Kalbimi bu kadar kırmayı nasıl başarıyordu. Hemde her seferinde... Annem gittiginden beri katılaşan tek kalp onunki olmuştu. Teyze demek anne yarısı demek değil miydi? Sırf ona yük olmamak için gece gündüz ders çalıştım. Burs kazanmak için. Tüm yazlarımda çalıştım. para kazandim. Tek kuruşunu harcamadan biriktirdim ki ondan para istemeyeyim diye. Hayal dünyasını yitirmiş bir hayalet gibi eve girip çıkıyorum sessizce. Beni ona bu kadar yük yapan neydi? Nasıl oluyorda annemi kaybetmemiz ve onun yanında kalmak zorunda olmam en ufak kavgada koz olabiliyordu... Şuan Cansu'yu arayabilmeyi cok isterdim. Ama ona o kadar çok dert yandım ki. Artık görüşmek istemese yeridir. (Tabi o bu düşüncemi duysa "saçmalama salak ne bırakması" gibi tepkiler alırdım. :) O kaybetmek istedigim son kişi.. Hem onun bugününü bozamazdım. Öğlen Oğuzhan geldi yanımıza. Akşamki festival için bizi davet etti. Cansu her zamanki gibi Oğuzhan daha yaklaşırken nefes almayı bıraktığı için cevap bana kaldı. Bense eğlenmeyi uzun zaman önce bıraktığım için hemen katılamayacağımı belirterek Cansu'nun katılabileceğini söyledim. Neyseki kırpmadığı gözleriyle kafa sallamayı başarmıştı. O gider gitmez ayağa kalktı.
-"Duydun muu ??? Deriiin sende duydun mu ? Yoksa yine hayal mi görüyorum..Sırıtmadan edemedim..
-"Görüyorum Cansu. Sakin ol ve nefes al canım"
-"eyvaaaaahh!!"
-"n'oldu kız?"
-"kızım ben hiç hazırlanmadıım"
-"yuh yani Cansu saat 2 ya festival 8 de başlıyo"
-"olur mu yaaa.. gec kalıcaaamm.. kuzum ben seni sonra arıycam tamam mı? "Cevap vermeme fırsat vermeden gitmişti bile...
Başucumda duran annemle olan fotoğrafımıza baktım.. Gözlerim doldu.
"Özür dilerim anne.. bazen katlanmak cok zor oluyor." Ağlayarak uyuduğum bir gece daha başlıyordu...Gece bitmek bilmedi sanki... Hıçkırıklarım kesilince uyuya kalırdım. Ama bu gece gözüme uyku girmedi.. Sabah da olmuyordu. Başıma bıçak gibi saplanan bir ağrı girdi aniden.. çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Ağrı geçene kadar gözümü açamadım. Ani giren ağrı yine ansızın geçmişti.. gözümü açtığımda kampüste hep oturup kitap okuduğum yerdeydim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Hani bazen çok az uyuduğunuzda sabah kalkınca hiç uyumamışsınız gibi hissedersiniz ve kendinizi aniden gün ortasında bulursunuz ya , bu öyle değildi.. eminim gerçekten eminim az önce yatağımda ağrımın geçmesini bekliyordum.. hayır hayır kesinlikle bu bir rüyaydı. peki ya öyleyse nası bu kadar gerçekti... Rüyalarımda kendi suratımı göremezdim. bilincim yerinde olmazdı. sadece yaşanan olaylar aklımda ya kalır ya kalmazdı. oysa ben oturduğum yerden esen rüzgarın tenimde uyandırdığı ürpertiyi hissediyordum. ayaklarıma değen çimenleri hissediyordum. Bu nasıl mümkün olabilirdi???
Ben olayın şokunu atlatamadan Cansu geldi yanıma oturdu. Bu sabah olduğu gibi konuştuk. Ama bu sefer konustuklarımız farklıydı. Bugün her zamanki gibi Oğuzhan'ı övmüştü. Ama şimdi adı bile gecmedi sohbette. Sonra Oğuzhan geldi. Festival için davet etti bizi. Cansuya baktım. Nefesi kesilen Cansu'dan eser yoktu. Benden önce cevap verdi.
-"tabiki de daha önemli planlarımız var. Peşinden koşan kızlara teklif etsen daha iyi olur" dediŞok olmuştum. Cansu nasıl böyle davranıyodu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİM
General FictionDerin 19 yaşında üzüntülerinin arasında eğlenmeyi unutmuş, her günü bir ötekinin aynısı olan bir kızdır. Ama bir akşam göz yaşlarının arasında kaderini çok farklı bir yere taşıdı...