Kan.
Hayatından hiç eksik olmayan, her zaman peşini kovalayan bir kelime. Milyonlarca acı dolu anıyı beraberinde getiren bir kelime. Elleri her zaman kana bulanmış, bedeni sürekli ölümle yıkanmış gibiydi. İster geçmişten ister gelecekten olsun, hayata ne zaman geri dönse, kan onu takip ederdi.
Ancak Naruto, asla pişman olmadı. Sevdiklerini korumak için elleri ve vücudu kana bulanmışsa bile, bunun hiçbir önemi yoktu. Günahlar içinde boğulsa da, lanetlerle dolu bir yol izlemek zorunda kalsa da sevdiklerini koruyacağına emindi. Bir tanrıyı öldürmek ya da tüm evreni yok etmek gerekse bile, bunu sadece sevdiği kişiyi korumak için yapardı.
Ve bu sefer, kız kardeşini kaçırmaya cüret edenlerin elleri kana bulanmalıydı. Sevdiklerini kaçıranlar bedelini ödeyecekti. Kardeşlerine soğuk davransa bile, onları hâlâ derinden seviyordu.
“Ölmek senin seçimin.”
Prens Menma’yı kaçıran adamlardan biri, daha henüz yedi yaşına bile gelmemiş bir çocuğun soğuk ve ürpertici sesini duyduğunda tüyleri diken diken oldu. Gözlerinin önünde yaşanan korkunç katliamdan sağ kalan tek kişi o olmuştu. Katliam, Ateş Krallığı’nın İkinci Prensi olduğunu düşündüğü Namikaze Naruto tarafından gerçekleştirilmişti.
Figür D, dehşet içinde arkadaşlarının cesetlerine baktı. Vücutlarının birçok parçası parçalanmış, organları dışarı fırlamış ve bazıları tamamen dağılmıştı. Gerçekten korkunç ve sadist bir manzaraydı.
Figür D, yaşadığı dehşeti sindirmeye çalışırken birkaç dakika önce olanları düşündü. Meslektaşları, A Sınıfı saldırılarla düşman kralının oğluna saldırmıştı. Ancak o çocuk, saldırıları sanki izler gibiydi. Patlamanın ardından çocuk yere yatmıştı, ölü olduğunu sanmıştı. Ama bu sadece aptalca bir düşünceydi. Çocuk, meslektaşlarının saldırılarına rağmen bir santim bile kıpırdamamıştı. Sadece elbiseleri yırtılmış ve vücudu hafifçe kanamıştı. Yüzü ise hâlâ sağlıklı ve ifadesizdi. Meslektaşları, bu manzara karşısında şaşırmış ve prensi öldürme konusunda daha da hırslanmışlardı. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, prense ciddi bir zarar verememişlerdi. Sonunda, saniyeler içinde sadist bir katliam gerçekleşmişti. Henüz yedi yaşını doldurmamış bir çocuk için böylesi bir hız ve güç akıl almazdı.
“Ölmek senin seçimin, tıpkı arkadaşların gibi.” Naruto’nun soğuk ve sert sesi, Figür D’yi meslektaşlarının ölümüne dair düşüncelerinden çıkardı. O boş mavi gözlerin soğuk bakışları üzerine dikildiğinde, yeniden korkuyla titredi. Siyah figür, başka bir şey düşünmeden, sadece korku içinde ormana doğru kaçmaya başladı. Dikenlerin vücudunu çizmesine aldırmadan hızla koşuyordu.
Naruto, kaçan figürü sessizce izledi. Sonra küçük kardeşine döndü. Prens Menma, büyünün etkisiyle hâlâ olduğu yerde hareketsiz oturuyordu. Naruto, küçük kardeşinin yanına çömeldi ve manasını yönlendirerek omzuna dokundu.
“Onii-sama!” Prens Menma, büyünün etkisinden kurtulunca hemen Naruto'ya sarıldı. Vücudu hıçkırıklarla sarsılırken, gözyaşları Naruto’nun üzerine damlıyordu.
Naruto, kardeşinin sarılmasına karşılık vererek onu sıkıca kavradı. Prens Menma, gözyaşlarına boğulurken, kardeşine sığınmanın güvenini yaşıyordu.
Küçük kardeşinin sarılmasına karşılık vererek kızıl saçlarla kaplı başını okşayarak onu sakinleştirdi.
Naruto kısaca "Buradayım." dedi.
"O_nii-sama hik Terluka Karena, Menmaaa huu yürüyüşleri yapıyor."
"Sorun değil." Cevabı yine kısaydı. Prens Menma giderek kendini ağabeyinin kollarına gömdü. Hissettiği sıcaklığı korumak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yeni bir hayat
FanfictionÖlümden sonra ki hayat yerine başka bir yaşamda yeniden başlamak nasıl olur