Dışarıdan bakıldığında normal bir apartmandı. Lüks bir caddede veya semtte de değildi. Hatta apartmanın altında küçük bir market bile vardı. Polis asla şüphelenmezdi.
Kapıdan girdiğiniz anda sizi karanlık bir koridor karşılıyordu. Nereden gideceğinizi bilemezseniz geri dönerdiniz, bu kadar basit.
Adrian, ezbere bir şekilde karanlığın içerisinde ilerledi. Bir eli Yiğit'in kolundaydı. Dışarıdan yansıyan ufak ışık kırıntılarının arasından bir kapının önünde durduklarını gördü Yiğit. Dikkatli bakmasa fark etmezdi bile. Derin bir soluk sesi geldi Adrian'dan.
"Emin misin? Hala vazgeçebilirsin. Bu yolun dönüşü yok."
Karanlıkta parlayan gri gözler yeşilleri delip geçti. Adrian, bunu neden yaptığını bilmiyordu. Şimdiye kadar birçok kişiyi amaçları uğruna kullanıp atmıştı.
Şimdiyse içinden bir ses bu çocuğu bu işe karıştırmaması gerektiğini söylüyordu. Güvenmediği için miydi yoksa başka bir sebebi mi vardı emin değildi. Güvenmediğini düşünmek istiyordu, daha yeni tanışmış sayılırlardı.
"Biliyorum. Ben biliyorum ama sizin sanırım birtakım şüpheleriniz var."
Sıkılı dişlerinin arasından konuştu Yiğit. Kendisi teklif etmişti!
"Yok."
"Güzel." Kafasıyla kapıyı işaret etti. "Girelim öyleyse."
Adrian derin bir nefes alarak kapıdaki bir noktaya parmağını bastırdı. Sensör kısa bir an için yeşil ışıkla aydınlandı ve demir kapı aralandı.
"Gel."
İçerideki adam sorgulamadan paltolarını aldı. Artık içeriden yükselen müzik sesi kısıkça duyulabiliyordu.
Yine parmağını okutarak bir başka kapıyı araladı ve yüksek müzik sesi kulaklarını doldurdu. Burnuna dolan ağır içki kokusu midesini kaldırırken koluna değen parmaklar Yiğit'i içeriye sürükledi.
Yer yer dizilmiş kumar makineleri, bazı koltuklarda birbirine geçmiş insanlar ve tıklım tıklım dans pisti bu kadar korunan bir mekana göre çok... rezildi?
Kalabalığın arasında durdular. Yüzünü buruşturarak Adrian'a baktı.
"N'oldu?"
"Bugün, işi bitirelim."
Güldü, komik olduğu için değildi. "O kadar çabuk güvenini kazanabileceğimi sanmıyorum."
O kadar plan yapmışlardı. Birkaç aylık planı, tek günde bitirmeyi nasıl düşünebilirdi!
***
Sinirden ağlayabilirdi.
Dimitri denen herifin eli asla rahat durmuyordu! Kusacaktı. Yaşlı insanlar ve sapkınlıkları sadece mide bulandırıcıydı.
Gülümseyerek biraz daha yaklaştı adama, omuzları birbirine değiyordu artık.
"Daha rahat bir yere gitmek ister misin?"
Yiğit'in çakma gülümsemesi yüzünde dondu. Adrian Rostov denen adam az önce onu bir hayat adamı olarak tanıtıp siktir olup gitmişti. Şimdiyse babası ona açık seks teklif ediyordu.
"Nereye mesela?"
Cilveli sesi kendi kulaklarına ulaştığında gülmek istese de kendini tuttu. Ciddi bir ortamdaydı ve hayır, henüz ölmek istemiyor gibiydi.
"Odalardan birisine geçebiliriz."
Adam elini Yiğitinkinin üzerine kondu. "Hm? Olmaz mı?"
'Kabul et.' Kulaklığına gelen sesle küfür etti. Orospu çocuğu Adrian sonunda varlığını hatırlamıştı. Hangi cehennemdeydi acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Yanımda ~ B×B
General Fiction‼️Gay Warning Yiğit kalbinin bu sefer yanında olduğunu düşünüyordu. Kimse çalamazdı... Öyle miydi?