chapter 22

19 4 1
                                    

bölüm 22

Uyandığında tıkanık olmayan  burunlara sahip olduğu için mutlu olmuştu Mona. Yatağından yavaşça kalktı ve odanın içerisindeki banyoda yüzünü yıkadı. Saçlarını topladı ve odadan çıktı. 

Aşağı kattan televizyonun kısık sesi geliyordu. Merdivenin trabzanlarına tutunarak aşağıya indi ve koltukta oturan ve televizyon izleyen çocuğa baktı. 

"Uyanmışsın." Mona'yı gördüğü gibi ayağa kalktı ve ona yaklaştı. "Daha iyi misin?" 

Mona kafasını sallayarak onayladı ve koltuklardan birine oturdu. Masada duran şişe sulardan birini aldı ve içmeye başladı. Konuşmakta zorlanıyordu çünkü Rindou ile aralarındaki ilişki oldukça garipti.

"Hey?" Rindou, onun karşısında olan koltuğa oturdu ve kıza baktı. "İyi olduğuna emin misin Nari?"

"Benimle ilgilendiğin için teşekkür ederim." Mona suyu daha fazla içemeyeceğini fark edip masaya boş şişeyi bıraktı. Karşısındaki oturan gözlükleri olan çocuğa baktı. Kendisinin ne kadar kötü gözüktüğünü düşündü, o nasıl bu kızın yüzüne bakıyordu?

"Aklından bir şeyler geçirdiğini görebiliyorum. Sesli söyle ve konuşalım."

Mona uyanır uyanmaz böyle bir konuyu konuşmak istemiyordu ama madem o istiyordu, konuşacak ve her şeyi açığa çıkaracaktı. İlgi istemiyordu ve gerçekten çirkin olduğunu düşünüyordu. Annesi ona her zaman böyle söylerdi çünkü. 

"Sence de senin gibi birisi için fazla çirkin değil miyim..?" Rindou anlamazcasına kaşlarını çattı ve kumandaya uzanıp televizyonu kapattı. Yerinden kalktı ve kızın yanına oturdu. 

"Ben..." sessizliğe büründü. Mona dudaklarını birbirine bastırdı ve acıyla gülümsedi, biliyordu böyle olacağını

"Sen benim gözümde o kadar güzelsin ki Monari." Rindou kızın ellerini tuttu. Böyle sözleri sesli söylemeyi hiç sevmezdi. "Senin için neler yapabileceğim hakkında hiçbir fikrin yok."

Mona kaşlarını kaldırmış bir şekilde sadece onun gözlerine bakıyordu. Kalbi parçalanmak üzereydi. 

"Sadece.." tuttuğu eli kaldırıp yavaşça öptü, "senin olmama izin ver."

"Ben-" Mona ne diyeceğini bilmiyordu, o kadar hızlı atıyordu ki kalbi. 

"Hiçbir şey demek zorunda değilsin." İşaret parmağını kendi kalbine götürdü, "bu kalp senin için atıyor. Bil yeter."

Yerinden kalktı ve masanın üzerinden telefonunu aldı, "markete kadar gideceğim. Bu sürede biraz düşün, olur mu?"

Mona kafasını salladığında evden çıkmıştı. Rindou evden çıktığında Mona elleriyle kızarmış yüzünü kapattı. Hayatında ilk defa birisi ona böyle sözler söylüyordu.

Oyunu bırakmanın sırası gelmişti sanırım. 

Oturduğu koltukta konuşmaları toparlarken Rindou marketin yolunu tutmuştu. Kalbi hızlı bir şekilde atıyordu ve yanakları hafifçe kızarmıştı. İlk defa bir kıza karşı böyle şeyler hissetmiş ve söylemişti. 

Mona, kapı çaldığında yerinden kalktı ve kapıyı açtı. Rindou ona hafifçe gülerek içeri girdi ve poşetleri mutfağa bırakıp dizmeye başladı. 

"Bunlar ne için?" Mona mutfağın kapısına yaslanmış dolaba sütleri koyan çocuğu izliyordu. Rindou dolabın kapağını kapatıp dolaba yaslandı. "Bu evde nasıl yaşadın tanrı aşkına. Biraz sağlıklı beslenmen gerekiyor."

"Yemek yapmayı bilmiyorum."

"Ben biliyorum yetmez mi?"

Mona ona yaklaştı ve tezgaha sırtını yasladı, "cevabımı duymadın hala."

"Gözlerini okuyarak anlayabilecek kadar tanıyorum seni." Rindou kızı tezgahla kendi arasına aldı. Hafifçe yaklaştı ve sırıtarak konuştu: "beni seviyorsun, değil mi?"

"Bunu duymayı oldukça çok istiyor gibisin." Mona sırıtarak ona yaklaştı, "Kaybetmeye korktuğum tek şeysin. 2 yıl."

"2 yıl boyunca stalker olmana inanamıyorum. Gelip benimle konuşmalıydın." Mona'nın alnına dayadı kendi alnını. 

"O kadar iyi araştırmacı olan Haitani kardeşlerin beni 2 yıl boyunca bulamamasına şaşırman gerekmez mi, Rin?"

"Buldum artık seni, Nari."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 19 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

annoying ミ | rindou haitaniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin