Sonu Olan Bölüm

577 50 351
                                    

Okulun kantininde oturup çayımı içerken "Gerçekten mi?" diye sordum merakla.

"Evet. O anki heyecanımı anlatamam. Jongin'i revire sokmak tam bir işkenceydi. Fakat Luhan'ı bu konuda tebrik ediyorum. Hemşireyi oradan çıkarabilmek mükemmel bir başarıydı. Kyungsoo içeri girdiğinde ben de içerideydim üstelik. Kyungsoo Jongin'i incelerken ben yavaşça çıktım hem de ikisi de fark etmeden. O sırada hayattan bezmiş bir Luhan gördüm. Boş koridorda garip sevinç dansları yapıp senin yanına geldik." diye uzunca anlattı Yixing.

Onların iki aşığı birleştirmek için yaptığı bu plan gözlerimi kamaştırmıştı. Keşke benim de böyle şeyler yaşayabilecek enerjim olsa diye düşünüyordum ancak hayat bunca yıl beni o kadar yormuştu ki şimdi kılımı kıpırdatacak halim yoktu en çok istediğim şey bile olsa.

"Vay be.Nasıl bir macera bu!.İnsan beni de davet eder." dedim kızarak.

Dudaklarımı büzüp kollarımı bağladım göğsümün önünde. Tabi ki sahte bir kızgınlıktı bu. Yine de arkadaşlarımla beraber olup onların eğlencesine katılmak ve birazda olsun kendi sorunlarımı göz ardı etmek isterdim.

Konuşmaktan yorgun düşen Yixing cevap veremedi. Bu planı uygulamak bana anlatmaktan daha zor gelmişti anlaşılan. Onun yerine Lulu müdahale etti olaya.

"İstersen bir dahaki sefere yer değiştirelim sen hemşireyi ikna et."

Aklıma hemşire teyze geldi bir an. Yüzümü buruşturdum ve bir kusma sesi çıkardım. Bu etkime tepki olarak da Yixing ve Lulu'dan bütün kantini sallayan kahkahalar almıştım. Arkadaşlarımla bir süre kendi halimizde konuştuk ve şu aralar yaptıklarımızından bahsettik.

Tabi arada hepimizin atladığı şeyler oluyordu. Mesela benim Chen olayını atlamam gibi. Onun hakkında konuşmak bana iyi gelmiyordu çünkü ne zaman onu okul içinde görsem kaçmaya başlıyordum. Bu şekilde beni yine de göreceğini bilsem de en azından mesafeyi korumak bana konuşmamak için zaman tanıyordu.

Onu her gördüğümde kalbimin dakikada atışı artıyor, nefes alış-verişlerim sanki çok uzun süredir koşmuşum gibi düzensizleşiyordu. Belki de kalbim gerçekten onun için koşuyordu ve ona yetişmeye çalışıyordu fakat beynim her zaman önüme taşlar koyduğu için ilerlemem hep daha da zor oluyordu benim için.

Ders zili çaldığında Yixing kendi sınıfına gitti.Bende Luhan'la üst kata çıkmaya başladım.O sırada arkamdan bana bağıran tanıdık sesi duydum ve sarışın arkadaşımın kolunu tutup koşar adımlarla ilerlemeye başladım. Halbuki onun yetişmek üzere olduğundan haberim yoktu.

Bu yüzden kolum sıkıca tutulduğunda bu kadar şaşırmıştım.

"Min Seok konuşmamız lazım."

Sesinde acil konuşmamız gerek o tondan vardı. Luhan'ın kolunu bırakıp gitmem gerektiğini bakışlarımla belirttim. O da anlayıp merdivenleri çıkmaya devam etti. Gittiğini gördükten sonra Jongdae'nin beni sürüklemesine izin verdim.

***

Bana Cumartesi günü buluşabileceğimizi söylemişti. Benimle konuşmak istedikleri olduğunu ve biraz vakit geçirmek istediğini itiraf etmesi kolay olmuştu. Yüzünün bunları söylerken aldığı hali hep görmek isterdim açıkçası. O keskin elmacık kemiklerinin üzerindeki kızarmış yanaklar düşündüğümden daha tatlıydı.

Bense belki de bunlara karşı koyamayarak kabul etmiştim isteğini. O kadar da kötü şeyler olamazdı değil mi sonuçta?

Beraber biraz gezer ve öylesine konulardan bahsederdik. Hem benim de okul ve iş arasında mekik dokuyan ruhum ile bacaklarımı dinlendirme zamanım gelmişti. Aslında ondan uzak durmaya çalışıyordum. Fakat tam karşımda durup benimle konuştuğunda hayır diye bir cevap ağzımdan çıkamıyordu işte.

Bırak Beni Çocuk // XiuChen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin