2.bölümü okumaya tenezzül eden 9 kişiye teşekkür ederimm,bu benim paylaştığım ilk kurgu ve hatalar yapmam muhtemel , açıkçası 1.bölüme bakan insanlar olsa bile zahmet edip 2.bolumu okuyacaklarını hiç düşünmemiştim.Tekrardan teşekkür ederim ve önerilerinize açığımmm.
"Kahve mi istersin çay mı ?"
Okula gelir gelmez gözleri fener gibi ışıldayan Poyraz'la karşılaşmıştım."Sağol,bir şey içesim yok,deyip yanından geçmeye yeltendim ama izin vermedi.
"Olmaz, bırakamam. Çay mı kahve mi? diye tekrar etti.
"Sınıfa gidip kitap okumak istiyorum,sağol yine de"dedim ama bu sefer de sınıf kapısının önüne geçip geniş omuzlarıyla yolumu kapattı.
"Çekilir misin ?"dedim sabırla.Gerçi sabırlı olmasam ne yapacaktım ki?
Benden daha uzun ve kaslıydı , orası belliydi.
"Lütfen, oturup sohbet edelim"dedi yine.Hay Allah! "Neden,bir problem mi var ?"
"Evet , büyük bir problemim var."
"Neymiş, yardımcı olabilir miyim?"dedim, konuşmayı bir an önce bitirmek istesem de .
"Sadece senin yardımcı olabileceğin bir şey."dedi hafiften sırıtarak.
"Off sırıtıp durma ,problem nedir söyle!" dedim hafifçe kızarak."Problemim seni tanımak istemem.
Maalesef kendime engel olamıyorum."Sinirlendim.Tavırları bile onu anımsatıyordu.
Ama sinirimi içime attım;onu
takmayacak ve onunla tartışmayacaktım, böylece sıradan biri olacaktı benim için.
"Tamam, konuşuruz bir ara.""Söz mü, gerçekten mi?"
" İçeri gireceğim, müsaade et ."
Sırıtarak geçmem için kenara çekildi,sonra da hemen arkamdan beni takip etmeye başladı.
Ah bu arada, inanır mısınız? Ceza almadım. Başta biraz temkinli davranmıştım ama Erdem ve Yeliz beni şikayet etmemiş bile.Neden etmediler bilmiyorum ama içim rahatladı.Ablamın ilk günden bunlarla uğraşmasını istemiyordum.
Ezgi ve Sinem'le öğle yemeği yedikten sonra bahçeye indik çünkü ders bedendi.Yahu, hava da o kadar sıcaktı ki .
Hoca ısınma hareketleri yaptırıp 2'li eşler halinde 3 tur koşmamızı istedi .Off, ben sabah koşmuştum amaa.O sırada yanıma gelen uzun bedenle irkildim. Tabii ki Poyraz'dı.
"Eş olalım mı? diye sordu kocaman güzel gözleriyle bakarak.
Takma Toprak,o sıradan biriymiş gibi davran."Fark etmez ,dedim ve onun bir şey demesine fırsat bırakmadan koşmaya başladım.
3 turu bitirdiğimizde "Toprak ,bir bakar mısın? diye çağıran beden hocasının yanına gittim.
Hocanın elinde birkaç evrak vardı."Diğerlerini biliyorum da sen yenisin diye sorayım dedim.
Jimnastik, koşu veya herhangi bir dövüş sanatı ile ilgileniyor musun? Ona göre turnuvalara katılımını sağlamak isterim."
Turnuva mı?Donup kaldım bir anda. Neden böyle demişti ki?
Bırak turnuvaya katılmayı,bir daha bir dojo'ya bile girmem,diye bağırmak istedim .Üstüne atılıp onun çenesini kırmak istedim .
Ama buna gerek yok ,sakin olup nefes almam gerekiyor sadece.O adam sadece işini yapıyor.
"Yok efendim,herhangi bir sporla ilgilenmiyorum maalesef,dedim.
Hoca anladığını belirtip "Serbestsiniz, sınıfa çıkmayıp istediğinizi yapabilirsiniz."dedi.Ben de kenardaki bir banka uzanıp çantamı yastık yaptım ve kitabımı okumaya başladım.
Poyraz'ın geleceğini düşünmemiştim çünkü arkadaşları ilerde maç yapıyordu.Ama o ayaklarımın dibine oturmaya karar vermişti, ben de onu takmamaya karar verip kitabımı okumaya devam ettim.
"Yani şimdi diyorsun ki dünkü tekme öylesine olan bir şeydi.Bir anda atıverdin ,öyle mi ?"
Yine konuşmaya başlamıştı."Hıhı."
"Vay be,hiç eğitim almadan bunu yapabilmen çok iyi.""Hıhı,evet."
"Öyleyse akşam buluşuyoruz,değil mi?"
"Hıhı,eve-Ne ? Nereden çıktı şimdi bu?Ben öyle bir şey demedim.""Beni dinliyor musun diye test ettim ,kusura bakma Toprak."
Sabırla iç çekip doğruldum."Neden beni rahat bırakmadığını merak ediyorum.Seninle konuşmakla ilgilenmiyorum şu an.Meraklı sorularını içinde sakla ve gidip arkadaşlarınla maç yap.Atalay yüz kez çağırdı bak."
Atalay, Poyraz'ın en yakın arkadaşıydı. Kumral, yakışıklı bir çocuktu ayrıca Sinem'in erkek arkadaşıydı.
"Ah,bu çok kabaydı ama .Atalay kendi oynasın biraz,ne olacak?"
Oflayarak içimi çektiğim sırada yanımıza Ezgi ve Atalay'ın geldiğini gördüm.
"Selamm ,dedi Ezgi karşımızdaki banka otururken. Ben ne olduğunu merak ederken Poyraz"Sinem'in doğum günü yaklaştı,değil mi Ezgi?diye sordu."Aynen Poyraz,biliyorsun haftaya cuma . Okul çıkışı bir şeyler yapalım dedik ."
"Konuşun siz ,diyerek kalkmaya yeltendim ama Ezgi'nin "Olmaz,sen de bu kutlamanın bir parçası olacaksın, deyişiyle durdum.Açıkçası okuldaki ikinci günümdü ve kimseyle pek yakın değildim.
"Anlamışsındır , Sinem biraz sakinliği seven biri, o yüzden kutlama da kalabalık olmaz .Az ve öz birkaç kişi olacak.Sen de gel, Toprak."dedi Atalay.
Ben gidip gitmemeyi düşünürken Poyraz"Ee,başka kimler gelecek?,dedi."Eh işte biz dördümüz, sınıftan birkaç kişi,bir de Sinem'in ortaokul arkadaşlarından iki üç kişi,dedi Ezgi.
"Hee,karşı lisedekiler mi?"
"Aynen kardeşim ,geçen seneki gibi işte.Toprak geleceksin değil mi? Hem kaynaşmış olursun bizimkilerle."
"Şey,olabilir ama ben bi bakayım haftaya cuma boş muyum diye ,ona göre."
Anlayışla başını salladı Atalay.
Zaman hızla geçti. Eve gelip birkaç ödev yaptım .Sonra yemek yapmak için biraz kabak doğradım.Ablam garajda acil yetişmesi gereken tesbih taşlarını işliyordu.
Tam yemeği ocağa koyduğumda telefon titredi ,ben de merakla ekrana baktım.
*Bir yeni mesaj!
05*********: Selam Toprak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuza Kadar Özgür
RandomZincirlerimi kırmak istiyordum ama onsuz bir anlamı yoktu.