2

26 3 1
                                    

Devin Kadıoğlu

Eve geldiğimizde anahtarla kapıyı açtım ve kızların bavullarını aldım. Sonra onlardan oturmasını isteyip mutfağa geçtim. Kahve hazırlarken telefonum çalmaya başladı. Hiç susuyor mu ki zaten zır zır.

Arayan abimdi. Telefonu açtım. "Efendim abicim?" Oflayıp pufluyordu. "Heh, Devin ben bunları yerleştiremiyorum. Yardıma gelsene yaa." Ohooo Seranın bununla işi çok.

"Abicim 1-2 saate kadar gelebilirim tamam mı? Rahat ol sen."

"Tamam."

Telefonu kapatıp kızlara kahvelerini götürdüm. "Hava alanında tam tanışamadık. Biraz kendinizden bahsetsenize?"
Ben bunu dedikten sonra Kenan'a cidden çok benzeyen kuzeni Serra konuştu. "Tanışmıstık zaten ayaküstü. Serra ben, Kenan'ın kuzeniyim. Bu Doğa, bu da Ayça. Ben mimarlık okuyorum. Ama kızlarla da yeni tanıştığımız için onları çok bilmiyorum zaten car car konuşmaktan ağzım kırıldı siz tanıtın kendinizi." Serra çok tatlıydı, konuşmayı çok sevdiği de belliydi.

"Ben de Ayça. Abimin kardeşiyim yani Hakan'ın. Şu ana kadar yaptıkları için özür dilerim onun adına utanıyorum eşşek sıpası."

Hakan abinin bir kardeşi olduğunu biliyordum ama hiç görmemiştim.

"Ben de Doğaa, İsmail'in kardeşiyim. Moda tasarım okuyorum." Moda tasarım küçükken yapmak istediğim meslekti. Ancak zaman içerisinde çoğumuzun fikirleri değişir değil mi? Benimki de zamanla tıp okumaya dönüşmüştü ve en büyük hayalim haline gelmişti. Şu anda ise burada hayallerimi gerçekleştiriyordum.

"Çok iyi, Ayça sen ne okuyorsun?"

"Ben hukuk oluyorum. Malum son zamanlarda ülkemizde kadınlar ve çocuklara şiddet fazlasıyla arttı. Ben de bu konuda hakkıyla çalışan bir savcı olmak istiyorum."

Evet, ben burda olmama rağmen kadınlar hakkındaki olayları duymuştum. Çok üzücü..

"Hepinizin seçimleri çok güzel meslekler."

Bunu dedikten sonra Doğa saate baktı. "Ohoo, saat çok geç olmuş daha yerleşicez. Kalkalım biz artık. Da.. Nasıl gidicez, Almanca falan bilmiyoruz taksi çeviremeyiz."

"Ben de geleyim, abim eşyalarını yerleştirememiş birlikte gidelim."

Onay aldıktan sonra boş bardakları mutfağa götürüp makineye yerleştirdim. Sonra ise saçımı klipse tutturup yoldan geçen taksiyi çevirdik. O gün kendimi yorgun hissettiğim için araba kullanıcak modum bile yoktu.

Otele varınca abimlerin kalacağı odayı resepsiyondan öğrenip o kata çıktım. Odaya girdiğimde kimse yoktu. Abimin valizini bulup kıyafetleri dolaba yerleştirirken kapı açıldı. "Lan hırsız vaaar!" Bu koyun kafalı körili noodleden başkası olamaz. Göz devirdim. "İkidir beni başka biri sanıyorsun, hem sence burda 'lan hırsız var' diye bağırınca seni anlayacaklar mı? Abimin eşyalarını yerleştirmeye geldim."

"Sen de yani ben ne biliyim kafanda kapüşon burda bişeyler yapıyorsun. Hem madem yapıyorsun bi benimkilere de el at."

Oldu paşam başka? "Lan ben sizin köleniz miyim?"

"Köööööleeeeee. Köleeeee." Ya bu harbi deli. Hastaneye falan yatması lazımdı?

"Bana bak, koyun kafalı körili noodle. Sabrımı sınama. İşim var gidiyorum abime de söylersin yerleştirdim."

Tam kalkıp gidecekken kolumu tuttu. "Dur bi dur. Ne dedin sen bana?" Ne demişimkine.

"Ne dedim?"

"Koyun kafalı körili noodle?" Ya bu mal ona mı takıldı. "Öylesin ama yalan mı?"

"Çok mu beğendin?" Ay bu harbi hasta. Biri alsın şunu götürsün. Fazla flörtöz olduğu da çok belli. Zaten hep farklı kadınlarla haberleri çıkıyor.

"Ay ne alakası var be. Gidiyorum ben."

"He he öyleymiş, tamam inandım."

Bu Galatasaraylıların hepsi böyle mi ya? Kendini beğenmiş gıcık. Ben şimdiden sevmedim bunu. Koyun kafalı körili noodle.

Odadan çıktığımda abim önümde bitti. Geçen seneye göre daha çok gelişmiş olan ama yine de bozuk Türkçe'si ile, "Ay seni çağırcaktım ben de. Nerde kaldı diye. Barışı gördün?" Çok mu seviyon sen o gıcık egoist hayvanatı ya abim?

"He içerde. Elimde kalcak o bir gün haberin olsun."

"Yine naptın?" He bir de ben birşey yapmışım yani?

"Ben birşey yapmadım,o yaptı." Tamam, burada ilk okul çocuğuna bağlamış olabilirdim. İlkokul, hiç iyi geçmemişti ve ben de bazen çocuklaşabiliyordum bu yüzden.

"Ne yaptı?"

"Çünkü o Galatasaraylı!"

Ama yetmez mi yani? Fenerbahçeli birinden Galatasaraylıyı ne kadar sevmesini bekliyorsunuz?(Enişteniz Galatasaraylı çaktırmayın.)

"Aslan kardeşim benim. "

"Aslan değil Kanarya."

"Tamam canım kanaryam, hadi ben kaçtım."

Kaç sen marul kafa kaç.

Çıkarken lobide Kerem ile karşılaştık. "Aa Devin. Naber?"

"İyi Kerem sen?"

"İyi ben de, Ferdiyi görmeye mi geldin?"

Başka ne için gelcem koçum?

"Evet, eşyasını yerleştirmesine yardım ettim." diyip saate baktım. "Ohoo çok geç olmuş. Benim gitmem lazım sana iyi akşamlar Kerem."

"İyi akşamlarr."

Eve yürüyerek gitmeye karar verdim. Yürürken kafa dinlemiş gibi hissediyordum ve bu beni çok rahatlatıyordu. Kulaklığımı kulağıma taktım ve ellerimi cebime saklayıp yürümeye başladım. Düşündüm..

Eve yakın bir markette durup bir şişe su aldım, evde su dayanmıyor tek kişi olmama rağmen. Market çıkışında bizim amfideki Allyna'yı görmemle göz devirdim. Dünyanın en gıcık kızı olabılir.

"Selam Devin!"

Samimiyetsiz bir şekilde zoraki gülerek selam verdiğinde aynı şekilde karşılık verdim. "Nereye gidiyorsun bu saatte?"

"Eve, abimler geldi de onların yerleşmesine yardım etmiştim. Şimdi dönüyordum."

"Ee var mı enişte falan? Abimler dedin ya ondan yani merak ettim."

Kızım enişte olsa bende onu sana yedircek göz var mı sanıyorsun, aklınca bana oynuyo.

"Yok, Allyna. Şimdi izninle gidiyorum."

"Peki madem, iyi akşamlar."

"Sana da."

Eve vardığımda rahat birşeyler giyip uzandım. Son birkaç gündür kendimi yorgun hissediyordum. Ama fiziksel değil, zihinsel bir yorgınluk. Dinlenmem gerekiyordu ama nasıl yapacağımı da bilmiyorum. Her zaman yaptığım gibi düşünerek uykuya daldım yine o gece de..

Bölüm sonuu🎀😻💓
Naber nasılsınız
Ben bu saatte bölüm atıyorum size bakın kıymetimi bilin😔😔
Gerçi saat 23.30 bile olmadı da çaktırmayın
Neyse kaçtımm ben iyi akşamlarrr

Bücür, Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin