26

138 34 23
                                    

🎶remembrance-balmorhea
---

Onu orada bulacağımı tahmin etmiştim sadece ama şimdi dizlerini kendine çekmiş ve bedenini sarmalamış bir şekilde bankta oturduğunu görünce içimde bir şeylerin kırıldığını hissediyordum. Onu burada bulmuş olmam ise aynı zamanda içime tatlı bir sevinç yerleştirmişti. Hala geliyordu demek ki buraya, güvenli alanımıza.

Eskiden her zaman buraya gelirdik. Canımız sıkkın olunca, mutlu olduğumuzda, konuşmamız gerektiğinde ya da sadece sessizliğe ihtiyacımız olduğu zamanlarda hep burada bulurduk kendimizi. Tek başıma gelsem bile arkamdan Yoongi'nin geleceğini bilerek gelirdim bu tepeye. Yıldızlara yakın diye seçmiştik burayı çünkü ne zaman konular derinleşse üstümüzdeki yıldızlara bakıp onlardan konuşurduk. Tepe diyorduk buraya çünkü tüm şehrin sakin manzarası buranın altındaydı. Işıltılı değildi bu manzara, şehrin telaşından uzaktaydı o yüzden bu kadar huzur veriyordu belki bize bu tepeye gelip bu bankta oturmak.

Yoongi yokken buraya gelmiştim birkaç kez ama her geldiğimde göğsümde hissettiğim sızı izin vermemişti rahatlamama, sadece acı duygular hissettirmişti bu manzara. Ama şimdi başını dizlerine yaslamış ve bedeni titreyen Yoongi'yi burada görmek o acının yanında bir hiçti.

Hızlı adımlarla ilerledim titreyen bedenin yanına. Elimi kolumu nereye koyacağımı bilemiyordum. Ağlıyor muydu yoksa soğuktan dolayı mıydı bu titreme bilmiyordum ama ikincisi olmasını tercih ettim. Birincisine dayanabileceğimi zannetmiyordum çünkü.

Yoongi her zaman içinde yaşardı bir şeyleri. Üzüntüsünü, sevincini hep kendine saklardı. Ben eskiden zorla göstermesine neden olurdum bu duygularını. Gösterdiğinde ise kalbim dayanamazdı gözlerinden akan yaşlara.

Titrek bir nefes aldım ve ismini sesledim olabildiğince yumuşak bir ses tonuyla. “Yoongi.” Sesimi duymayı beklemiyor olacak ki başını, gömdüğü dizlerinden hemen kaldırdı ve şaşkınca baktı bana. “Jimin.” Sessiz mırıltısı, sadece ikimizin olduğu bu tepede yankılandı adeta.

“Hey.” Sesimi olabildiğince stabil çıkarmaya çalışıyordum çünkü bana çevirdiği gözlerinde kırmızı damarlarını belirgin bir şekilde görmek boğazıma bir yumru oturtmuştu.

“Sen- Nasıl.” Şaşkındı hala.

“Aklıma ilk gelen yere geldim.”

Onu bu halde görmüş olmamı yeni fark etmiş olmalı ki yüzünü hemen sakladı benden. Nazikçe yaklaştım ve bankta yanına oturdum. Onu bu halde görmek canımı yakıyordu ve buna neyin sebep olduğunu bilememek ise kendimi kötü hissettiriyordu bana.

Derin ve titrek bir nefes alışını duydum daha sonra ise alnını yasladı hala kollarını yasladığı dizlerine. Bir şey demedim. Bekledim. Çünkü biliyordum ki ihtiyacı vardı kendisini toparlamaya.

Öylece dakikalarca belki de saatlerce oturduk o bankta. Uzun zaman sonra buraya geldiğim için manzaranın tadını çıkarmaya çalıştım. Ama aklıma gelen tek şey Yoongi ile olan anılarımız oldu. Hava soğuktu, rüzgar tenimizde izler bırakarak esiyordu ama umrumda değildi. Tek düşündüğüm yanımda artık dizlerini indirmiş ama yine de bana yaklaşmaktan çekinerek oturan adamdı.

“Neden buradasın?” Sesi sinirli ya da beni istemiyormuş gibi çıkmadı. “Seni görmek istedim.” Cevabıma karşılık bakışlarını bana çevirdiğini hissettim ve ona döndüm. Gözleri normal beyazlığına daha yakın bir renkteydi artık ama belli oluyordu ne kadar hüzünlü olduğu.

Tekrar önüme döndüm ve devam ettim konuşmaya. “Herkesi meraklandırdın. Ben de seni bulabileceğimi düşündüğüm yere geldim.”

“Burda olduğumu nerden biliyordun.”

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

saddest part of me | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin