1 bölüm

17 2 0
                                    

Sasuke kan öksürürken hafif bir tebessümle, "Naruto sanarımı bitti hmm öksürür... Naruto, sen güçlü bir ninjasın," dedi derin yarasına turuncu ceketi ile tempon yapan arkadaşına bakarak bir yandan çakarasını ona aktararak yarasını kapatmaya çalışıyordu

"Öhöm öksürür. Naruto, gerçekten seninle olmayı ve birlikte vakit geçirmeyi istiyorum. Bunun pek de Uchiha'lara özgü olmadığını biliyorum ama..." diye devam ederken sözleri kesildi

"Yeter Sasuke! İyileşeceksin!! Ölecekmişsin gibi konuşma! Senin gitmene izin vermeyeceğim!" dedi Naruto, büyük bir duyguyla gözleri acı ile parılıyordu, vücudu deli gibi titriyordu istemiyordu , siyah saçlı çocuğun onu bırakmasını istemiyordu

Çakarasını daha da yoğun bir şekil de , kuzguna yönetiyordu ama kanama bir türlü durmuyordu.

"Dur, dobe, dur..." Sasuke'nin sesi zayıflamıştı. "Dinle, bu yara iyileşmeyecek... Çok derin....naru ...eğer öleceksem şunu bilmeni istiyorum ..arigato.....seni seviyorum " dedi son kısmı sedece dudaklarını oynatı ama sarışın anladı , artık tutuğu vücut tamamen solgun ve soğuktu

O sırada, Kaguya alaycı bir şekilde, "Sen çok zayıfsın, Naruto. Bak, onu bile koruyamıyorsun," diye fısıldadı.

"Kapa çeneni!" Naruto, sinirle bağırdı.

"Neden, korkuyor musun?" Kaguya alaycı bir tonda sordu. Ancak Naruto'nun derinleşen sesini duyunca bir anlığına tereddüt etti.

"Sus!" diye gürledi Naruto, gözleri kan kırmızısına dönerken. Öfkeyle Kaguya'ya doğru atıldı. Vücudundan siyah bir aura dökülüyor, tüm çevreyi kasvetli bir enerjiyle dolduruyordu.

"Kabul et Naruto sen zavallısın." Kaguya biraz korkmuş olmasına rağmen alaycı bir şekilde tekrar söyledi.

" Sana Kapa çeneni dedim!!! " Bir anda hızla Kaguya'ya doğru atıldı. Adımları yerleri çatlatıyor, her hareketinde havayı delip geçen bir güç hissediliyordu.

"Bu kadar mı güçlüsün?" dedi Kaguya, ama sesi artık eskisi kadar özgüvenli değildi. Ellerini havaya kaldırarak devasa bir enerji dalgası oluşturdu ve Naruto'ya doğru fırlattı. Enerji havayı parçalayarak Naruto'ya doğru yaklaşıyordu.

Naruto ise saldırıya aldırmadan ilerledi, etrafındaki siyah aura saldırıyı emiyordu. Kaguya'nın şaşkın bakışları altında Naruto, ona doğru hızla bir Rasengan hazırladı. Kaguyu hamle yapmadan Naruto resenganı ona atı beyaz saçlı kadın bunu ön gördüğü için kurtuldu

Ama resengan yer vurulduğu zaman bekleninden kay ve kat olduğu için

Savaş alanı sarsıldı, toprak yarıldı ve her şey sanki bir anda durdu. Kaguya, saldırının etkisiyle geri savruldu, ama tamamen yenilmemişti. Naruto ise öfkeyle onun karşısında duruyordu, bir kaç klon yaparak kagyun etrafını sarstı ve artık siyah küreler olan resengala ona saldırdı kagyunu. Dikati dağıldında aynı anda bütün resenganları yere çarparak

Başka büyük bir sarısıntı yaratı kagayu daha ne olduğunu anlamadan sarışının hızı daha da artı

Aniden Kaguya Naruto'nun hızına şaşırdı. Kaguya'nın ihmalini gören Naruto, Kaguya'yı hızla mühürlemeye çalıştı. Ancak Naruto'nun onu nereye mühürleyeceği konusunda kafası karışmıştı ne yaptığını bile bilmiyordu Çünkü Sasuke ölmüştü.

Naruto hiç düşünmeden Kaguya'yı hemen bedenine mühürledi. Kaguya'yı bedenine mühürlerse öleceğini çok iyi biliyordu çünkü bedeninin Kaguya'nın ve Bijuu'nun büyük gücünü barındıramayacağını ve bu şekilde Sasuke ile orada karşılaşabileceğini düşündü.

Sarışın büyük kıraterin için de diz çökerek gök yüzüne baktı Naruto'nun vücudu parlamaya başladı ve patlayarak şinobi dünyasını yok etti. Ama bu olmadan önce Naruto bir şey söyledi

" Eğer tekrar yaşarsam Sasuke'min olduğu yerde yaşamak isterim.
Sasuke SENİ SEVİYORUM!!! "







.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Naruto, gözlerini açmaya çalıştı ancak bedeni ona itaat etmiyordu. 'Neredeyim? Neden bedenim hareket etmiyor? Ellerim neden bu kadar küçük?'diye düşündü şaşkınlıkla.

O sırada, kulağına tanıdık bir ses geldi. Kızıl saçlı, zarif bir kadın endişeyle sordu: "Şifacı, çocuğum neden ses çıkarmıyor? O iyi, değil mi?" Endişeli bir sesle sordu

DUR NE!

'Kaa-san? Annem mi? Burada ne yapıyor?' Naruto, şaşkınlıkla bu tanıdık sesi düşünüyordu.

Şifacı, dikkatle cevap verdi: "Majesteleri Kraliçe, oğlunuz iyi, merak etmeyin. Ama neden sessiz olduğunu anlamış değilim."

Naruto'nun kafası tamamen karışmıştı. "Durun... Kraliçe mi? Ne oluyor?"

O sırada derin bir erkek sesi duyuldu: "Kraliçem, iyi misiniz? Çocuğumuz neden ses çıkarmıyor? Şifacı, hemen ne olduğunu anlat!" diye sordu adam, belli ki endişeliydi.

"... Bu ses... Babam mı?" Naruto, iyice şaşkına dönmüştü. "Eğer ailem buradaysa, bu ne demek oluyor? Shinobi dünyasından çok uzak bir yerdeyim galiba... Umarım Sasuke de buradadır. Bu yeni dünyada birlikte olabiliriz belki." Naruto, içten içe umutla düşündü.

Bu sırada yumuşak bir kıkırdama duyuldu. Kraliçe Kushina, huzur dolu bir sesle "Sakin ol, Kralım. Oğlumuz ses çıkarmıyor ama endişelenecek bir şey yok. Şifacı da dedi ki, o iyi." dedi.

Minato, kaşlarını çatıp şaşkınlıkla oğluna doğru yaklaştı. Kushina, onun gelişini fark edince bebeği Minato'ya verdi. Minato, oğlunu dikkatlice kollarına aldı ve derinlemesine inceledi. Oğlu, tıpkı kendi kopyasıydı; saç rengi, teni her şeyiyle Minato'ya benziyordu. Fakat her iki yanağındaki üçer tane kedi bıyığı işareti ona tuhaf gelmişti.

Minato, oğlunun gözlerine dikkatlice baktığında aniden şok oldu. Oğlundan yayılan güçlü bir aurayı hissetti. Daha da şaşırtıcı olan, bebeğin gözlerinde beliren değişimdi: Gözlerinde su dalgasına benzeyen bir desen ortaya çıkmıştı ve gözbebeğini çevreleyen dokuz tomoe, küçük bir lotus çiçeği gibi şekillenmişti.

"Bu gözler... Bu güç..." diye düşündü Minato, dehşetle.

Minato, bir an için sanki bir şey hatırlamış gibi donup kaldı. Gözleri bir noktaya dalmışken, yüzüne bir anda bir gülümseme yayıldı. Ardından, aniden yüksek sesle gülmeye başladı. "Hahaha!" Kralın bu beklenmedik kahkahası odadaki herkesin dikkatini çekmişti. Odanın köşesindeki danışmanı Nara Shikaku, kralın bu garip davranışına anlam veremeyerek şaşkınlıkla baktı.

"Majesteleri, neden gülüyorsunuz?" diye sordu Shikaku, kaşlarını çatarak.

Minato, sakinleşerek derin bir nefes aldı ve çevresindekilere göz gezdirdi. "Haha, sorun yok Shikaku. Sadece eski bir anıyı hatırladım." dedi ve odaya bir işaret verdi. Shikaku dışındaki herkese gitmeleri için sessizce bir kod vermişti.

Kral ve Kraliçe yalnız kaldıklarında, Minato, Kushina'ya dönerek, "Kraliçem, oğlumuza ne isim vereceğiz?" diye sordu.

Kushina, kollarındaki bebeğe şefkatle bakarak, "Naruto, Namikaze Naruto... Kralım, bu nasıl?" diye cevapladı, gülümseyerek.

Minato, bu ismi duyunca tekrar gülümseyerek başını salladı. "Naruto... Evet, bu isim her zaman aklımda kalmıştı. İyi bir isim," dedi hafifçe gülümseyerek. Sonra, hafif bir alaycılıkla ekledi, "Whirlpool, yani Naruto? Güzel bir isim, Kraliçem."

Kushina memnun bir şekilde Minato'nun yanıtını izlerken, Minato bir anlığına durdu ve oğlunun yüzüne bakarak düşüncelere daldı. Ardından, odadan çıkarken neredeyse kendi kendine mırıldandı, kimsenin duyamayacağı bir tonda: "Namikaze değil... O***i Naruto..."*

yeni bir hayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin