10

80 22 11
                                    

𝐦𝐞𝐝𝐲𝐚| 𝐌𝐚𝐫𝐜𝐞𝐥𝐥𝐢𝐧𝐚 𝐆𝐫𝐚𝐲

Soğuktan üşüyen ellerimi ovuşturup etrafıma bakındım. Henüz bu katta değildi. Gelmesine birkaç dakika olmalıydı. Neredeyse gözlerime kadar örttüğüm atkının beni ısıtmasını umdum. Onun için buradaydım.
Zaten bu saatte, bu soğukta burada bekleyen birinin daha kaçıkça bir sebebi olamazdı.

Ecelime susamış mıydım?
Bilmiyorum.
Beni aradığını, her açığımı yakaladığını ve hatta birçok kişiyi bu yüzden tehdit ettiğini biliyordum. Buna rağmen ondan uzak durmuyordum. Duramıyordum, muhtemelen de duramayacaktım.
Neden mi her şeyi biliyorum?
Çünkü onu izliyorum. Bir sapık gibi görünmüyorumdur, umarım.
Sadece her hareketine dikkat etmek benim için bir alışkanlık oldu, diyebilir miyim?

Sanırım bu takıntı.
Umurumda değil.
O da psikopat sonuçta.

Cebimdeki asanın yerini yoklarken birkaç saniye içinde buraya geleceğini bildiğim için, acele adımlarımı koridorun sonuna yönlendirdim. Soğuk olmasına rağmen bahçeye çıkacaktım, çünkü şuanda gezeceği katlar, binamın da içinde bulunduğu katlardı.
Bir Gryffindorum.
Şaşırtıcı, belki de değil.
Bir Gryffindor olarak ondan nefret etmeliyim. Belki de.

Kendimi deşifre etmekten kaçınıyor muydum, emin değildim.
Beni bulması için ona ipuçları versem de bulmaması için dualar ettiğim anlar da oluyordu. Sanırım bipolarım.
Binam yüzünden benden nefret edeceğini düşünmek, şu sıralar umurumda değildi.
Çünkü daha önemli sorunlarım vardı.
Onu fazlaca kızdırdığımın farkına belki de yeni varıyordum.
Zaten ben de bunu istemiyor muydum?

Belki bundan sonra işleri alttan alsam,
Sorun çözülürdü.
Değil mi?
Kimi kandırıyorum.
Bu asla olmaz.
Beni bulmak için uğraşıyor. Hem de gerçek anlamda. Bu durumdayken geç kalmış oluyorum.

İç çekerek banka oturdum ve gökyüzüne baktım. Şu günlerde yılın ilk karı beklendiği için havalar bu denli soğuktu.
Muhtemelen hasta olacaktım ama sorun değildi. Zaten hayatımın ortada olduğu bir kumarın içindeyken bu önemsenmeyecek bir detaydı.
Ellerimle saçlarımı ve beremi düzelttim.
Gerçekten neye bulaşmıştım?
Kendime bu soruyu onlarca kez soruyordum.

Korkmadığımı söylesem de, beni her tehdit ettiğinde içimde canlanan o duygunun ne olduğunu bilmiyordum.
Kendime bile açıklayamıyordum.
Bu çok saçma.
Kendimi korkuyor gibi bile hissetmiyor aksine bu oyundan zevk alıyordum.
Bunu, kendime gerçek anlamda şuan itiraf etmiş olmam ise midemin yandığını hissettirdi.

Yaklaşık bir senedir ona aşıktım.
Bunu aşk olarak adlandırabilirim, değil mi? Ya da her neyse işte.
Yanlış şeyler yaptığını biliyorum ama bu beni kötü bile hissettirmiyor. Yaptıklarına sessiz kalmak beni günahkâr kılıyor.
Ama bunu bile umursamıyorum.
Sadece onun beni bulma düşüncesi beni mutlu ediyor. Sadece düşüncesi, tabii.
Çünkü beni bulursa olacak olanlar...
Düşünmeyeceğim bile.

Telefonumdan saate baktım. Atkımı tekrar gözlerime kadar çektim ve yürümeye başladım. Şimdiye çoktan binamın kapısının önünden geçmiş olmalıydı. Telefonumu açtım ve mesajlar kısmına girdim. Onun ismine tıkladım ve parmaklarımı klavyede gezdirdim.

Bilinmeyen numara
nöbetin nasıl gidiyor?
gönderildi 00.00

Bildirim sesi.
Koridorda yankılandı. Donakaldığımı hissetim. Lânet olsun. Vücudumu hareket bile ettirmedim. Gözlerimi hafifçe arkama çevirdim. Oradaydı.
Siktir, siktir, siktir!
Bu böyle olmamalıydı.
O şuanda burada olmamalıydı!

Onun hareketlendiğini anladığım an hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladım. Arkamdan kısık bir gülüş sesi duydum. Ona mı aitti bilmiyordum, çünkü şuanda zihnimde olan tek şey uzaklaşma dürtüsüydü. Buna ek olarak vücudum adeta alarm veriyordu ve bana kaçmam gerektiğini söylüyordu.
Derin nefesler aldım ve bir başka koridora girdim. Kızlar tuvaletini bulduğum anda içine girdim.
Sakinleşmeyi bekledim.

İyi yanından bakmaya çalıştım.
Çok büyük ihtimalle yüzüme bile görememişti. Çünkü arkamda duruyordu. Bu, belki de yüzüme hiç bakmadığını gösterirdi.
Ama ya yanından geçtiysem ve fark etmediysem? Baksa bile, atkım yüzümü kapatıyordu. Değil mi?
O anda derin bir nefes verdim.
Atkım, binamın atkısı değildi.
Ve parfümümü değiştirmek bile beni hızlıca kurtarırdı. Telefonum titrediğinde kalp atışlarım hızlanırken, bildirime tıkladım.

Tom Riddle
Yakalanmak üzereydin.
Belki de yakalandın.
Değil mi?
✓✓ okundu 00.18

𝐋𝐢𝐦𝐞𝐫𝐞𝐧𝐜𝐞 [𝐓𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin