(Bölüm 1) YA GEÇMİŞ YAKAR, YA GELECEK:

24 1 0
                                    

AYAZ KARAHANLI 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AYAZ KARAHANLI 

1 Aralık 2004

Annesinin siyah beyaz, o doğduktan iki dakika sonra çekilmiş fotoğrafına bakarken göz yaşını yine tutamadı. Yıpranmış fotoğrafın köşesini baş parmağıyla okşarken, diğerlerinin uyuduğunu düşünerek burnunu içine rahatlıkla çekti. Gecenin sessizliğini, dışardan gelen bir bağırma sesi böldü. Böyle yüksek sesle, güçlü ve tiz sesle bağıranın nasıl bir cesareti olduğunu düşündü. Müdirenin böylesine bir sesin koridorda yankılanmasına izin verdiği de duymak da şaşırtıcıydı. Elindeki eski fotoğrafı yastığının altına bıraktı. Çenesine kadar çektiği yorganı üzerinden çekip yavaşça doğruldu. Diğer yataklardaki çocukların hala derin uykuda olduğunu görünce bu sefer bakışları kapıya çevirdi. Yataktan indi, tahtalardan ses çıkmaması için özen göstererek küçük adımlarla kapıya yöneldi. Kapıya geldiğinde parmak uçlarında yükselerek kapı kolunu çekti. Eğildi, aralık kalan kısık kapıdan koridoru izlemeye ve ne olup bittiğini anlamaya çalıştı. 

Müdüre bir kızın kolundan çekerek koridorda ilerlemeye zorluyordu. Kolunu çektiği küçük kız ise bağırıyor ve ağlarken gitmemek için zorluk çıkarıyordu. Arkasındaki valiz taşıyan Oya abla elindeki valizi yere bıraktı ve bağırıp çağıran kızın önüne geçip dizlerinin üstüne çöktü. Kızın kolunu müdire den çekip ellerini tuttu. Konuşmaya başladığında kızın fikrinin değiştiğini sanmasam da bağırmayı bıraktı. Sarı saçları upuzundu, çatık kaşlarla elinde bir oyuncak ayının kolunu tutuyordu. Müdire bir şeyler söylenmeye başlayıp kızın kolunu yine tuttu. Kızı tekrar sertçe çektiğinde kızın çığlıkları tekrar koridorda çınlamaya başladı. Oya abla bir kaç saniye yerde umutsuzca olduğu yerdeki gibi kalıp, sonra tekrar bıraktığı valizi yerden aldı. Müdirenin ve bağrış çağrış sürüklediği kızın peşinden koşmaya başladı. Topuklular yüzünden dengede kalmada çalışarak koşarken topuklularının sesi de koridorun yankısına katıldığında arkalarında sadece gölgeleri kalacak şekilde uzaklaştılar.

Onlar ve kızın bağrışları gözden kaybolduğunda kızın niye öyle bağırdığı gibi bir çok soru aklında yer edindi. Yine yavaşça yatağına döndü ve yorganını yine çenesine kadar çekmeden önce yastığın altına koyduğu fotoğrafı eline aldı. Son kez fotoğrafa baktı, annesinin saçlarını işaret parmağıyla okşadı, dudaklarını yanağına doğru bastırdı. Fotoğrafla vedalaştıktan sonra, yastık kılıfının iç tarafındaki sökük kısımdan içeri doğru itti fotoğrafı. Fotoğrafın iyice gizlendiğinden emin olduktan sonra yastığı yerine geri koydu. Başını yastığa geri koydu ve yorganını yine çenesine kadar olacak şekilde üstüne çekti. Kafasında hala kızın niye bağırdığı vardı. Aslında bunun cevabını az çok da tahmin edebiliyordu. Buraya gelen her çocuk, buraya gelmek istemezdi. 

SİYAHA BEYAZ LAZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin