1

1.1K 94 60
                                    

Selammmm. Başlamadan minicik bir şey söylemek istiyorum malum söylemezsem çatlarım - Asi ve Alaz'ı sokak çocuğu olarak yazmak hep aklımda olan bir şeydi ama bir türlü konu türetemiyordum. Sonra kızlarla dizi hakkında konuşurken Asi'nin ailesini bulduğunda bu konuda Alaz'la dertleşmesini çok isterdim dedim ve neden ben yazmıyorum ki derken aklımdaki iki konuyu harmanlamayı düşündüm. Umarım seversiniz. 💙

---------------------------------------------------------------

''Günaydın!'' Asi duyduğu neşeli sesle odaklandığı işten kafasını kaldırdı ve aynı şekilde gülümsedi. ''Günaydın... Baksana Yaman güzel olmuş mu sence?''

Yaman Asi'nin havaya kaldırıp gösterdiği boncuklu kolyeyi incelemeye başladı. ''Yani ben hiç anlamam ki...''

''Yaman kolyenin güzel olup olmadığını anlamak için takı profesörü olmana gerek yok,'' dedi Asi. ''Güzel görünüyor mu onu söyle sadece... Mesela bir takıcıda görsen sevgilin için alır mıydın bunu?''

''İyi de benim sevgilim yok ki-''

''Allah'ım sen sabır ver!'' Asi bıkkınlıkla bağırırken Yaman kahkaha atmaya başladı. ''Örnek veriyorum yani varmış gibi düşün diyorum... İki satır kitap okusanız böyle şeyleri bilirdiniz!''

''Ne oluyor ya ne bu tantana?'' Cesur gözünü ovalayarak odaya girince bir tur daha günaydın merasimi yaşandı. Yaman Cesur'a dönüp sırıtmaya başladı. ''Kahvaltı hazırlasana ya.''

''Lan uyanıkmışsınız zaten siz hazırlasaydınız ya-''

''Benim işlerim var gördüğün üzere.'' Asi Yaman'a gösterdiği gibi Cesur'a da yaptığı kolyeyi gösterdi. ''Güzel olmuş mu sence?'' Cesur ağzını açamadan Asi tekrar araya girdi. ''Ben ne anlarım dersen 1 hafta boyunca bulaşıkları sen yıkarsın.''

Cesur açtığı ağzını kapatırken Asi ve Yaman gülmeye başladı. ''Harika olmuş canım kardeşim.''

''Ne açıdan harika olmuş mesela? Bu kolyeyi harika kılan şey ne yani?''

''Onu senin yapmış olman!'' dedi Cesur. Yaman artık gülmekten kıpkırmızı kesilmişti. ''Bu kolyeyi harika kılan şey senin yapmış olman güzel kardeşim.''

''Bu dürüst bir cevap değil yalnız.''

''Abi yok ya,'' dedi Cesur bıkkınlıkla. ''Kahvaltı hazırlamak bile şu muhabbetten daha kolay... Gider sessiz sessiz hazırlarım kahvaltıyı.''

Cesur odadan çıkarken Asi gülümseyerek işine geri döndü. ''Gece de uyanıktın Asi... Gözün yorulacak bırak şunu.''

''Bırakırım birazdan. Gidene kadar şunları da yetiştireyim de belki satabilirim,'' dedi ve Yaman kafasını sallayınca işine geri döndü.

Asi hem eve destek olmak hem de kendi harçlığını çıkarabilmek için takı yapıp satıyordu. Yaman veya Cesur'dan harçlık istemekten gocunmuyordu aslında ama böylesi daha iyi hissettiriyordu. Takı yapmayı çok seviyordu ve değişik modeller öğrenebilmek için bir süre belediyenin halk eğitim merkezindeki takı tasarım kursuna da gitmişti. Nadiren de olsa çevresinden sipariş alıyordu ve üniversite kampüsüne yakın bir noktada açtığı tezgahında yaptığı takıları satmaya çalışıyordu. Kendi evlerinin yakınında tezgah açmıyordu çünkü zaten fakir bir mahallede oturuyorlardı ve tabiri caizse kimsenin cıncık boncuğa verecek parası yoktu.

Yaman ise bir sitenin güvenlik görevlisiydi. Kimsesiz bir çocuğun güvenlik görevlisi olma gibi bir işi kapması çok zordu ama Yaman'ın şansı yaver gitmişti ve bir konuda yardımcı olduğu adam oturduğu sitenin güvenlik görevlisi olarak işe girmesini sağlamıştı. Cesur bir kafenin kuryeliğini yapıyordu ve evlerine çok fazla para girmese de kendi kendilerine geçinebiliyorlardı. En küçük kardeşleri Umut lise sona gidiyordu ve üç kardeş onun üniversiteye gidip daha iyi bir meslek sahibi olmasını çok istiyorlardı. Dershaneye gönderme ve özel ders alma gibi imkanları yoktu tabii ama kendi kendine de olsa rahat bir ortamda ders çalışabilmesi için ellerinden geleni yapıyorlardı.

safe & sound | aslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin