11

21 9 4
                                    

"Cidden geldiğine inanamıyorum."

"Sus ve seni öpmeme izin ver."

Sunghoon sabırsız hareketlerle onu balkonun köşesine sıkıştırdı ve dudaklarına kapandı.

Herkes uyuyordu, balkon zaten kapalıydı ve gözükmüyorlardı. Bir sıkıntı çıkmayacaktı.

Elleri Jaeyun'un belini sarmaladı, bu Jaeyun'un Sunghoon'un omuzlarına tutunmasını sağlamıştı. Oradan elleri ensesine gitti ve sanki mümkünmüş gibi daha da yaklaştırdı kendine, Sunghoon sanki kaçacakmış gibi Jaeyun'un alt dudağını dudağı arasına hapsetmişti. Jaeyun ise kontrolü onun eline almasına izin verdi. 

"Ağzını arala, güzelim."

Jaeyun dediğini yaptığında Sunghoon dilini ağzının içine yolladı, dilleri buluştuğunda Jaeyun kısa bir inleme çıkarmış, bu da Sunghoon'un dudaklarını ayırmasına sebep olmuştu.

"Ses çıkarırsan, yakalanırız." demişti müstehcen bir gülümsemeyle. Jaeyun bu alaylı ifadesine sinirlenmişti, Sunghoon'u şaşırtmak için bu sefer o dudaklarını onunkilere bastırmıştı. Hatta fazlasını yapıp üst dudağını ısırmış, bu da ağzına metalik bir tat gelmesine ve Sunghoon'un inlemesine sebep olmuştu.

Jaeyun gülümseyerek geri çekildi. Kaşlarını kaldırıp bir şey demesini beklermiş gibi karşısındaki çocuğa baktı.

"Sen, çok yaramaz birisi oldun." dedi Sunghoon dudağındaki kanı yalarken.

"Sayende."

Sunghoon belindeki bir elini Jaeyun'un tişörtünün içie sokup karnında gezdirmeye başladı, elleri yavaş yavaş yukarı çıkıp göğsüne gelmişti. "Karşılığını verebilirim."

Fakat Jaeyun konuşamayacak gibiydi, öyle etkilenmişti ki Sunghoon'un her bir hareketi, dokunuşu onun devrelerini bozmuştu. Bu da Sunghoon'un bambaşka bir özelliğiydi işte, ona iyi geliyordu. Sunghoon Jaeyun'a iyi geliyordu, başkalarının dokunuşları onda yara bırakırken onun dokunuşları onun yaralarını kapatıyordu.

Fakat izlerini geçirmiyordu.

Sunghoon Jaeyun'un dalmış ifadesini fark ettiğinde çenesinden tutup ona bakmasını sağladı.

"Sorun ne?"

Hayır, hayır düşüncelerimi okuma. Lütfen okuma. Lütfen.

"Neden düşüncelerini okumamı istemiyorsun?" demişti kalın kaşları hafif çatılırken.

"Hiç." demişti sadece Jaeyun, bakışlarını kaçırmak için elinden geleni yaparken.

"Gözlerime bak Jaeyun, bir sorun var ve bana söylemiyorsun."

Jaeyun diretti. "Bir sorun yok."

"Hala bana bakmıyorsun."

Bakamazdı, yalan söylemeyi beceremiyordu zaten ve ona bakarsa hiç yapamayacağını biliyordu.

"Beni kurtarmaya gelmeyin." demişti bir anda.

Sunghoon şaşkınlıkla sevgilisine baktı. "Ne?"

"Dediğimi duydun, gelmenizi istemiyorum. Hiçbirinizin."

"Jaeyun-"

"Lütfen. Şimdi gider misin? Yalnız kalmak istiyorum." Sunghoon'un ellerini belinden çekmeye çalıştı ama başaramadı. Sunghoon onu bırakmıyordu.

"Hayır, gidemem. Ne olduğunu bana söylemiyorsun, belli ki aklını okuyamayayım diye gitmemi istiyorsun. Neler olduğunu söyle bana, Jaeyun. Daha iki dakika önce neler yaşıyorduk, şimdi ne yaşıyoruz?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

stay alive | jakehoon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin