"Planın hazır mı Sungchan?"Sungchan yüzündeki korkunç gülümseme ile Eunseok'a baktı.
"Hiç hazır olamayacağın kadar hazırım Eunseok, sonunda bütün o pisliklerin kanını okyanusa karıştıracağım."
Buraya kadar nasıl mı gelmişti?
_
11 yıl önce
Halk ve İmparatorluk, ikisi birbirine zıt terimlerdir. Zıt oldukları gibi, anlaşmaları da zordur. Şimdi ise o durumun içindeydiler. Halk ve İmparatorluk arasında bitmek bilmeyen bir savaş vardı.
Halk kendi haklarını korumak ve kazanmak için kendi imparatorlarına savaş ilan etmişti. Kendileri pislik ve fakirlik içinde yaşarken, saray ahalisi ve zenginler yedinci cennette yaşıyordu.
Savaşanların arasında, çiftçiler, sivil halk, demirciler ve daha fazlası vardı. Ah, bir de korsanlar. Deniz haydudu olarak bilinen kişiler halka yardım ediyordu. Elbette kendi çıkarları da vardı, ancak o dönemin en gaddar korsan grubunun lideri, Jeong Jaehyun'du. Halkını seven ve sadece kötü insanları yağmalayan birisiydi.
Onun takımı da savaşıyordu. Jaehyun savaş başlamadan önce oğlunu, yani Sungchan'ı göndermişti. Taeyong'dan kalma tek parçası olduğu için onun hakkında endişelenmesini normal buluyordu.
"Baba, seni beklemek istiyorum!"
Jaehyun inkarla başını salladı.
"Sungchan, saray ahalisi çocuk olduğun için seni öldürebilir. Dikkatli olmalısın. Baban gelecek tamam mı?"Sungchan üzülerek at arabasına bindi. Jaehyun onu kasabaya geri göndermişti.
Ancak Sungchan onu dinlemeyip arabadan inmişti. Babasını arıyordu. Hayatı boyunca onun yanında yaşamıştı. Taeyong babası öldükten sonra Jaehyun fazla korumacı birisi olmuştu. Sungchan harabenin içine girerek babasını aramaya koyuldu. Sonunda onu bulmuştu, birisiyle savaşıyordu.
"Baba!" Jaehyun onu duyunca korkuyla arkasını döndü.
"Sungchan! Burada ne işin var! Sana gitmeni söyledim-" sözünü tamamlayamadı.
Askerlerden biri onu ağır yaralamıştı. Jaehyun sertçe yere yığıldı. Sungchan yüzündeki şaşkınlık içindeki ifade ile ona baktı.
"Baba..." Sungchan koşarak babasının yanına gitti. Jaehyun kan kusuyordu. Sungchan konuşmayacak kadar korkuyordu, babasına birşey olacak diye korkuyordu.
"Sungchan, görünüşe bakılırsa sonum geldi. Taeyong babanın yanına gidiyorum. Ekibimiz de dayanacak gibi değil, senden istediğim tek birşey var. O da ki, korsan çetemizi devam ettirmen. Atalarımız bu çeteyi zorlukla buraya kadar getirdi. Bir aile kur ve bu çeteyi devam ettir. Tek istediğim şey soyumuzu devam ettirmen."
Jaehyun boynunda asılan ince ipi çıkardı.
"Bu gemimizin anahtarı, muhtemelen zalim kral ona el koyacaktır. Ona iyi bak."
Ve o gün krallık Jeong Jaehyun'a kendi oğlunun kollarında ölmeyi hediye etti. Sungchan ise cevap veremeyecek kadar korkuyordu. Babasını orada bırakmak kesinlikle istemiyordu. Ama mecburen kasabaya geri dönmek zorunda kaldı. Gözünden yaş yerine akan kanları da umursamadı. Babası halkı için savaşmıştır ve gururlu bir şekilde vefat etmiştir. Sungchan artık yetim bir çocuktu.
_
MERHABA!!!! BU İLK FİCİM BUU YÜZDEN HEYECANLIYIM >•<
umarım beğenirsiniz!! 🤭
Gelecek iki bölüm karakter tanıtımı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
daylight and the black star | wonchan/sunjeongz, Omegaverse
FanficBir efsane vardır ki, eğer kralın kızını elde ederseniz sonsuz hazineye sahip oluyormuşsunuz. Jung Sungchan bunun peşindeydi, intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu.