Boşluk hissi

266 22 6
                                    

Masaya bir yabancıymış gibi oturmak çok ağırdı , ben onu her şeyiyle hatırlıyorken o bana bir başkasıymışım gibi bakıyordu .
- Ferda : Kıvılcım Hanım nasıl oluyorda Okul müdürlüğünden , avukatlığa atanıyorsunuz ?
- Ömer : Tanışıyor musunuz siz ?
- Kıvılcım : Evet tanışıyoruz kendisi müdürlük yaptığım okulun yeni sahibiydi tatsız bir olaydan ötürü işime son verildi . Sanırım bir kapının kapanması bir diğer kapının açılmasına sebep oldu.
- Ömer : Annesine çevirir kafasını , okul sahibi mi ?
- Ferda : Okul sahibi çok sıkışık bir durumda olduğunu söyledi kendisinide tanırım . Bir iyilik yapmak istedim . Kıvılcım hanım soruma hala cevap alamadım ? Gerçekten avukat mısınız ?
- Kıvılcım : Hafif bir gülümseme ile , iç çeker .
Evet , asıl mesleğim Avukatlık . Bazı özel sebeplerden dolayı mesleğimi yapamadım , geçici olarak başladığım bir okulda müdür olarak atandım .
- Ferda : Gözlerini Kıvılcıma diker , pekala .
- Ömer : Aslında biz Fatma hanım ile görüşme sağlamıştık ama kendisi yapamacağını söylemiş , sizi önermiş . Evraklarınız tamamladığı zaman ofisimizde size bir yer verilecektir .
- Kıvılcım : Kafasını sallar , Ömerden gözlerini kaçırır .
- Ömer : İzninizle , bizim başka işlerimiz var . Sizin bir sorunuz varsa sorabilirsiniz.
- Kıvılcım : Teşekkür ederim , ben kalkayım hazırlamam gereken evraklar var malum .
Kıvılcım ile birlikte Ömer ayağa kalkar .
- Ömer : Elini uzatır , anlaştık o zaman .
- Kıvılcım : Buz kesmişti yıllar sonra ilk defa Ömer'e dokunacaktı . Elini uzatır el sıkışır .
Ömer elinin soğukluğunu hisseder . Kıvılcım elini çeker ve oradan ayrılır . Çok zor atıyordu adımlarını bir yerde öylece oturur dokunduğu eline bakar .
- Ferda : Hiç gözüm tutmadı .
- Ömer : Sen kimseyi sevmezsin zaten .
- Ferda : Sen yinede çok yüz verme , belli olmaz  .
- Ömer : Bana işimi öğretme .
- Ferda : Tamam hemen sinirlenme .
Kıvılcım evine doğru geçmiştir , çantasını bir kenara fırlatır . Dolabından şarabını alır bardağına doldurur içmeye başlar . Pencereden öylece bakarken birden ağlamaya başlar . Kendini tutamaz , elindeki bardağı fırlatır .
Yere çömelir öylece oturur .
ÜNİVERSİTE YILLARI
Ömerin açıklaması ile herkesler birbirine bakarken Kıvılcım dayanamaz .
- Kıvılcım : Ne saçmalıyorsun sen !
- Ömer : Kıvılcımı bir köşeye çeker , senin iyiliğin için .
- Kıvılcım : Beni sen mi koruyacaksın ?
- Ömer : Bir süre başına bir şeyin gelmesini istemiyorsan bunu kabul edeceksin , korkma gerçek bir birlikteliğimiz olmayacak . Sadece küçük bir oyun olarak düşün .
- Kıvılcım : Bunların hepsi senin suçun ! Hepsi sana güveniyor , insanları ezmekten başka bir şey yapmıyorsunuz . Kendine bir çete kurmuşsun piyonlarını oynatıp duruyorsun .
- Ömer : Kıvılcımın kolundan tutar . Sen bu hayatta güçsüz olmak ne demek biliyor musun ? Güçsüzlükten daha aciz bir şey varsa bunu insanların biliyor olmasıdır , seni en zayıf noktandan vururlar ! Güçlü görünmek istiyorsan kendini güçlü birine yaslamalısın . Bak o zaman insanların bakış açıları nasıl değişiyor .
- Kıvılcım : Bırak ya ! Böyle mi güçlü olacaksın  döverek , söverek mi ? Sana yaslanmayı bırak yanında bile durmam .
- Ömer : Olur durma ben buyum , değişmem . İster kabul et ister etme .
Kıvılcım kolunu çeker arkadaşlarının yanına geçer .
- Fatma : Demek Ömer ile birliktesin ve bize bunu söylemiyorsun ?
- Kıvılcım : Saçmalama Fatma , kendince beni korumaya çalışıyormuş .
- Fatma : Vay be okulun best çifti oldunuz , şimdiden herkesler sizi konuşuyor şuraya baksana .
Kıvılcım masasından kalkar ders'e doğru geçer, koridorda yürürken karşısına bir grup çıkar . Kıvılcım telaşlı adımlarına devam ederken grup ayrılır ve Kıvılcıma yol verirler . Kıvılcım şaşkın bir bakışla yoluna devam eder , gözler sürekli üzerindeydi . Sınıfa geçer ve yerine oturur , yanına bir başkası gelir .
- Kıvılcım , bir eksiğin bir sorunun olursa ben buradayım .
- Kıvılcım : Hayır , teşekkürler gerek yok .
- Peki .
Kıvılcım bu yoğun ilgi ile şaşkına dönmüştü . Sınıfa elleri cebinde bir şekilde Ömer gelir Kıvılcımın önündeki sıraya geçer oturur . Kollarını geriye doğru yaslar .
- Kıvılcım : Ömer'in koluna dokunur , yanım boş buraya gelebilirsin .
- Ömer :Alttan gülmeye başlar Kıvılcıma belli etmez , yerinden kalkar ve yanına geçer . Bakıyorum bana alıştın sen .
- Kıvılcım : Onun için değil , koca kafandan hiç bir şey göremediğim için .
- Ömer : Gülmeye başlar , bir elini Kıvılcımın saçlarına doğru götürür , kabul et hoşuna gitti .
- Kıvılcım : Çek şu elini herkes bize bakıyor ?
-Ömer : Baksın , sevgili değil miyiz ?
- Kıvılcım : Değiliz .
- Ömer : Olsun , bunu sadece ikimiz biliyoruz . Elini Kıvılcımın omuzuna atar .
- Kıvılcım : Etrafına bakınır çekinir , Ömer'e döner senden kurtuluş yok mu ?
- Ömer : Yok , eğer sevgilimsen hiç imkanı yok .
- Kıvılcım : Tamam , şu kolunu çek not alacağım .
- Ömer : Eline aldığı not defterini gösterir , bak artık ben de not alıyorum . Sıraya defterini koyar ve Kıvılcımın kalemini cebinden çıkartır . Bak bu benim artık uğurlu kalemim oldu . İstersen geri verebilirim .
- Kıvılcım : Gerek yok sen de kalsın .
Birlikte derse adapte olurlar Kıvılcım kafasını çevirip baktığında Ömer'in pür dikkat dinlediğini görür .
Okul çıkışı Kıvılcım eşyalarını toplar yürümeye başlar kapı önünde Ömer onu bekliyordu .
- Ömer : Kolundaki saate bakar , sen hep böyle yavaş mısın ?
- Kıvılcım : Sana kim dedi bekle diye ?
- Ömer : Seni böyle yalnız bırakacağımı düşünmedim herhalde ? Kolunu işaret eder hadi ?
- Kıvılcım : Ne hadi ?
- Ömer : Koluma gir , tamam sen hala atlatamadın diyerek Kıvılcımın koluna girer yürümeye zorlar .
- Kıvılcım : Ne kadar böyle devam edeceğiz ?
- Ömer : Ben sıkılana kadar .
- Kıvılcım : Anlamadım ? Neden sana göre hareket ediyoruz ?
- Ömer : Çünkü ilk ben söyledim .
- Kıvılcım : Kolundan çıkar , ben yalnız giderim . Diyerek hızlı adımlarla ilerler . Ömer onu takip eder . İleride karşısına bir köpek sürüsü çıkar Kıvılcım yavaş yavaş adımlar atar .
- Ömer : Gülmeye başlar , ben hala buradayım koluma girebilirsin .
- Kıvılcım : Bir köpeğin ısırmasını tercih ederim !
- Ömer : Sen bilirsin .
- Kıvılcım : Köpeklerin havlaması ile irkilir ve arkasını döner Ömer'e doğru koşar koluna girer .
- Ömer : Tercihler çok önemli tabi .
- Kıvılcım : Gülmeyi kesicek misin ?
- Ömer : Tamam , sustum .
Burası mı evin ?
- Kıvılcım : Evet , utana sıkıla ağzından bir kaç cümle çıkar . Teşekkür ederim , yani öyle işte .
- Ömer : Beni içeri davet etmeyecek misin ?
- Kıvılcım : Yok artık .
- Ömer : Ben olsam ederdim , böyle yakışıklı birini nerede bulacaksın bir daha .
- Kıvılcım : Senin niyetin belli oldu , az önce söylediklerimi geri alıyorum .
- Ömer : Gülmeye başlar , tamam o zaman yarın görüşürüz .
Ertesi gün Okul olduğundan fazla sessizdi .
- Kıvılcım : Herkes nerede ?
- Bilmiyorum bugün kimsenin ders dinleyesi yok .
- Fatma : Ömer de yok göremedim onu .
- Kıvılcım : Yine birilerine zorbalık yapmak ile meşguldur .
- Yok , o hiç gelmedi . Dün evine dönerken birileri yolunu kesmiş sanırım bir güzel dayak yemiş .
- Kıvılcım : Nasıl ? İyi mi peki ? Kim yapmış ?
- Bu kadar biliyorum .
Kıvılcım yerinden tedirgin bir şekilde kalkar .
- Fatma : Sakin ol ya ona bir şey olmaz .
- Kıvılcım : Yok canım sakinim hem banane.  Kim bilir kimin canını yaktı .
O sırada Ömer yine elleri cebinde bir şekilde alana doğru gelir . Arkasında bir grup arkadaşı ile , Ömer'in kaşında ve dudağında yara izleri vardır . Kıvılcım ile göz göze gelirler Ömer gülümseyerek göz kırpar .
Kıvılcım yanında geçer dersinin olduğu sınıfa doğru ilerler . Ömer arkasından öylece bakar .
Kıvılcım yerine oturur öylece bekler , aklı hiç istemesede Ömer'de kalmıştı . Her kapıdan içeri gireni gözetler ama Ömer gelmez . Ders öylece işlenir , Kıvılcım kafasını çevirir bir boşluk görür . Dersten çıktıktan sonra etrafına bakınır ve bahçeye doğru geçer bir bankta oturur. Çantasından kitabını çıkartıp okumaya başlar . Birden bire kitabın ortasına bir demet gül gelir . Kafasını kaldırıp baktığında Ömer ile karşılaşır , gülümseyen gözleri ile .
- Ömer : Ne okuyorsun ?
- Kıvılcım : Nasıl oluyorda böyle hiç bir şey olmamış gibi devam edebiliyorsun ?
- Ömer : Yanına oturur , bir elini Kıvılcımın omuzuna doğru atar . İkinci kural , eğer yoluna boynu bükük devam edersen gün sonunda kafanı yerden kaldıramazsın. Eğer yoluna devam etmek istiyorsan başına gelen en kötü olayı bile umursamıyormuş gibi yapacaksın . Geçmişte kalırsan geleceğe odaklanamazsın .
- Kıvılcım : Kimse sen kadar umursamaz olamaz doğru .
- Ömer : Beğendin mi çiceği .
- Kıvılcım : Yani .
- Ömer : Ben olsam saklardım , ilk hediyen .
- Kıvılcım : Sen hiç acı çekmez misin ? Hep böyle misin ?
- Ömer : Gülmeye başlar , kalemin hala benimle bak .
- Kıvılcım : Gizlemek zorunda değilsin , sen de insansın . Yorulabilirsin , üzülebilirsin kendini taş gibi duygusuz yapmaya gerek yok .
- Ömer : Gülmesini durdurur , Kıvılcıma döner . Seni okul çıkışındaki parkta bekliyor olacağım .
- Kıvılcım : Ne yapacağız orada ? Orası ıssız bir yer gelir miyim zannediyorsun seninle . Çok beklersin diyerek gülü almadan gider .
- Ömer : Gülü eline alır öylece oturur .
Okul çıkışı Ömer parkta öylece oturur Kıvılcımı bekler . Hava iyice kararmıştı ama Ömer pes etmiyordu .
Kıvılcımın pek gitmeye niyeti yoktu evinde öylece oturuyordu notlarını gözden geçiriyordu .
- Kıvılcım : Bekliyor mudur acaba ? İçi içini yiyordu ne söyleyeceğini merakta etmişti .Üzerini değiştirir hava yağışlıydı . Park'a doğru ilerler ama kimseyi göremez . Sonrasında kafasını çevirir Ömer sırılsıklam olmuştu öylece bir köşede oturuyordu . Kıvılcım yanına doğru gider .
- Ömer : Kafasını kaldırır , geldin .
- Kıvılcım : Sen delirdin mi ? Bu havada böylece bekledin mi ?
- Ömer : Daha erken gelirsin diye umuyordum .
- Kıvılcım : Üzerindekini Ömer'in üzerine doğru atar . Bu kadar önemli olan şey ne ? Sadece ne söyleyeceğini merak ettim .
- Ömer : Öylece bakar ve kafasını Kıvılcıma doğru yaslar .
- Kıvılcım : Tam ağzından bir kaç kelime çıkacakken Ömer'in iç çekişini duyar .
Ömer ağlamaya başlar , ağlaması gittikçe yükselir . Kıvılcım öylece kalır , hiç bir şey söylemez . Ömer ağladıkça Kıvılcım daha da kötü oluyordu . Ömer'in içini dökmesini beklemişti . Ömer kafasını kaldırır göz yaşlarını kollarına siler .
- Ömer : Burnunu çeker , sen de hasta olacaksın .
- Kıvılcım : İyi misin ?
- Ömer : Hiç bu kadar iyi hissetmemiştim .
- Kıvılcım : Dur , kaşın kanıyor . Çantamda bir yara bandı olacaktı .
- Ömer : Ben yara bandı kullanmam .
- Kıvılcım : Neden ?
- Ömer : Kanayan yaraya bakmak beni daha dinç tutuyor . Baktıkça acı çektiğimi hatırlıyorum bu beni güçlü kılıyor .
- Kıvılcım : Böyle olmak zorunda değilsin ? Değişebilirsin Ömer .
- Ömer : Kim için ?
-Kıvılcım : Kendin için !
- Ömer : Ben böyleyim değişmem .
- Kıvılcım : Hiç değilse sadece bugünlük , şu yaranı temizlememe izin ver .
- Ömer : Kafasını sallar .
- Kıvılcım : Ömer'e doğru yaklaşır , bir peçete ile kanı siler , yara bandını yapıştırır . Gülümseye başlar .
- Ömer : Ne oldu neye gülüyorsun ?
- Kıvılcım : Sana ilk hediyem .
- Ömer : Gülmeye başlar , ilk değil kalemin ben de .
- Kıvılcım : Onu zorla aldın hediye sayılmaz .
- Ömer : İlk hediyem yara bandı demek , bu kadar anlamlı bir hediye almamıştım .
- Kıvılcım : Tamamdır .
- Ömer : İmzada at istersen .
- Kıvılcım : Çok komik .
Bir kaç saniye sessizlik hakim olur .
- Ömer : Burada olanlar aramızda kalırsa .
- Kıvılcım : Düşünmem lazım , ileride tehdit için kullanabilirim .
- Ömer : Gittikçe bana benziyorsun .
- Kıvılcım : Asla . Hadi kalkalım hasta olacağız yoksa .
Biraz adım attıktan sonra yağmur iyice şiddetlenir . Ömer ve Kıvılcım iyice ıslanmıştı .
Birbirlerine gülerek devam ederler . Bir kuytu köşede yağmurun geçmesini bekliyorlardı .
- Ömer : Bitmeyecek .
- Kıvılcım : Hepsi senin yüzünden .
- Ömer : Ben devam ediyorum .
- Kıvılcım : Hey , dur bekle nereye ?
- Ömer : Geliyor musun yoksa sabaha kadar bekleyecek misin ?
- Kıvılcım : Görmüyor musun adım atılacak gibi değil .
- Ömer : Kıvılcıma doğru ilerler ve bacağından yakalayıp omuzuna doğru atar . Kıvılcım baş aşağı sarkar .
- Kıvılcım : Ne yapıyorsun ?
- Ömer : Senin nazından bıktım , gidiyoruz .
- Kıvılcım : İnsan taşıyorsun biraz daha kibar ol .
- Ömer : Kıvılcımı olduğu yere bırakır , yürü o zaman .
- Kıvılcım : Su birikintisini ayağı ile vurarak Ömer'e fırlatır .
- Ömer : Demek öyle diyerek Kıvılcımın peşinden koşar , Kıvılcım kaçmaya başlar . Kaçma buraya gel , yakaladığı gibi yere serer .
Birlikte öylece yerde kalırlar .
Kıvılcım Ömer'i iter Ömer yanına öylece uzanır Gülmeye başlarlar .
Şimdiki Zaman
- Fatma : Hatırlamıyor değil mi ?
- Kıvılcım : Ne oldu ne bitti bilmiyorum ama sadece neler olduğunu öğrenmek için bu işi kabul ettim .
- Fatma : Ömer'i gördüğüm an şok geçirdim , yani bir bakıma benim için iyi oldu . Ona çok borcum vardıda .
- Kıvılcım : Çok boştu ,  bambaşka bir Ömer vardı karşımda . Göz göz'e gelmekten kaçındım , elini tuttuğum an ...
- Fatma : Merak etme bunu birlikte çözeceğiz . Tekrar seni hatırlayacaktır .
- Kıvılcım : Ya hatırlamamayı kendi seçtiyse ? Ya beni hiç hatırlamak istemiyorsa .
- Fatma : Bunu öğrenmeden bilemeyiz . Bak yarın bütün gün onunla olacaksın .
- Kıvılcım : İçimde çok kötü bir his var , ne olduğunu bilmiyorum .
- Fatma : Heyecan yaptın sanırım bak sakin olmalısın . Ne olup bittiğini gözlemle o Ferda cadısının pek hoşuna gitmeyecektir ama .
- Kıvılcım : Benimle uğraşacağı kesin .
- Fatma : Bak , tek bir telefonla gelir onun saçını başını yolarım .
- Kıvılcım : Sakin ol . Öyle bir şey olmayacak .
- Fatma : Neyse ben gideyim , sen dinlen .
- Kıvılcım : İyi madem , yarın yine ararım seni .
- Fatma : Öpüyorum canım arkadaşım kendine dikkat et .
Ertesi gün Kıvılcım hazırlanır siyah kalem eteğinin üzerine gömleğini giyer üzerine siyah ceketini de alıp dışarı çıkar .
Holdinge doğru yürür geçen sefer içeri alınmadığı güvenlik görevlisi ile göz göze gelir . İçeriye başka bir hava ile giriş yapar . Güvenliğin suratında mahçup bir ifade vardır .
Yukarı doğru çıkar , odasına giriş yapar eşyalarını yerleştirir .
Kapısı tıklanır Ömer içeriye girer .
- Ömer : Etrafına bakınır , biraz küçük ama şimdilik idare eder .
- Kıvılcım : Eşyaları bir yandan yerleştirmeye devam eder , bana yeterli .
- Ömer : Yerleştikten sonra odama gel .
- Kıvılcım : Peki , Ömer bey .  Kıvılcım ne yapacağını bilmez çok heyecanlanır . Çekmecesini açar bir not defteri görür gülümsemeye başlar .
Demek yeniden başlıyoruz , güzel alışık olduğum bir konu . Odasından çıkar ve Ömer'in odasına doğru geçer . Tam kapıyı çalacakken Ömer içeriden çıkar burun buruna gelirler .
- Ömer : Kendini geriye çeker , pardon . Toplantı odasına doğru geçiyoruz .
- Kıvılcım : Peki .
Birlikte toplantı odasına doğru geçerler .
Toplantı odasına daha kimseler gelmemişti sadece ikisi vardı , oldukça sessizdi .
- Ömer : Bir şey içer misin ?
- Kıvılcım : Yok , teşekkür ederim .
- Ömer : Saatine bakar , nerede kaldı bunlar .
Telefonu alır , nerede bunlar ben herkesi böyle tek tek arayacak mıyım ?
- Ömer bey hemen hallediyorum .
- Ömer : Kovulmak istemiyorlarsa 5 saniyeleri var . Ömer cebinden kalemini çıkartır , bir şeyler yazmaya başlar .
Kıvılcım kafasını kaldırıp baktığında elindeki kalemin onun olduğunu görür , öylece baka kalır . Ömer ise tuhaf bir şekilde Kıvılcımın ona baktığını hisseder . Sorun mu var şeklinde bakış atar .
- Kıvılcım : Yutkunur , kaleminiz .
- Ömer : Kaleme bakar , evet .
- Kıvılcım : Güzelmiş .
- Ömer : Kaleme bakar tekrar , evet annemin hediyesi .
- Kıvılcım : Öyle mi , benimde böyle bir kalemim vardı .
- Ömer : Öyle özel bir kalem değil herkeste olabilir .
Odaya çalışanlar gelmeye başlar . Kıvılcım içinden konuşmaya başlar .
- Ukalalığın hala aynı , herkeste olabilirmiş . Bir bilsen o kalemi benden nasıl aldığını . Annesi vermiş miş , neyse sakin ol Kıvılcım ilk günden .
Ömer genel sorunlardan bahsederken herkesler onu pür dikkat dinler . Toplantı bitiminde çalışanlardan biri sorun çıkartır .
- Ömer : Sorununu dinlemeyeceğim muhasebe ile görüş .
- Ömer bey öylece beni kovamazsınız , sorunu dinlemediniz bile .
- Ömer : Ağlamanı dinlemeyeceğim , çok işim var . Diyerek ayağa kalkar Kıvılcıma göz işareti yapar . Birlikte odadan çıkarlar . Kıvılcım kendini tutamaz .
- Kıvılcım : Bir dinleseydiniz keşke .
- Ömer : Duraksar , şimdiden anlaşalım işime karışılmasından hiç hoşlanmam .
- Kıvılcım : Peki .
- Ömer : Herkes yerini ve işini yaparsa sorun olmayacaktır .
- Kıvılcım : Derin bir nefes alır , anlaşıldı iyi günler .
Odasına doğru geçer .
Çıkışı verilen çalışan bağır çağır ofise gelir Ömer odasından çıkar Kıvılcımda sesleri duyar ve odasından çıkar .
- Ömer bey , bir şans daha istiyorum lütfen .
- Ömer : Kendince ikinci bir şansı hakettiğini mi düşünüyorsun ? Çağırın şu güvenliği atın şunu dışarıya .
Kıvılcım şaşkınlıkla izliyordu .
- Bunu yanınıza bırakmayacağım ! Göreceksin !
- Ömer : Bırakma .
Güvenlik gelir adamı yaka paça dışarı çıkaracakken Kıvılcım müdahale eder .
- Kıvılcım : Hey ! Hey ! Ne yapıyorsunuz ?
- Ömer : Bırak işlerini yapsınlar .
- Kıvılcım : Sonuçta buraya emek vermiş birisi . Bu kadarını haketmiyor diye düşünüyorum.
- Ömer : Güvenliklere el işareti yapar , yaka paça dışarı atılır adam . Ömer Kıvılcıma doğru döner . Mesleğinden ötürü savunma alışkanlığın olabilir , bunu görmezden geleceğim . Sen savunabilirsin ama ben insanları çok iyi tanırım . Bir daha ki sefere bu kadar kibar olmam .
- Kıvılcım : Kusura bakmayın . Sadece ben ..
- Ömer : Dinlemeyeceğim , iyi çalışmalar .
Bütün gün odasında takılan Kıvılcım kara kara düşünür . Sonunda çıkış saati gelmişti , aşağıya doğru iner . Ömer çoktan çıkmıştı .
Aşağıda beklerken işten kovulan adam yanına gelir .
- Siz , beni anladınız lütfen yardımcı olun .
- Kıvılcım : Bir şey yapamam , üzgünüm .
- Beni orada savundunuz tekrar yapabilirsiniz !
- Kıvılcım : Kusura bakmayın , elimden bir şey gelmez .
Adam sinirlenir cebinden silahını çıkartır Kıvılcıma doğru çevirir . Benimle geliyorsun YÜRÜ ! diyerek Kıvılcımı iter içeriye doğru girer .
- Kıvılcım : Elleri yukarıda , sakin ol .
- Çağırın onu , gelsin yoksa burada ki herkesi öldürürüm !
Kısa bir süre sonra Ömer gelir . Kıvılcımı fark eder .
- Ömer :  Sorunu böyle mi çözeceksin ?
- Evet ! Yoksa herkesi öldürürüm !
- Ömer : Benim için bir önemi yok .
- Nasıl ? Öldürmemi mi istiyorsunuz ? Herkesi diyorum !
- Ömer : Benim için sıradan insanlar , vicdan azabı çeken ben olmacağım .
- Kıvılcım : Senin için pek önemli olmayabilir ama şuan silahın ucunda ben varım .
- Pekala , üçe kadar sayıyorum .
- Ömer : Say bakalım .
- Bir ! İki ! Üç ! Adam tetiği çekmekte zorlanır Ömer ise öylece bakıyordur . Arkadan dolaşan polisler son anda adamın elinden silahı alır ve bir el ateş sesi duyulur . Kıvılcım kendini yere atar .
- Herkesler iyi mi ?
Derken Kıvılcım yerde öylece duruyordur , Ömer karşısına dikilir ve eğilir .
- Ömer : Göz göze gelirler , sana söylemiştim . Elini uzatır Kıvılcımı kaldırır .
İçeriye Ferda girer ve Kıvılcım Ömeri karşı karşıya yakın bir mesafe ile görür , iyice delirir .
- Ferda : Neler oluyor burada ! Ne bu şarlatanlık .
- Ömer : Hallettik .
Yukarıya doğru çıkarlar ve birlikte otururlar , sessiz bir şekilde herkes öylece birbirine bakar .
Ferda gözlerini Kıvılcıma doğru dikmişti . Kapıdan içeriye doğru başka bir kadın gelir .
- Ömer hayatım iyi misin çok korktum !
Kıvılcım ve Ferda göz göze gelir ve Ferda hafif bir tebessüm eder .
- Bölüm Sonu -

Sen BilmezsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin