7.

5 0 0
                                    

Düz yazı/

Han jisung,

Her ne kadar cesur olsamda bazı zamanlar deli gibi korkak oluyordum. Ve şuan da aynı duruma gelmiştim. Soyunma odasında ağlıyor,aynı zamanda titriyordum. Bedenimi çok sevmeme böyle zamanlarda kendime her zaman Lanet okuyordum. Minho müdürün yanında azar işitmeye meşgulken jeongin yanımda beni teselli ediyordu. Her ne kadar arkadaşımı çok sevsemde ,aşık olduğum adam tarafından sımsıkı sarılmayı ve göğsünde ağlamayı çok isterdim.

Bir zamanlar güvenmediğim,Lanet Okuduğum adama şuan güvenmek,sarılmak,öpmek istiyordum. Evet 3 yıl önce herkesin içinde rezil etmesin rağmen kalbime söz dinletememiştim. Unutmak için çok fazla çaba gösterip,tüm cabamın boşa gitmesi kadar acınası bir durum yoktu. İlk yılında gizliden bakar,öyle severdim. Fakat her gün başka bir kadınla okula gelip konuşurken kalbime daha fazla zarar verme gibi bir hata yapamazdım. Eh tabi ikinci yılımda unutmasam da bakmayıp yeni bir sayfa açmıştım. İşte o zamanlar chan ve changbin ile beraber bir grup kurup baya ünlenmiştik. Chan ile normalde görüşmem yasaktı. Eh abimin kavga ettiği biri ile görüşmek de zaten benlik bir durumdu .

Bilirsiniz, özgüven..evet özgüvenli biriyimdir fakat bazı konular da kendime hiç bir zaman güvenmem. İşte o konulardan biri sesim , diğeri; Lee Minho.

Üçüncü yılımda, tamamen unutup hayatıma devam ediyordum lakin bu sene Lee Minho'nun bana karşı olan flörtleşmeleri yüzünden aşkım tekrardan körüklenmişti. Bilmiyorum iyi mi kötü mü ..ama bildiğim tek şey gözleri o kadar farklı bakıyor ki ..belki dudakları hiç bir zaman seni seviyorum demez ama gözleri öyle çok konuşuyor ki benimle. Öyle güzel söylüyor ki aşkını, bazen susup dakikalarca gözleri ile konuşabilirim.

Hıçkırıklarım yükseldikçe boş salona tok bir ses yankılanıyordu. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Biraz düşünmek için, jeongin'e başımı çevirdim. Stresten dişlerimi kemiriyor, telefona bir şeyler yazmak ile meşguldü. Ayaklanıp yaş gözlerimi sildim. Ardından adımlarımı okulun terasına doğru çevirdim. Kimsenin olmadığını görmem ile oh çekip bir köşeye oturdum. Ayaklarımı kendime çekip başımı diz kapağına koydum. Sessizlik gerçekten iyiydi. Gözlerimi kapatıp Minho'yu hayal ettim .

Gözlerini,dudaklarını, havada uçuşan saçlarını, tatlı gülüşünü, tavşan suratı ile beni şimdi bile olmadığı halde güldürmeyi becermişti.

Birkaç önce jeongin ile, kantinde kendimize kahve almak için aşağı inmiştik. Fakat yanımıza bir çocuk gelmişti. Her gün olduğu gibi çıkma teklifi edeceğini düşünmüştüm. Fakat çıkma teklifi etmek yerine bağırıp sanki teklifi kabul ediyormuşum gibi tepkiler vermişti. Eh haliyle Minho'da olaya uzaktan şahit olmuştu. Yanlış anlayıp, oradan gideceğini düşünüyordum fakat yanımıza gelip neler olduğunu sormuştu. Değişiyorum demişti gerçekten değişiyoruz ve..benim için.

Çocuktan gözlerini çekmeden öylece elini belime sardı. O an mantıklı davranıp minho ile gitmek istedim fakat çocuk sanki sevgiliymişiz gibi 'sevgilime dokunma' diye bağırıyordu. Minho ilk bana bakmıştı kafamı olumsuz anlamda salladığım gördüğünde belimde ki eli daha çok sıkmıştı. İşte ne olduysa o zaman oldu çocuğun Minhoya kafa atması ile başladı. 'O benim '  diyerek bağırıyor aynı zamanda ağlıyordu.

Ardından jisoonun gelmesi ile, beni oradan çekti. Jeongin hocayı getirip kavgayı ayırdı. Fakat bir kaç dakika sonra jisoo'nun anlattıkları ile titremeye başlamıştım.

Çocuğun akli dengeleri yerinde değilmiş.  İçkime ilaç atan manyak aynı zamanda bu çocukmuş. Korkmuştum bana bir şey yapmasından değil , benim yüzümden minhoya zarar vermesini istemiyordum.  Muhtemelen partide ilaç koyup bana dokunmak istiyordu fakat Jay'ın sayesinde o gün kurtulmuştum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Love Me/ Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin