça geri geri yürümeye başladım. 

İsimsiz HikayemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin