9

39 10 4
                                    

"Jay?"

Herkes şaşkınlıkla ona bakarken Jay onların aksine sakinliğini korumuş, yavaş adımlarla yanlarına ulaşıp oturmuştu.

"Neden bu kadar şaşırdınığınızı anlamadım."

Heeseung güldü. "Senelerdir ortada yoksun, Jay. Sence tepkimiz gayet normal değil mi?"

"Evet, Jongseong. Ayrıca Jaeyun sürekli seni sorup duruyor. Seni çok özledi." dedi Sunghoon ardından.

Jay sıkıntıyla nefes verdi. Açıklayacak cesareti yoktu ama birinin burada neler döndüğünü söylemesi gerekiyordu.

"Hepinizden özür dilerim. Bir anda ortadan yok olup gitmeyi ben istemedim."

"Ne demek bu?" demişti Jungwon merakla.

Belki de aralarında en çok özlem duymuş kişi oydu, Jay ile aralarında adını koyamadıkları şeyler yaşanmıştı fakat Jay geleli onunla göz göze bile gelmekten kaçınıyordu. Belki de korkuyordu.

"Bunu size şimdi anlatamam. Eğer anlatırsam hepinizin başı benim yüzümden belaya girer. Sadece istemeyerek yaptığımı bilin." dedi ve ayaklandı. Jungwon da onunla birlikte kalkmak isterken Jay onu durdurmuştu.

"Lütfen, güzelim. Şimdilik bana izin ver."

Jungwon çaresizce sevdiği adama baktı. Gözleri dolmuştu, yılların verdiği bir hasret vardı içinde ve ona bu kadar yakın olmasına rağmen hala uzaktı. Sadece ağız oynatarak 'seni seviyorum' diyebilmişti. Jay ise gülümsemekle yetindi, o da onu özlemişti ama yapamazdı. Sabretmesi gerekiyordu.

"Sonra görüşeceğiz merak etmeyin. Her zaman yanınızdayım, o yüzden her ne plan yapıyorsanız devam ettirin." dedi ve bir süre sonra göz önünden kayboldu.

Jungwon yüzünü kucağına gömüp gözyaşlarının akmasına izin verirken Sunghoon onun sırtını patpatlamakla yetinmişti.

"Dediğini duydun Jungwon, bir söz verdim mi tutar biliyorsun. Üzme kendini."

"Onca sene sonra.. Onca sene sonra onu ilk kez görüyorum ve şimdi de hayır kalamam diyip gidiyor mu? Sikeyim." Kafasını kaldırıp şişmiş gözleriyle diğerlerine baktı.

"Ne yapacaksak çabuk yapalım, daha fazla onsuz kalmaya dayanamıyorum." dedi ardından. Herkes onu başıyla onayladı. Sunghoon ise ne hissettiğini bildiği için buruk bir şekilde gülümsemişti. Evet Jaeyun ortadan kaybolmamıştı fakat o da bu kadar yakınında olmasına rağmen onunla birlikte olamıyordu.

Sunghoon ayağa kalkıp elini pantolonun cebine attı. Çıkardığı kağıdı açtığında kağıt havalanarak önlerinde durmuştu. Bu bir haritaydı.

"Burası Jaeyun'un kaldığı ev. Ev bile denmez ama.. Her neyse. Oraya bir şekilde girmenin yolunu bulmalıyız."

"Yuh, şatoya nasıl gireceğiz biz?" dedi Sunoo şaşkınlıkla haritaya bakarken.

"Ben içeri girebilirim. Ama tek başıma halledemeyeceğim için sizi de içeri almanın bir yolunu bulmalıyız." demişti Riki. Görünmezlik gücü vardi ve kolaylıkla binanın içine girebilirdi. Fakat kalan şeyler onu aşardı, bu yüzden diğerleri için de bir şey düşünmelilerdi.

"Serap yapabilirim. Diğerlerinin dikkati dağılırken Riki bize kapıyı açar ve gireriz." demişti Sunghoon.

"İçeride bizi görecekler ama, kesin gebeririz." demişti Heeseung. Herkes ona garip bakışlar attığında "Ne? Sadece gerçekçi olmaya çalışıyorum." demişti.

"Evet iki saniyede bizi ölü yaptığın için sağ ol Heeseung. Ama ana kapıdan girmeyeceğiz zaten. Arkada çalışanların kaldığı şatoya bağlı olan bir bina var. Biz oradan gireceğiz. Oradakileri halletmek kolay zaten, Sunoo onları gücüyle bayıltır."

Sunoo gülümsedi. "Ay, bu gücü kullanmayalı baya olmuştu. Heyecanlandım bi." Riki gülümseyerek sevgilisinin dudağına bir öpücük kondurdu.

"Sen verdin baya bu plana kendini?"

"Vereceğim tabi Riki? Söz konusu Jaeyun hyung burada, onu ben de özledim. Ve oradan kurtulmasını istiyorum."

"Peki peki, bir şey demedim." bir kolunu beline sarmıştı tekrar. "Sinirlenme, sarı civciv."

"Gençler flörtleşmeyelim bu ortamda, hayır tek sap olarak kalbim kırılıyor."
Heeseung'un şikayetiyle gülmüşlerdi.

Sunghoon "Devam ediyorum?" dediğinde onu onaylamışlardı.

"Biliyorsunuz ki bu bizzat onlara açacağımız bir savaşın başlangıcı gibi bir şey. Jaeyun'u oradan kaçırdığımızda tabi ki bunu fark edecekler ve karşılık verecekler. Hepiniz hazırlıklı olmalısınız."

"İçeri girdik, sonrasında ne yapıyoruz? Jaeyun hangi katta, hangi odada biliyor muyuz?"

"7. kat, koyu gri kapılı bir oda. Yukarı çıkarken yangın merdivenini kullanacağız. Karşınıza biri çıktığında güç kullanmayın, annesinin kullanılan her güçten haberi oluyor ve bundan şüphelenebilir. Sadece bayıltın gitsin. 7. kata geldiğinizde o katta Jaeyun olduğu için daha sık korumalarla karşılaşacaksınız. Dikkatli olun. Ayriyeten ginara'lar da var, onları ben hallederim."

"Ginara mı?" dedi Jungwon.

"Acımasız yaratıklar. Havada uçan top şeklindeler ama görünüşlerinin mide bulandırıcı olduğunu gidince siz de göreceksiniz. Bunlar bir çeşit haberleşme araçları, Mathelda bunları eğer davetsiz bir misafir girerse haber etmeleri için koymuş. Sadece bir şekilde söylemiyorlar,"

Duraksadı. Söylemesi zor geliyordu.

"Görme yetinden birini onlara verirsen."

"Sunghoon, olmaz. Hayır olmaz. Saçmalama." demişti Heeseung ona baktığında.

"Başka türlü onu kurtaramam, bunu biliyorsun. Ve bu işin içine sizi ben soktum, bu yüzden herhangi birinizin bunu yapmasına izin vermeyeceğim."

"Sunghoon.."

Sunghoon'un gözleri dolsa da devam etti. "Sonra gireceğiz Jaeyun'u oradan çıkaracağız ve Jungwon bizi uçurup buraya geri getirecek. Bunh cumartedi günü yapacağız, birçok çalışanın izinli olduğu gün. Ayrıca o vakitte Mathilda iş için Japonya'ya gidecek. Yani riskler biraz daha azalmış olacak."

"Ben kararsız kaldım." dedi Jungwon. "Yani senin bir gözün görmeyecek mi hyung? Bunu sonra büyüyle düzeltemez miyiz?"

Heeseung aklına bir fikir gelmiş gibi ayaklanmıştı. "Evet, evet Jungwon haklı! Ben büyü yaparım, gözün geri gelir. Olmaz mı? Neden olma-"

"Heeseung, olmaz. Bu geri alınamayacak bir şey. Bir nevi onlarla anlaşma yapmış oluyorum. Bu anlaşmayı bozmak olur ve o zaman da onların gazabından kurtulamayız. Benim gözümü boşverin, Jaeyun'u kurtarmak için her şeyimi feda ederim ben."

Son kez arkadaşlarına baktı. "Bugünlük yeter, dediğim gibi, cumartesi bu işi bitiriyoruz."




oy ve yorum, dediğim gibi en azından 20'yi geçirmeyi başarırsanız çok mutlu olurum 🥹

asıl olaylar yeni başlıyor 🥱

 

stay alive | jakehoon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin