Buz gibi bakışları ve bakışlaryyla yarışır ses tonu ile konuştu. Gözlerim şaşkınlık ile açudi bu söylediği gibi bir emir miydi, yoksa zorunluluk mu? Benim için bir lütuf mu olacaktı, yoksa panzehirinin olmamasını umacağım, sounumu getirecek tatlı bi...
Huhuuu bu bölümü yazmak için sezonu baştan sona izledim ( ・ε・)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~şimdiki zaman~
Kafamı önümdeki masaya dayamış, Reiner ve Bertolt'un satranç oynamasını izliyordum. Gece Komutan Erewin'in emri ile, acemi birliğinin neredeyse tamamını, sur Sinanin ortasındaki küçük, çok sık kullanılmadığı belli olan bir haneye tahliye ettiler. Bunlarin arasında sadece Mikasa Armin Jean ve Eren yoktu. Başımızda ise bizi korumaları için seçilen üç seçkin asker olan Gelgar, Mike, Nanaba vardı.
Başımı ve bakışlarımı cama doğru çevirdim ve kendi aralarında konuşan Connie ve Sasha'ya baktım. Sasha'da kafasını benim gibi masaya koymuş sıkılıyor gibi etrafa bakıyordu. Bir iki saniye sonra, korkudan fal taşı gibi açılmış gözleri ile bana bakıp ayağa fırladı ve konuşmaya başladı. "Devasa ayak sesleri duydum!" Eliyle sur Rosenin olduğu tarafı gösterdi.
Ani yükselişinderirkilmiş şekilde yerimden kıpırdanıp konuştum "Bu sur Rosenin delinmiş olması anlamına gelir Sasha, bu imkansız." Ellerimi iki yana savurup bosvermesini işaret ettim. Reiner'de beni onaylar şekilde bir ses çıkardı.
O an, Nanaba manevra teçhizatıyla camın önüne indi ve eliyle camı itekleyip konuştu "Hazırlanın gidiyorsunuz, devler yaklaşıyor, sanırım sur Rose delinmiş" gergin şekilde söyledikten sonra salondaki ben dahil herkes hızlıca ayağa kalktı ve evden dışarı çıktı. Çabucak küçük ahıra girdim ve atımı ordan çıkarıp eyerini takmak için açık bir alana getirdim.
"Oi, ne taraftan geliyor bu devler?" Connie'nin gergin sorusuna Sasha aceleci şekilde cevap verdi. "Sanırım sur Rose'nin güney tarafındandı. Umarım köyüm harap olmamıştır."
Sonunda hepimizin atları hazır olduğunda, Gelgar komutanın emri altında ilerlemeye başladım. Sasha ve Connie güney bölgesinde kendi köylerine gideceklerdi. "Köyü kuzeye yakın olan var mi?" Gelgar-san'ın aceleci ve bi o kadar sert çıkan sesi ile, düşüncelerimi bölmek zorunda kaldım. "Ben efendim," atımı onun yanına yaklaştırırken söyledim. "Köyüm kuzeyde, Yarckel bölgesinde." Gelgar-san aceleci bir tavırla, önündeki parşomeni elime doğru uzattı ve konuştu. "Bunu Hange yada Levi komutana ilet, acale et. Sur Rose delindi."
Son dediği gerçek sertçe yüzüme vurmuştu, kağıdı elime alıp sıkıca tuttum ve kafamı olumlu anlamda salladım. "Emredersiniz!" Atımı hızlıca kuzeye sürmeye başladım. 100 merte arkamda yaklaşık on tane dev vardı, fakat beni umursamak yerine sanki başka bir yere gitmeye odaklanmış gibiydiler. Yarckel bölgesine yaklaştığımdayavaşladım, köye girmeden önce atımdan indim ve onu bir ağaca bağlayıp sessiz adımlarla köyün içine ilerlemeye başladım.
