22 Ekim 1948
Tutak/Gel Dağı
Tarihin en büyük toplu cadı katliamı. Ülkenin her bir tarafından toplanan, cadı olduğu iddia edilen 20'yi aşkın kadın ve çocuk 6 dakika içinde kül olacaktı ancak kimselerin ruhu duymayacaktı. Basına ise "Ateşin Çocukları bu sefer de Tutak'ta bulunan Gel Dağının ağaçlık alanını ateşe verdi!" başlığı düşülecekti.
Bu yaşında sahip olduğu uzun ve kır saçlarıyla dikkat çektiği için "Ana" lakabını alan kadın Batman'dan getirilmişti. Elbette Sabriye Ana gibi -onların deyimine göre- cadı olduğu bilinen birkaç kadın vardı ancak onlarla kan bağı taşıdıkları için burada olan kişi sayısı haliyle onlardan fazlaydı.
Bu katliam çok önceden planlanmıştı; en ince ayrıntısına kadar. Yaptığı başkaldırılarla ün kazanan Ateşin Çocukları adlı örgütün sloganı şuydu: Özgürlüğümüzü kısıtlıyorsan, bunu yanarak ödeyeceksin.
Nasıl olsa yanmak en acı veren ölüm yoluydu ve kendilerine acı çektirenleri, en acı verici şekilde öldüreceklerdi.
Yobazların oluşturduğu bu Yakutlular adlı örgütün amacı ise "Osmanlı Devleti'nin dini İslam'dır, zıttı olan bu topraklarda yaşayamaz" sözünü yerine getirmekti. Son altı aydır dikkat çeken bir topluluktu ve kimlerin içinde olduğunu, içinde olanlar bile bilmiyordu. Bir yıl önce harekete geçen bu topluluğun ilk hedefi kocaları ölen kadın ve çocuklardı. En başta bu topluluğa katılan herkes birbirini tanıyordu, sadece 5 kişilerdi. İlk olarak köylerindeki tüm dul kadın ve çocukları öldürerek başladılar -hiçbir erkek dul biriyle evlenmek istemez-, ardından tanıdıklarına haber vererek kendilerine destek çıkmalarını istediler. Çünkü bu harika bir plandı. Gitgide büyüyecekler, Osmanlı toprakları üstündeki gayrimüslim herkesi öldüreceklerdi. Kocası ölen kadın ve çocuklar da birer gayrimüslim sayılırdı değil mi? Onlara göre öyleydi.
Yakutlular'dan 15 kişi bulunuyordu burada. Kadınların ve çocukların vücutlarını iple bağlayıp belirledikleri koca çınarın kenarına atıyorlardı. Sabriye, yanındaki 4 kişi gibi oraya atılmayı beklerken tam 16 çocuk saydı.
15 kişiden 4'ü hamile dört kadının karınlarına, kan gelene kadar tekme atmakla meşguldü. Tekme yiyen kadınlar oracıkta öldüğü için yığın halindeki diğer insanların arasına atılmıyorlardı. Ateş onlara her türlü sıçrayacağı için onlar dert edilmiyordu.
Sıra sonunda Sabriye'ye geldi. Üstündeki gömleğin yakasından tutulup küfürler eşliğinde çınar ağacının kenarına atıldı. Dört kişi kaldığı için onlar üst üste değillerdi. Benzinler döküldü, Sabriye araçtan indikten sonra götürüldüğü evdeki el aynasının kırık parçasını iplerin arasından geçirmeyi başarıp bileğine sapladı. Kibritler benzinin üstüne atıldı. Sabriye, kibriti attıkları gibi arkalarına bakmadan koşan 15 kişiye baktı son kez. Yükselen zehirli dumanı soluyup "Yedi parçadan biri ruhuma saplandı. Güneş, son parçada doğacak." diye mırıldandı gözlerini kapatmadan önce.
Yakutlular'ın Ateşin Çocukları'nı düşman bellemesinin sebebi AÇ'den gelen bir mektuptu.
-
Bu sefer gerçekten gönülden inanıyorum ki GÖV gelecek.
23.10.2024 düzenlendi. Geçen yıl bugün yazmaya başlamıştım vay.
ig: dezdym
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Ayna
Teen FictionBir asır önce gerçekleşen katliamın ardından kalan son piyon. Ya birisi onun bilmediği gerçekleri öğrenirse?