otuz beş

243 43 4
                                    

" Yardım lazım mı?" Yanıma geldiğini fark edince göz ucuyla ona baktım. Biraz ona burada kalması için ısrar etmiş, tabii Beren'in de yardımı sayesinde- başarılı olmuştum. Daha rahat olabilmesi adına, ona kıyafet vermiştim. O da duşa girmek istemiş, daha sonra giyinip yanıma gelmişti.

Eskiden daha çok üzerine oturan kıyafetler şu an biraz büyük kalmıştı ona. O mu fazla zayıflamıştı, ben mi fazla kilo almıştım acaba? İkinci seçenek daha mantıklıydı.

" Oldu zaten, tabakları götürsene masaya. Beren!" yemeğin altını kapatırken Beren'e seslendim.

" Boşa bağırma, çıktı demin. " Özgün bardaklara su doldururken konuştu. Hangi ara gitmişti? Neden gittiği gayet açıktı da ne diye böyle bir şey yapmıştı şimdi? Doldurduğu suyu içerken suratıma bakıyordu. Bardağı masaya bırakırken şüpheci bakışlarla bana doğru adımladı.

" Benim yüzümden mi gitti yoksa? Yine yanlış anlamasın. " endişeyle konuştuğunda gözlerimi devirdim.

" He Özgün, sen pılını pırtını unutup evden kaçmadın diye gitti. "

" Dalga geçmesene. Karın sonuçta artık, o zaman manitaydınız. " yeniden masaya döndüğünde onunla konuşurken hazırladığım tabakları götürüp, karşısına oturmuştum ben de.

" Manitasıyla buluşmuştur. " umursamaz bir tavırla konuştuğumda, gözleri yerinden çıkacakmış gibi açılmış bana bakıyordu.

" Açık ilişki mi yaşıyosunuz lan?"

Yine gözlerimi devirecek iken, Özgün'ün hiçbir şey bilmediği aklıma geldi. Böyle tahminlerde bulunması çok normaldi. " Kağıt üzerinde evliyiz biz, romantik bir şey yok aramızda. Yönelimlerimiz farklı zaten. İmkansız yani. "   tavuktan bir parça kesip ağzıma attım.

" Nasıl?" şaşırmasına rağmen çoktan tabaktaki yemeğin tadına bakmıştı bile. İştahlı olması hoşuma gitmişti, gerçekten yemek yemeye ihtiyacı vardı. " Sen düz değil misin?"

Sorduğu soruyla aşağılayıcı bakışlar attım ona. " Yedi yıl önce almadın mı bunun cevabını Özgün?"

Tüm şaşkınlığı kaybolurken bakışları tabağına döndü ve ağzına bir patates attı. Dalga mı geçiyordu benimle acaba?

" Evlenmenizi gerektirecek ne olmuş olabilir? Ciddi iş bu. "

" Paravan işte oğlum. Onun ailesi biraz fazla ısrarcıydı onu evlendirmek konusunda, baskıcıydılar işte. Yardım ettim ben de. Şans eseri öğrendik birbirimizi öyle ayak uyduruyoz. " diye açıkladım kısaca. Ailesi tavrımdan dolayı bizimle pek iletişim kurmazdı, beni biraz soğuk buluyorlardı. Öyle insanlara sıcak olmamı gerektirecek bir kural vardı sanki.

" Hep böyle mi gidecek?"

" Valla dört yıldır gidiyo, ev arkadaşıyız işte. Ama Beren daha özgür hissediyor kendini, ailesine karşı hissettiği zorunluluktan koptu biraz. Anlaşılan dul bırakacak beni. " alayla güldüm. Alttan alttan sinyalleri veriyordu hissediyordum. Yani benim için çok bir şey fark etmezdi. Aynı evde yaşamaya alışmıştık tabii ama fazlası yoktu.

Omuz silkti Özgün. " Üzerinizde zorunluluk olmadığı sürece özgür yaşamanız lazım zaten Taro. Sizinkiler ne dedi bu işe?"

Aklıma gelenle güldüm. " Düğün işine sevindiler bi, biliyon bayılıyorlar kutlamalara. Onun dışında çok karışmadılar. Babam anladı muhtemelen evlenme sebebimizi. "

Babam tuhaf bir şekilde her şeyi anlıyor beni korkutuyordu. Yönelimimi öğrense ne tepki verir diye düşünmeyi bırakalı uzun zaman olmuştu mesela. Bildiğine emindim, ama bilmiyormuş gibi davranıyordu yoksa önemsemiyor muydu anlamıyordum.

Gay miyiz? °BxB°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin