bölüm|8

267 41 29
                                    

Güzel manzarayı bir süre daha izledikten sonra tekrar eve geçtik, şömineyi yakıp bizim için kahve yapmıştı. Her hareketi dikkatimi çekiyordu, gerçekten düşünceli ve anlayışlı bir adamdı Minho sanırım hemen yargılamakla hata yapmıştım.

"Kahvaltıdan sonra çıkıp dolaşalım, aslında yaz mevsiminde olsaydık gölde yüzerdik"

"Sen hiç yüzdün mü?"

"Evet"

"Kendin mi geliyorsun buraya hep?"

"Burası benim özel alanım jisung, kendimle baş başa kaldığım yer. Daha önce hiç kimseyi getirmedim sen ilksin"

"Öyle demek istememiştim, belki arkadaşlarınla da geliyorsundur diye şey ettim ben"

"Hayır, burayı kimse bilmez. Artık sadece sen biliyorsun, benim için çok değerlisin"

"Bebek için-"

"Başta öyleydi sana yalan söylemeyeceğim fakat, geçen her saniyede senin gibi tatlı bir çocuğun bu durum olmasa bile benimle olmasını isteyeceğimi anladım"

"Gerçekten mi?"

"Bunlar gerçek hislerim jisung sana yalan söylemiyorum"

"Bende senin yanında olmak istiyorum, sen iyi birisin" Sözlerimle gülümsediğinde bakışlarımı kaçırdım. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki, günler önce onu gördüğüm zamanki hislerimle bugünkü hislerim arasında fazlasıyla fark vardı, en önemlisi de yanında güvende olduğumu hissetmemdi. Son zamanlarda ailemin yanında bile hissedemiyordum bu duyguyu..

"Yanımda olduğun için asla pişman olmayacaksın jisung, mutlu olman için elimden geleni yapacağım"

"Çok fazla bir şey yapmana gerek yok, sadece sevgini hissettir ve yalan söyleme"

Sessiz kalıp başını salladıktan sonra kahvesinden bir yudum alarak tekrar bana döndü. Morali birden bire bozulmuş gibiydi. Sanki canını sıkan bir şeyi hatırlamışta dile getirmiyordu.

"Dün baban aradı, seni merak etmiş. İyi olduğunu söyledim. Bir akşam yemeğe davet etsek iyi olur ne dersin?"

"Beni merak etmiş? Neyi merak etmiş tam olarak, beni hiç tanımadığım bir adamın kucağına atarken aklı neredeydi acaba. Yüzünü bile görmek istemiyorum ama yinede haklısın, geri dönünce çağıralım gelsinler. Mutlu olduğumu görmesini istiyorum"

"Mutlu musun?"

"Bana iyi davranıyorsun, kötü şeyler de yapabilirdin. Yani mutsuz olmamı gerektirecek hiç bir durum yok değil mi?"

"Sana asla zarar vermem, sen benim gözümde eşsiz ve değerli bir çiçeksin"

Gözlerinin içine bir kaç saniye baktıktan sonra önüme döndüm, keşke beni bebek için değil de ben olduğum için istediğine inanabilseydim.

"Seni sen olduğun için istiyorum jisung, bebek için değil" Dediğinde gözlerine baktım. Sanki aklımdan geçenleri duymuş gibiydi, gerçekten öyle miydi bunu nasıl anlayacaktım. Ona inanmayı her şeyden çok istiyordum..

"Dışarıya çıkalım mı?"

"Hım hım"

Bir süre sonra evden çıkıp gölün kenarında yürümeye başladık, sessizdik sanki konuşacak her şeyi bitirmişiz gibi.. Dalmış yürümeye devam ederken elimde hissettiğim temasla bakışlarımı elime indirdim, elimi tutmak istiyor gibiydi. Parmaklarımı parmaklarının arasına geçirip hızlanan kalbimle önüme döndüm, bu gerçekten farklı hissettiriyordu. Dolmaya başlayan gözlerimle ağlama isteğimi bastırmak için yutkundum. Neden her seferinde böyle hissediyordum ki, bazen Felix'in bana olan şefkatli davranışları da bu hale getiriyordu beni sanırım sevilmek ve ilgi görmek ailemden göremediklerimi aklıma getiriyor  bu yüzden duygulanıyordum.

BEBEK İSTİYORUM||MİNSUNG||DADDYKİNKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin