two

290 87 76
                                    

jungkook, pembe tavşanlı pijamasının üzerine geçirdiği kırmızı ceketiyle odasından çıktı ve dolaptan bebek mavisi tonlarındaki spor ayakkabısını alarak kapıyı açtı.

kim taehyung...

her zaman gizemli bir şekilde yara alıp siyah mercedes arabasıyla yanında kimse olmadan evinin altında bulunan babasının kliniğine tedavi olmaya gelen bu alfa, gerçekten onun sinirlerini bozuyordu.

çünkü her zaman yaralanıyordu. ve asla bunu polise bildirmiyor, ağır yaralı olduğunda bile emri altında olduğunu düşündüğü birkaç adam onu hastane yerine buraya getiriyordu.

bu nedenle jungkook onun yasadışı işlere bulaşan kötü adamlardan olduğunu düşünüyordu ve ona göre de bu düşüncesinde oldukça haklıydı.

"tanrım, sadece sınanıyorum."

evden çıkıp kendi kendine söylenerek merdivenlere yönelirken ofladı. babası olmadığı zamanlarda ilgilenmek zorunda olduğu ve şu an, en sevdiği dizisinin yeni bölümünü izlemesine engel olan bu alfadan gerçekten ama gerçekten nefret ediyordu.

iki katlı evlerinin üst katında babasıyla birlikte yaşarken alt katında da üç beta hekimle beraber babasının işlettiği küçük bir klinik yer alıyordu.

ve tabii ki akşamın bu saatinde klinikte olan tek kişi kendisi olduğundan, saat kaç bilmeden sürekli kapılarına dadanan bu alfayı tedavi etmek de jungkook'a düşüyordu.

istese bunu yapmazdı. aşağı inmez, ve babası gelene kadar alfayı kaderine terk ederdi ama daha önce inmediğinde bu alfa odada eline geçen bütün ilaçları karıştırmış ve hepsini yarasının üzerine sürerek kendini iyileştireceğine her şeyi daha kötü hale getirerek kliniklerinde sabahlamıştı.

ve o gün jungkook, alt kattan gelen alfa feromonlarıyla hiç de güzel bir gece geçirmemişti. o günden sonra da bu alfa ne zaman kapılarına gelse onu tedavi etmek için iniyor ve buradan en kısa sürede gitmesi için iyileşmesini sağlıyordu.

merdivenleri inip kliniğe açılan kapıyı kendisine doğru çekti ve birkaç odaya açılan koridorda ilerleyip en sona ulaştığında durdu.

burnuna hiçbir alfa feromonunun gelmemesiyle rahat bir nefes aldı ve beyaz, hafif aralık kapıyı ittirdi. odaya girmesiyle gözüne, beyaz ışık altındaki sedyenin kenarında alfanın üzerinde olması gereken ama kenara atılmış siyah bir gömlek çarpmış ve ardından gözleri, üzerinde gömleği olmadan oturan kim taehyung ile kesişmişti.

omega, siyah dalgalı saçlara sahip esmer tenli alfa ile aralarındaki minik göz temasını hızla keserek kafasını hafif eğdi ve içinden kendi kendine bir şeyler mırıldanarak malzemelerin olduğu kısma geçti.

alfanın rahat bir şekilde bacaklarını aralayarak oturması onu rahatsız etmişti. artık bu alfa kliniğe öyle çok uğrar olmuştu ki buranın sahibi falan olduğunu düşünüyor olmalıydı.

ne sinir bozucu ama, diye geçirdi içinden.

üzerinde sadece siyah bir kumaş pantolon olan alfanın yapılı ve kaslı göğsü tamamen açıkta, kan bulaşmış siyah gömleği ise hemen yanında, sedyenin üzerindeydi. alfa, ellerini sedyeye yaslayarak her zaman yaptığı gibi onunla konuşmadan sessizce omegayı süzerken her yerinden farklı bir renk fışkıran omega ise o sırada birkaç saniye bakma ile röntgenini çektiği alfa için gerekli malzemeleri ayarlıyordu.

ilgilenilmesi gereken iki yer vardı; dudağının kenarında kurumaya yüz tutmuş bir yara ile göğsündeki pek de derin görünmeyen basit bir bıçak darbesi.

omega, alfanın esmer vücudundaki herhangi bir yara ile ilgilenmiyordu. bilmediğinden değildi, insanlara iyi gelmeyi sevdiğinden babasının kliniğindeki doktorlardan çeşitli yaralarla nasıl ilgileneceğini öğrenmişti. şimdi ise sadece, istemiyordu işte.

la vie en rose ➳ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin