2

5 1 15
                                    

'Güzel miyim?' Dilay'ın asansör aynasında kendi kendine girdiği triplere gülerek önüme döndüm. Tabii ki Ada dalga geçme fırsatını kaçırmadı. 'Semih zaten sana yanık yani şu an ki çirkinliğin onu rahatsız etmez'

Ada gülerken Dilay'ın suratı düşmüş bana bakıyordu. 'Güzelsin güzelsin hadi.' Asansör kapısının açılmasıyla hızla kendimi dışarı atıp Semih'in dairesinin kapısını çaldım.

Milli maçlar bitmiş İstanbul'a dönmüşlerdi, tabii kendine süre bulamayan Semih her zaman yaptığı gibi kendini suçlayarak kendi kendini yiyordu ama dışarıya gülücükler saçıyordu o yüzden bu akşam hep birlikte onun evinde toplanmaya karar vermiştik. Ben, Semih'e aşık ama asla kabullenmeyen Dilay, hepimizi çok sevse de sürekli dalga geçen Ada, sessiz sakin Talha, grubun bebeği Mustafa ve gıcık Emirhan.

Kapı açıldığı gibi elimde ki borcamı uzatıp ceketimin fermuarını açarken elimden alınmamasıyla kaşlarımı çatarak kafamı eğip kapıya açan kişiye baktım ve Emirhan'la yüz yüze geldik. 'Gelmiş çatık kaş.' Dedi gülerek.

'Elimdekini al da öyle konuş, ağır.' Gülümseyerek elimden borcamı aldığında kızlar çoktan içeri girmiş ben ise kapı ağzında takılan ceketimin fermuarı ile uğraşıyordum. 'Bırak beceriksiz.' Dedi bir eline borcamı alıp diğeriyle fermuarımı açmaya çalışırken.

'Sensin beceriksiz.'

Saniyesinde açtığı fermuarım ile dalga geçer gibi gülerek yüzüme baktı. Olsun hala sensin beceriksiz. Gerçi kaç tane fermuar açtıysan artık. Omuz silkip ceketi çıkartarak içeri geçtim. Herkesle selamlaştıktan sonra Semih'in yanına oturup saçlarını karıştırdım. 'Abla dur ya.'

Kulağına eğilip 'Fark etmez oğlum Dilay her halini beğenir.' Dediğimde kızaran yanaklarını gizlemek için ayağa kalktı. 'Su isteyen var mı, yok mu, tamam.' Hızla mutfağa giderken arkasından gülüyordum ki Emirhan'ı tekli koltukta getirdiğim tatlıyı tek başına borcamın içinden yerken gördüm.

'Ayılar mı yetiştirdi seni?' Gözleri bana döndüğünde anlamamış gibi bakıyordu. 'O tatlı sana değil herkese, bir tabak alıp yesene.'

Omuz silkti. 'Herkes zehirlenmesin diye kendimi öne atmıştım, yaranılmıyor size. Zaten çok kötü olmuş.' Pislik.

Fifa oynamak için bizi sattıklarında Dilay'la ikimiz balkona çıkmış soluklanıyorduk. Ada ve Emirhan bağıra çağıra kavga ederken Semih sessizce gülüp ikisiyle dalga geçiyordu, Talha ise kenarda durmuş Ada'yı izliyordu. Bu kadar çabuk hoşlantısını belli etmesi komik ama sevimli geliyordu. Tabii herkes aynı anda Mustafa'yı zorbalamayı da ihmal etmiyordu.

'Bu kız deli bence.' Dedi Dilay, Ada'yı ima ederek. Gülerek omuz silktim. 'Ablan hakkında doğru konuş kızım.' Yalandan bir sinirle söylendiğimde gülerek içeri döndü.

Kapı tekrar açıldığında Dilay olduğunu düşünerek arkamı dönmedim, balkondan aşağı hafif sarkmaya devam ettim. Ani bir hareketle hızla aşağı doğru itilip aynı anda belimden tutulup geri çekilmemle küçük bir çığlık attım, beni tutan kişinin belimdeki ellerini sıkıca tuttum. 'Korkma bu kadar, kendini atma diye tuttum.' Emirhan'ın dalga geçen sesiyle sinirden ona dönüp hızla göğsüne vurdum. 'Öküz, hayvan mısın sen, ittin resmen, iyi misin ya?' Nefesim başka yerimden çıkarken kalbim ağzımda atıyordu, o ise hala gülüyordu.

'Şaka be kızım, büyütme.' Tekrar omzuna hızla vurdum. 'Çok acıdı mahvoldum.' Gülmeye ve dalga geçmeye devam ediyordu ben ise sinirden ölmek üzereydim.

'Neredeyse çok az gördüğün biriyle bu tarz bir samimiyet kurabileceğini düşünmen çok komik gerçekten. Ben şaka sevmem, el şakası hiç sevmem bir daha bana bu şekilde yaklaşırsan seni döverim.' Sinirle söylenirken onun yüzünde ki gülümseme hiç değişmemişti. Tekrar omzuna vurup sinirle içeri girdim.

'Semih yemin ederim bu herifin olduğu yere beni tekrar çağırırsan seni de döverim.' Kimse ne olduğunu anlamamışken sinirle yerime oturup Semih'i ittim. 'N'oldu abla?'

'Sinir bozucu biri işte.' İçeri gülerek giren Emirhan'ı kafamla işaret ettiğimde Mustafa öne atıldı. 'Abla o hepimize böyle.' Seni de balkondan atmaya mı çalıştı ablacığım?

iltimasWhere stories live. Discover now