deniz⁸

210 18 9
                                    

Bugün yazmak istediklerimi basta dile getiricem. Matematik quizinden 50 almisim azar yedim(biyolojiden haberleri yok 40 almisim) neyse iste öyle 29 Ekim yuruyusune secti hoca bide saka gibi oooff

Medya: Pelin Nihal💋💋

◇♤

Barış Alper
Evde yokken bile yalnız bırakmıyorum işte daha ne istiyorsun
Bu arada geliyorum 15 dakikaya evdeyim
Cocuklar dışarı çıkacaktı evde Liva var gelemem dedim🫡🫡

Yaa gitseydin keske
Benim için mi gitmiyorsun sapsikk🤭🤭

Civima hemen
Yalnız kalma diye

Git.
Uzaklas
Harbi diyorum gitseydin
He ben anladım seni platin sacinla kimse görsün istemiyorsun
Yalnız kötü bir haberim var
Saçların gündem oldu coktan🫶🏻🫶🏻🫶🏻

Off
Berkan'lar falan da çok dalga geçti
Dur geliyorum dedim gelince konuşuruz

Tamamdırr

Telefonu kapatıp koltuğa attığımda biraz öylece duvara baktım. O kadar bakmış olmalıyım ki içeri girmiş olan Barış'ı ancak fark etmiştim.

"Hoşgeldin, direkt yemek mı yiyelim?" Dedim sakince.

"Şey diyecektim, istersen, üzerini değiştir dışarıda yiyelim." Dedi.

Yüzüm asıldı bir anda, dışarıya böyle gözükmek istemiyordum.

"İstemiyor musun?" Diye sordu masumca.

"Şey, eve söylesek olmaz mı?" Dedim kısık bir sesle.

"Olur tabii, niye olmasın?" Dedi neşeyle.

"Sen ne istersen sipariş et, ben sana göre takılırım." Dedi ardından ve tahminimce odasına gitti.

Çok geçmeden geri geldiğinde, ben konuşmaya başladım bu sefer.

"Sen ne istersin." Dedim.

"Bakayım bi," dedi sakince.

Telefonu uzattım ona. Kendi bakarken, ben ise etrafıma bakıyordum.

Koltukta iyice yayılmıştı Barış bu sırada. Rahatsızca kıpırdanmaya devam ettiğinde, telefondan kafasını kaldırıp bana baktı, ardından konuşmaya başladı.

"Dizine yatsam olur mu?" Dedi masumca.

"Tabi," Diyerek onayladım. Beklemeden dizlerime yattığında telefona bakmaya devam etti. Siparişi tamamladığında ödemeyi de kendisi yapmıştı. Telefonu bana geri uzattığında hâlâ dizimde yatmaya devam ediyordu.

Benim yüzümden boyadığı saçlarına baktım. Yavaşça oynamaya başladım saçlarıyla. Bukleleri çok güzeldi, ben istesem böyle şekil veremezdim. Platin olması ona ayrı bir hava katmıştı ayrıca.

Ellerim saçlarından yanaklarına indiğinde, bunları fark etmeden yapıyordum, yeni çıkmaya başlayan sakallarını okşadım biraz.

"Liva, biliyor musun, hiçbir şey yolunda gitmiyor." Dedi. Bir sıkıntısı vardı farkındaydım, ancak anlatmamıştı.

"Sen iyi geliyorsun sadece, çünkü sen, sen yargılamıyorsun beni." Dedi kısık bir sesle.

"Uyarı aldım bugün yönetimden, performansım yetersizmiş. Kendime gelmem lazımmış. Sürekli çalışıyorum biliyorsun, ben neyi yanlış yapıyorum?" Dedi. Sesi gittikçe kısılıyordu.

"Yanlış yaptığın bir şey yok. Bir kaç hafta yüksek performans gösterdin diye her hafta aynı olmak zorundaymışsın gibi düşünüyorlar. Ama öyle olmaz. Biliyorum. Sen takma kafana düzelecektir." Dedim ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Gerçekten teşekkür ederim Liva, " dediğinde, biraz eğilip yanağına bir öpücük kondurdum.

Yüzünde aptal bir sırıtış oluşmuştu. O kadar tatlıydı ki gerçekten, ben ne diyorum amına koyayım?

O gülümserken bende gülümsememe engel olamadım.

Biraz daha bu şekilde kaldıktan sonra bizi kaldıran, yemeklerin gelişiydi.

Hemen mutfağa geçip beklemeden yemeklerimizi yedik. Tekrar salona geçtiğimizde Barış telefonuna bakarken konuştum,

"Deniz kenarına falan gidelim mi?" Dedim. Dışarı çıkmak istediği belliydi.

"Sen istersen gidelim, çıkmak istemiyorsan kalırız, gerçekten." Dedi

"Hazırlanalım da gidelim." Dedim.

Hem Barış'ın kafası dağılırdı, hem benim. Üzerime hemen bir tişört bir eşofman giydikten sonra kapıya gittim. Barış beni görünce beklemeden dışarı çıktı.

İlahi bakış açısı

Bu sefer içi dolu olan Barış'tı. İkili deniz kenarına geldiğinde yine aynı banka oturdular. Barış kafasını Liva'nın omzuna koydu. Barış anlattı, Liva dinledi. Barış anlatırken Liva'nın içi yandı. Deniz yine olanlara şahitlik etti. Dinledi deniz, yine hırçınlaştı. Barış ve Liva'nın acıları karıştı.

Baktılar birbirlerine öylece. Düşündükleri aynıydı. Her anlarında yanında olmalılardı birbirlerinin.

Liva o gün bir söz verdi, "Ben Barış'ı yalnız bırakmamalıyım. " Dedi. Çünkü biliyordu, anlamıştı artık. Barış onu bir daha yalnız bırakmazdı. Belki de en iyi dostu olacaktı Barış Liva'nın. Kimse bilemezdi bunu.

Barış'ın kafası dağıldı. Güldüler, eğlendiler. Eve döndüklerinde Barış Liva'ya sıkıca sarıldı. Onun teşekkürüydü. Dile getiremezdi belki, böyle konularda pek iyi değildi. Sevgisini temasla gösterirdi o. İnsanlar bunu pek anlamazdı genelde. Ama Liva bunu ilk görüşte anlamıştı. Belki o da öyle olduğu içindi, belki de sadece diğerleri gibi değildi...

mi dispiace/Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin